Erdoğan büyük ve özgür Türkiye’nin manifestosunu açıkladı
07.05.2018, Pazartesi
Dün Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan tarihi bir konuşma yaptı. Sadece AK Parti tarihi açısından değil, Türkiye tarihi açısından da büyük bir önem arz eden bir konuşmaydı bu. Epey bir süredir kendisine referansta bulunduğu manifestoyu açıkladı.
Erdoğan önce biz kimiz sorusunun cevabını verdi.
Sonra yaptıklarını, başardıklarını anlattı. Sonra yapacaklarını, planlarını, taahhütlerini koydu ortaya.
Ve son kısımda milletle akitleşti, sözleşti.
***
Erdoğan Türkiye'yi köksüzleştirmeye çalışanlara inat ne kadar güçlü bir tarihsel arkaplandan beslendiğimizi ve ne denli geniş bir coğrafyayla ilgili olduğumuzu ortaya koydu. Bu milletin tarihsel süreçteki mücadele ruhuna ve inşa kabiliyetine atıfta bulundu.
Erdoğan "biz kimiz" sorusunun cevabını son derece etkileyici biçimde verdi. "Biz, 15Temmuz gecesi çıplak elleriyle tanklarıdurduranlarız, o gece ölümü öldürenleriz... Biz, 15 asırdır Okçular Tepesi'ni bekleyenleriz... Biz, gölgesini üzerimizde hiçeksik etmeyecek o al sancağın bekçileriyiz... Biz, bu toprakları kanlarıyla yoğurarakvatan kılanlarız, şehitler tepesini boşbırakmayanlarız" dedi Erdoğan.
***
Erdoğan manifestonun ikinci bölümünde 2002 sonrasında liderliğini yaptığı hareketin neler başardığını ortaya koydu. 2002'ye kadarki dönemi kuruluş dönemi olarak niteleyen Erdoğan, 2002 sonrası dönemi diriliş dönemi olarak adlandırdı. Bu dönemde Türkiye'nin büyüdüğünü ve kalkındığını, bunun da Türkiye'nin milli egemenliğini ve bağımsızlığını perçinlediğini vurguladı.
Erdoğan ekonomiden dış politikaya, demokratikleşmeden özgürlüklere, eğitimden sosyal politikalara kadar farklı alanlarda Türkiye'nin kat ettiği mesafeyi ortaya koydu. Erdoğan bütün bu süreçte ülkede iktidarın kaynağının da değiştiğini, vesayet odaklarının zayıflatılıp halkın iktidarın merkezine taşındığını da belirtti. Bu anlamda manifestoda en fazla dikkat çeken vurgu "herşeyi birlikte başardık" vurgusuydu.
***
Manifestonun üçüncü bölümü bundan sonra yapılacaklara ilişkindi. Erdoğan konuşmasında önümüzdeki dönemi şahlanış dönemi olarak niteledi. KRİTER dergisinin bu ayki manşeti 'YaŞahlanış Ya İzmihlal'di. Türkiye'nin önünde şahlanmaktan ve koşmaktan başka bir seçenek yok. Eğer şahlanamazsak Türkiye olmayacak çünkü. Kaderimize izmihlal düşecek!
Bu bölümde gençlere yönelik vurgu da çok dikkat çekiciydi. Erdoğan gençlere "Siz, 2053ve 2071 hayalimizi emanet ettiğimiz, geleceğimizsiniz. Size emretmeyeceğiz. Sizedikte etmeyeceğiz. Sizi kalıplara sokmakiçin çalışmayacağız. Biz sadece sizinle birlikteçalışacağız. Sizinle birlikte yol yürüyeceğiz"diye seslendi.
***
Ve konuşmasının son bölümünde Erdoğan "Çanakkale Zaferi, birliğimizin senedidir. Milli Mücadele, birliğimizin teminatıdır. Cumhuriyet, birliğimizin zeminidir. Demokrasi, birliğimizin sigortasıdır. 15Temmuz Direnişi ve Yenikapı ruhu birliğimizinmührüdür" diyerek Türkiye halkıylaakdini tazeledi.
***
Erdoğan'ın manifestosu yerli ve milli siyasetin üzerinde yükseldiği felsefeyi, ona dayanak olan teorik zemini bugüne kadar olmadığı kadar net ve açık biçimde ortaya koymuş oldu. Erdoğan'ın Pınarhisar Cezaevi'nden çıktıktan sonra kendisini karşılamaya gelenlere yaptığı konuşmayı hatırlatması da son derece manidar oldu:
"Ülkemizin yüz yüze olduğu iç sorunlarla, karşı karşıya geldiği uluslararası sorunlarla ve baskılarla başa çıkabilmenin en önemli şartı, milletin desteğine sahip milli politikalar geliştirmektir.
Yerli bir duruşa, milli bir duruşa şiddetle ihtiyacımız var." Manifestoyu dinlediğimizde karşımıza şu gerçek çıktı. Erdoğan 1990'ların sonunda yeni bir siyasi hareket başlatırken, yerli ve milli duruşa olan ihtiyacın altını çiziyordu. Bugün ise Erdoğan yerli ve milli siyasetin temsilcisi konumunda.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.