Bu zilleti bize yaşatamayacaksınız!
Böyle diyor Nihat Genç.
Bir televizyon programında verip veriştiriyor.
CHP beyannamesi için "PKK yazsa bu kadar yazar" diye ekliyor.
"Ne yapıyorsanız bari gizli yapın da millet duymasın. 25'ine kadar sessiz durun, uslu durun sonra söylersiniz ne söyleyecekseniz" diyor.
Belli, bunları söylerken içi yanıyor Nihat Genç'in.
"Düne kadar sessiz kalalım dedik, muhalefete oy verelim dedik. Bitti bizim için. Kaldık ortada..." diyor.
Erdoğan düşmanı cephenin içine düştüğü hal bundan daha iyi özetlenebilir mi?
Evet Erdoğan düşmanlarının sırf Erdoğan'dan kurtulmak için nasıl kanlı bir pazarlığın içinde olduğunu gözler önüne seriyor Nihat Genç.
Biz söylemiyoruz.
Erdoğan'a muhalefet eden biri söylüyor.
Onlar eğer en başta doğru yerde durmuş olsalardı, işte o takdirde ne FETÖ ne PKK kendisine bu denli geniş bir alan bulabilirdi.
FETÖ'nün mağdur ettiği bir sürü ulusalcı sırf Erdoğan'a yaramasın diye yargı yoluyla FETÖ ile hesaplaşma yolunu seçmedi.
FETÖ'nün, PKK'nın dahil olduğu kampta olmayı seçti.
Ne düşmanlıkmış arkadaş!
Erdoğan gitsin de ne olursa olsun anlayışı onları da yedi bitirdi.
Türkiye düşmanları her şeyden önce bu beka meselemizi unutturmaya çalışıyorlar.
Erdoğan bu beka meselesini çözmek adına attığı adımlar dolayısıyla bu milletten destek aldı.
Almaya da devam ediyor.
Ancak Erdoğan'ın içerideki ve dışarıdaki muarızları onu bu alanın dışına itmeye, beka meselesini gündemden düşürmesini temin etmeye çalışıyorlar.
Erdoğan'a ve çevresine vermek istedikleri mesaj şu: "Artık ülkenin istiklal mücadelesinden bahsetme, millet yoruldu!" Hayır, millet yorulmadı!
Eğer ki 25 Haziran'da bu ülkenin başına bu ülkeyi Batı'ya kul köle yapmak için yanıp tutuşanlar oturursa bu millet o zaman yorulacak.
O vakit perişan olacak.
Türkiye çok büyük bir mücadele verdi.
Bu mücadele bitmeyecek.
Ancak bizi teslim aldıklarında biter bu mücadele.
O zaman ne olacak?
İşte o zaman gerçek anlamda fakirleşeceğiz.
İşte o zaman küçüleceğiz.
İşte o zaman bölüneceğiz.
Allah göstermesin zelil olacağız.
Erdoğan düşmanı cephenin içine düştüğü hal ortada.
Ülkeyi peşkeş çekmeyecekleri hiçbir güç, ittifak kurmayacakları hiçbir aktör yok.
Bunlara karşı en iyi cevabın verileceği yer seçim sandığı, tarih de 24 Haziran'dır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)