Avrupa kulvarında tutunduğumuz tek dal Başakşehir'di. Bu maça kadar da iyi ve dirençli görüntü ile geldiler. İlk maçtaki yenilginin, OkanBuruk ile oyuncu kadrosununhenüz uyum sürecinde olmasınabağlamak istemiştik. Ancak karşımızabu maça daha çok ihtiyacı olanRoma'nın müthiş ustalığı çıktı. "Ustalık" derken, Başakşehir'den daha genç bir takım Roma. Fakat işin içine "akıl farkı" katılınca, daha da yaşlı olabiliyorlar. Sadece pas alışverişive defans arkası koşular ileBaşakşehir'in tüm planları, hayalleriveya yapabilecekleri silindi gitti.
Bir gün öncesinde Okan Buruk'u çok hırslı ve istekli görmüştük. Ancakbu disiplini sahadaki oyuncularınaaktaramadığı da ortada. Rakibini kilitlemek, sınırlamak ve sinirlendirmekle "mahir" bir takımın, bu pas rahatlığına izin vermesi anlaşılır gibi değil. Visca-Crivelli ikilisinin sadecemaçı yaşadığını, İrfan Can dadahil olmak üzere kalan bölümün,sanki kazanılmış gibi hareketetmesi vardı sahada. Bir de üstüne Pellegrini'nin açılan kaşı geldi. Seyirci sayısı esprilere neden olan bir takımın, sahadaki oyuncalara eline geleni fırlatanları barındıran hüküm verilecek konuma gelmesi tam bir kara mizah. Başakşehir'i Galatasaray performansınınkandırdığı, ölçüsüzbir özgüvene yönelttiğini söyleyebiliriz.
Avrupa ölçüsüne çıktığımızda hiçbir boyut taşımayan bir karşılaştırma olduğu da alınan sonuçlarla ortada aslında. Son maçta hüküm verilecekartık. Başımızı yere eğmedendoğru disiplini bulmalıyız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.