Avrupa baharının yükselişi!
Avrupa'nın liberalleri için Macron'un seçilmesinden daha önemlisi aşırı sağ parti Ulusal Cephe'nin lideri Marine Le Pen'in seçilmemesi. Macron'un seçilmesi, Avrupalı solcularda ve liberallerde ciddi bir heyecan ve motivasyon yarattı. Önde gelen medya kuruluşları Macron'un gelişini ayakta alkışladı.
TV kanalları, son yıllarda yenilgi üstüne yenilgi yaşayan Batılı liberallerin sosyal medya hesapları bu türden mesajlarla dolup taştı.
Fakat aşırı sağ, popülizmin tek temsilcisi de değil. Popülizm solu da etkisi altına alıyor ve sol siyasetin söylemlerini kullanarak müesses nizama ve onun arkasındaki elitlere yönelik popülist bir dalga da yükseliyor. Popülizmin Avrupa siyasal alanını tahakküm altına almasının ikinci gerekçesi göçmen korkusu ve İslam nefreti. İslam'ı radikalizm, fanatizm ve hatta terörizmle özdeşleştirme tutumu sadece sağ popülizmin bir unsuru değil. Göçmenlerin toplumsal huzuru bozduğu, suç oranını yükselttiği, devletin göçmenlere "kendi vatandaşları"na sunmadığı çok özel sosyal haklar sağladığı, göçmenlerin Avrupalıların işlerini çaldığı söylemlerinin tek sahibi sağcı popülistler değil. Elbette popülizmin yükselişini tırmandıran üçüncü bir husus, Avrupa ekonomisinde yaşanan kriz ve durgunluk. Yine buna bağlı olarak dördüncü bir unsur sosyal devletin çöküşü. Ve tabii ki AB'nin varlığı ve Brüksel'deki bürokratların tutumları.
Bundan 10 küsur yıl önce İngiltere'nin 1979- 1990 yılları arasında başbakanlığını yapmış muhafazakâr partinin lideri Margaret Thatcher'a "en büyük başarınız nedir" diye sormuşlardı. O da "Tony Blair ve İşçi Partisi" demiş "rakiplerimizi, zihniyetlerini değiştirmeye zorladık" diye de eklemişti. Le Pen, Fransa'nın hiçbir zaman başına gelmedi ancak bir Macron üretti. Le Pen de pekala "en büyük başarım Macron" diyebilir. Macron sadece pragmatik bir AB savunusu yaptığı için seçilmedi aynı zamanda milliyetçi bir portre çizdiği ve düzen partilerine meydan okuyan popülist bir söylem tutturduğu için de kazandı. Avrupa'nın liberalleri kazanmadı aslında, daha büyük kaybetti!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)