ZOR maçı daha zor hale getirmek ustalık isterdi, Fenerbahçe de bunu yapmakta "zorluk" çekmedi. Her karşılaşmayı diken üstünde oynayıp, ne zaman ne hata yapacaklar diye beklenen defansif ustalara sahip kadronuz varsa, yediğinizden fazlasını atmak için de uğraşıp duruyorsunuz. Castro'nun sekerek gelen şutunun Altay'ın hamle alanından çıkarak filelere gitmesi, felaketin ilk habercisiydi. Ceza alanı dışyına çıkan oyuncuya penaltı yapmak da Gustavo'ya nasip oldu. "Fark yaratsın" diye alınan ustaya "layık" bir hareket. Penaltı atışının tekrarlanması doğru karar. Altay neredeyse altıpas çizgisine yaklaşmıştı. Ancak Fenerbahçeliler'in itirazı geçen hafta Emre'nin kaçırdığı penaltının tekrarlanmamasına. "Standart karar"lardan uzaklaşmış hakemlerimiz, gücü yetene çizgisindeler. Onlar ortalığı karıştırmakta en iyi ustalar. Yoksa Kruse'nin dönüşü ile birlikte hızlı, etkili ve kararlı paslar yerini bulmaya başlamıştı. Hızlı hücumlara ne kadar davet çıkarsalar da, Deniz Türüç'ü forvet arkasına taşıyan sakatlıklar serisi, ceza sahası içine sızmaları da beraberinde getirdi. Maçın tansiyonunu indirip-çıkartan, karşılıklı süreç içinde, maçı değiştirmesi gereken en usta Emre Belözoğlu'nun da, ikinci sarıdan kurtulması, hemen peşinden oyundan alınması de önemli. Sakatlık fizik olarak Emre'yi geri itmiş, çabukluğuna son vermiş gibi. İlhan Palut cesur ve kararlı bir takıma dönüştürmüş Göztepe'yi. Doğru anları bekleyen, öne koştuğunda da pozisyon bulan bir ekibe sahip. Yine oyuncu kalitesine paralel duran ve yan top zaaflarını da çözmekte epey uğraşacak. En azından taktik olgunluğu vermiş ekibine. Kazanmak, Fenerbahçe'yi daha zorlu seri öncesinde moral olarak üste taşıyacaktı. Kruse ve Vedat ile birlikte problemleri daha kolay çözeceklerdir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.