Erdoğan AK Parti’ye ne kattı?
Bu kalkışmada bir arkada olanlar vardı. Bir de sahnede olanlar.
İmtiyazlarını kaybettiğini düşünen Batıcı sermaye sınıfı perde arkasındaydı.
Batıcı yazar-çizer tayfası sahnedeydi. FETÖ ve PKK perde arkasındaydı.
Daha küçük marjinal sol terör örgütleri sahnedeydi.
Batılı devletler perde arkasındaydı.
Batı medyası sahnedeydi.
"Erdoğan nefreti" etrafında bir siyasal alan yaratmak, bu siyasal alanın baskısıyla Erdoğan'ı devirmek istemişlerdi.
Büyük bir yatırımdı! Büyük ve kirli bir yatırım.
17-25 Aralık'la devam etti. 6-8 Ekim ayaklanmalarıyla sürdü.
Bu girişimlerden bir sonuç alınamayınca geleneksel darbe mekanizması devreye sokuldu.
15 Temmuz darbe girişimi gündeme geldi.
Elitlerin desteğini yanında göremeyince halkı yardıma çağırdı. Neyin ne olduğunu halka tane tane anlattı. Halk da Kazlıçeşme'den cevabını verdi.
Gezi defteri Kazlıçeşme mitingiyle birlikte kapandı.
Bu süreçte elbette Türkiye ekonomik, siyasi, toplumsal, kültürel açılardan ağır kayıplar verdi. Ciddi anlamda enerji kaybetti. Ülke dış müdahalelere açık hale geldi. Fakat öte taraftan toplum, çok ciddi bir siyasal bilinçlenme yaşadı.
Erdoğan, karşı karşıya kaldığı bütün krizlerde topluma seslenmeye, bu siyasi bilinçlenmeye katkı sunmaya devam etti.
Ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditler hep bu mekanizmayla bertaraf edildi. AK Parti elitlerinin hatırı sayılır bir kısmı bu sürece kolay uyum sağlayamadılar.
Kimileri yoruldu, kimileri "Erdoğansız Türkiye" projesine destek verdi.
Ama Erdoğan'a destek veren toplum kesimleri bırakın bu sürece uyum sağlamayı, bu dönüşüm sürecinin özneleri oldular.
Çok net formülasyonlar yaptı. AK Parti'nin yerli ve milli, cumhuriyetçi, demokrat, devrimci, kucaklayıcı ve muhafazakâr bir parti olduğunu söyledi. Parti elitleri arasında bir yenilenme ve tazelenme yaşanacağından bahsetti.
Bir kez daha gençleşmenin öneminden söz etti. Ve AK Parti'nin önündeki meşakkatli yolu çok iyi tasvir etti. AK Parti'li vekillere milletin önünde ödevler verdi.
Bu, Türkiye için bir fırsattır. Türkiye düşmanlarına diyecek sözümüz yok. Ama Türkiye diye bir derdi olanların bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)