Hodri meydan, çıkın da görelim
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı AK Parti'de bir tepkinin yükseldiğinden bahsetmiş. Meğer bu tepki şimdilik homurtu halindeymiş ve fakat "kuvveden fiili çıkması an meselesi"ymiş!
Kimler homurdanıyormuş? Benim birçok yazımda "endişeli AKP'liler" diye zikrettiğim, "sureti haktan görünenler" diye işaret ettiğim kesim. Kesim dediğime de bakmayın birkaç kifayetsiz muhteris!
Eski Türkiye'nin kaybedenleriyle aynı saftalar. Zira aynı tasadalar. Koltuklar gitmiş, havalar sönmüş, pozlar eskimiş!
Her şey "dünya sistemi Erdoğan'ı gözden çıkardı" diye o müthiş tespiti yapmalarıyla başladı. Önemli olan "Erdoğan değil, Türkiye" diye ahkâm keserek yollarına devam ettiler. 4-5 yıldır bu ülkenin verdiği istiklal mücadelesinde Türkiye düşmanlarıyla aynı safta yer aldılar.
Verilen istiklal mücadelesini küçümsediler. Oluşan milli birlik ve seferberlik ruhundan rahatsız oldular, onu dağıtmak istediler. Maruz kaldığımız terör saldırılarına, finansal ataklara, uluslararası kuşatma hamlelerine rağmen "Türkiye'nin bir beka sorunu yok, rahat olun" mesajı verdiler.
Onlara göre Türkiye'nin bir "Erdoğan sorunu" vardı ve bu sorun ortadan kaldırılmalıydı. Gezi kalkışmasını, 17-25 Aralık'ı, 15 Temmuz darbe görünümlü işgal girişimini örgütleyenlerle aynı safta yer aldılar. Sömürgecilerin Erdoğan'ı indirme planına meze oldular.
Nasıl yaman bir çelişkiyse bu, bir yandan Erdoğan aleyhine "homurdanır"larken öte yandan "Erdoğan bizi niye görmüyor, bize niye değer vermiyor" diye hayıflanıp durdular.
Bunlar şimdiye kadar kamusal alanda, açıktan Erdoğan'a karşı bir söz söylemediler, arkasından, fısır fısır konuştular. Kendi meclislerinde onu yerden yere vursalar da, piyasaya çıktıklarında "Erdoğan iyi de çevresi kötü" imasında bulundular. 2019'a doğru giderken medyadaki uzantılarına açıktan "sorunun kaynağı Erdoğan" dedirtiyor, doğrudan Erdoğan'a saldırtıyorlar.
Cürümleri kadar yer yakacaklarını kendileri de pekala biliyorlar. Peki niye böyle yapıyorlar?
Ya bir yerlerden bir kez daha mesaj aldılar, Erdoğan'a karşı yeni bir hamle bekliyorlar. Ya da Erdoğan'a "bizi gör" mesajını daha vurgulu biçimde vermeye çalışıyorlar.
Esasında bir koltuk bulup otursalar epey rahata erecekler! Belki de sırf bunun için "eski AK Parti", "ortak akıl", "kadro hareketi" söylemleri üzerinden Erdoğan'ın liderliğini kötürüm hale getirmeye, Erdoğan'ın iktidarına ipotek koymaya çalıştılar.
Halbuki AK Parti'nin Erdoğansız kaldığı dönemde nasıl bir travma yaşadığını hep birlikte gördük. "Bu davada benim de Erdoğan kadar hakkım var" diyenlerin nasıl partiyi de ülkeyi de uçuruma sürüklediğine şahitlik ettik.
Çok şükür o günler geride kaldı.
Şimdi buradan kendi adıma homurdananlara bir çağrı yapıyorum. Hodri meydan! Buyurun çıkın da görelim. Biz görüyoruz da, millet de sizi görsün. Kimsiniz, kimlerlesiniz bir anlasın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)