İşte bundan dolayı dünya beşten büyüktür diyor Recep Tayyip Erdoğan.
ABD, uluslararası hukuku, tarihsel gerçeklikleri, dini hakikatleri, bölge güvenliğini hiçe sayarak bir karar alıyor.
Dünyanın gözleri önünde İsrail'in Kudüs'ü Müslümanlardan gasp etmesini temin etmek için uğraşıyor.
Sonra devreye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ((BMGK) giriyor. Karara müdahale etmeye çalışıyor.
Gelin görün ki ABD, o konseyin üyesi ve veto hakkını kullanıyor.
Son 6 yıl içinde ABD ilk defa bir BMGK kararını veto ediyor.
ABD, hem oyuncu hem hakem rolünü beraber oynuyor.
Esasında zorbalık yapıyor, ben yaptım oldu diyor.
ABD'nin BM daimi temsilcisi Nikki Haley görüşmeler esnasında apaçık tehditler savurdu.
"Şu anda burada bir aşağılamaya tanıklık ediyoruz. Bunu unutmayacağız.
Bu durum, BM'nin bir kez daha İsrail-Filistin çatışması konusunda yarardan çok zarar ürettiğinin bir kanıtı" diye konuştu Haley.
BM tarihinde ABD, sürekli İsrail'in lehine hareket etti. İsrail'in uyguladığı devlet terörünü çoğu zaman görmezden geldi. Kimi zamanlarda da bu teröre destek verdi.
ABD'nin İsrail'le ilişkisi sadece Ortadoğu'da İsrail'e destek vermekten ibaret bir ilişki de değil.
İsrail, ABD siyasetinin içinde. İsrail lobisi bir vesayet odağı olarak ABD siyasetine müdahil.
Zaten meselenin can alıcı noktası da burası.
Böyle bir ortamda Nikki Haley'nin tehditlerinin hiçbir hükmü yok.
Herkes biliyor ki ABD kendisinden bekleneni yaptı.
Şimdi sıra BM'nin diğer üyelerinde.
Eğer isterse BMGK, ABD'nin bu zorbaca tutumunu yok sayabilir, ona geri adım attırabilir.
Bu da BM'nin dünya barışına somut bir katkı yapması anlamına gelir...
---------------------
BUHRANLI YILLAR NEDEN İMKâN OLMASIN?
A ra ara duyuyorum.
"Kaç yıldır bir rahat yüzü göremedik, sürekli yeni saldırılarla karşı karşıya kalıyoruz. Yorulduk artık" diye veryansın edenler oluyor.
Dünyanın hali ortada.
Bölgemiz ateş çemberi.
Küresel siyaset kızıştıkça kızışıyor.
Daha çok yorulacağız. O yüzden enerjimizi boşa harcamayalım.
Hem şunu bilelim. "Buhran zamanları", o zamanları iyi değerlendirenler için bir fırsattır aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın canhıraş mücadelesinin bir yönü de bu.
Ne diyor Ziya Gökalp? "Buhranlı zamanlar mefkûrelerin hilkat günleridir.
Mefkûreler, milli felaketlerin kalpleri birleştirerek umumi bir kalp yaptığı hengâmelerde, bu müttehit kalpten doğar; sonra taazzi devresinde tedricen dal budak atarak çiçekler ve yeni müesseseler meydana getirir." Demek ki fikir de, kurum da, başarı da kriz dönemlerinde ortaya çıkar.
Eğer inanırsak, eğer gayret edersek tabii.
En iyisi mi şikâyet edeceğimize bu fırsatı değerlendirmenin yollarına bakalım..