Adalet Şûrası

Ankara'da önemli bir şûra yapılıyor. Şura dün başladı, bugün de devam ediyor. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül başkanlığında organize edilen ve Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan'ın himayesinde gerçekleşen bu şûrada birbirinden önemli temalar işleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şûranın açılış konuşmasında ifade ettiği gibi "bizim medeniyetimiz adalet temelli olarak ortaya çıkmış bir medeniyettir" ve "devleti yönetenlerin birinci vazifesi adaleti sağlamaktır."
Sempozyumun sadece oturum başlıklarına bakıldığında adalet kavramının yönetim kültürümüzün niçin tam da merkezinde yer alması gerektiği hususunu net olarak ortaya çıkıyor. "Medeniyetimizde adalet anlayışı", "adalet sosyolojisi ve adalet psikolojisi", "Türk ceza hukukunda adalet anlayışı", "medya, toplum ve adalet", "adalet bilinci ve eğitimi", "adalete güven ve yargıda etik değerler"...
Türkiye'nin terörle mücadelesinin zirvede olduğu, son derece sofistike bir darbe ve işgal girişimini boşa çıkardıktan sonra darbecilerle hesaplaştığı bir dönemde adalet bilincini yaygınlaştırmaya ve adalet politikalarını daha da iyileştirmeye dönük böylesi bir çaba içinde olması çok anlamlı. Sayın Abdülhamit Gül'ün şahsında bu önemli şûrada emeği geçen bütün Bakanlık çalışanlarını canı gönülden tebrik ediyorum...

***

İşte HDP tam da bu
7 Haziran 2015 seçimleri öncesinde HDP'yi yerlere göklere koyamayanlar...
O sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye'nin partisidir diyenler...
PKK'yla arasına mesafe koydu, biz desteklersek daha da çok koyacak diye ahkâm kesenler...
Gezi ruhu HDP'de tecessüm etti diye buyuranlar... Selahattin Demirtaş'ı parlatma yarışı içinde olan medya çeteleri...
Neredesiniz?
Bakın Hasip Kaplan ne diyor?
"HDP kurultayında Demirtaş'ın yerine sakın bir Türk göz dikmesin, benim naçizane önerim, herkes haddini bilecek"
Adam hem tehdit ediyor... Hem büyük bir konfor içinde ırkçılık yapıyor...
Bunun adı yobazlık, başka da bir şey değil...
Parti güya kınamış!
Kimse kimseyi kandırmasın.
Bu PKK'nın zihniyeti, PKK'nın görüşü ve HDP ondan bağımsız bir adım atamaz.
Daha önce de defalarca söyledim.
HDP sadece bölücü değil, aynı zamanda ırkçı bir parti.
Çünkü PKK'nın siyasi kolu.
CHP'nin de müttefiki...

***

Topaç ve hacıyatmaz
Hilmi Ziya Ülken, Şeytanla Konuşmalar isimli kitabında hayalindeki şeytanı konuşturur. Kitabın bir yerinde şeytan Hilmi Ziya'ya iki marifetini anlatır. Kullandığı iki teknoloji!
Birinin adı topaçtır, öbürününki hacıyatmaz...
Topaç... "Baştan çevirirsin. Bu sefer istediğin tarafa doğru: sağdan sola, soldan sağa! Kâh ağır, kâh çabuk. Topaç dönüşünden mesul değildir. Benim topaç istediğim zaman geri döner..."
Hacıyatmaz... "O da benim ikinci marifetim. Görüyor musun şu haspayı? Ne yapsam ayaktadır. Nerede olsa, hangi devirde gelse yine ayakta."
Keşke bunlar Hilmi Ziya'nın hayal dünyasıyla sınırlı olsa. Siyaset, toplum, kültür dünyası topaçlarla ve hacıyatmazlarla dolu. Şeytanın elinde esir olmuş topaçlarla ve hacıyatmazlarla... Fırıldak gibi dönüyor, sallanıp duruyorlar...