Her geçen dakika "bundan dahakötü oynanmaz" diye düşünerek seyrettikmaçı. Rakiplerinin aldığı sonuçlarıgörüp, maçı mental olarak kazanmadansahaya çıkmışlardı. Fenerbahçe'ninsezon başında çok beğendiğimiz, ısrarcıve agresif vücut dilinden de eser yoktusahada. Tıpkı geçen iki maçta da olduğugibi. Milli Takım arasının grubu etkilememesimümkün değil. Muriqi veardından Mevlüt de sakatlanınca,Alper'in denendiği forvet hattı ile"Bakalım; ne olacak?" düzeni çıktı ortaya.Muriqi'in sistemde kapladığı alanarağmen, tam bir santrfor takımı diyemeyizFenerbahçe için. Hücum aksiyonlarınıdaha çok orta sahaları ile neticelendirenbir takım vardı. Bu özelliğini deyitirerek yürüyüşüne devam ediyor ki,beş net orta sahaya, dördü ön liberoözellikli olmasına rağmen, sadecetopa sahip olma yüzdesiyle yaşadılarmaçı. Kaçan penaltı, sadece maçınkaderini değil, Emre'nin de kalan süresini"yoklar" arasına kattı. Biri sorumlulukalmalıydı, Tolga Ciğerci dışındaher yere koşan, bir şeyler için çabaharcayan yoktu. Ustaların maçı halinedönüşen son bölümü, Malatyaspor daFenerbahçe gibi "berabere bitsin" havasıylaoynamaya başladı. Sayılmayan golü,Mete Kalkavan'ın yanlış yorumlarındanbir tanesiydi. Tıpkı Emre'nin penaltı atışınıkurtaran Farnolle'ün çizgiye basmadanhareket ettiğini tespit edememesigibi. Ya da Mina'nın en azından ikincisarı kartlık tekmesinde VAR'ın da aynıseyirci aşamasında kalması... Hakemlerkötü, Fenerbahçe de yarışın içinde.Ersun Yanal'ın galibiyeti aklında uzaklaştırıp,"Bir puanın" önemine odaklandığısüreç. Değişmeyen ilk on bir iskeletininciddi bir rekabete sokulması, bundansonraki maçların farklılaşması için şart.Tehdit eden takımdan, mücadele edenhaline dönüşüyorlar. Bu görüntü bir takımışampiyon yapmaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.