Hedefleri CHP’yi meclis dışına çıkarmak
AK Parti'yle oynayacaklardı. CHP'yle oynuyorlar.
Bir dönem Erdoğansız AK Parti için çabaladılar. Daha sonra AK Partisiz Erdoğan için uğraştılar. İkisinde de başarılı olamadılar.
Şimdi Erdoğan partisinin başına geçiyor, AK Parti devamlılık içinde değişim felsefesiyle yenileniyor.
Reformcu gündemine, Türkiye'nin bütününü kuşatma siyasetine sahip çıkıyor.
Evet çıktı, CHP'ye yöneldiler.
Eskilerin, eski muhaliflerin tat vermediğini biliyorlar. Yeni isim, yeni heyecan arayışındalar.
Ve tabii ki yeni bir strateji arayışında...
Zehir zemberek bir açıklama yayınlayan Böke, CHP yönetiminin 16 Nisan sonrasındaki politikalarını eleştirdi. "Bu yönetimin parçası olmak istemiyorum" dedi.
Böke'ye göre en temel mesele CHP yönetiminin referandum sonuçlarını meşru kabul edip yoluna devam etmesi. Bunun yerine ne olmalıydı?
Bir yandan meşruiyet tartışması sürdürülürken, öte yandan da sokaklar hareketli tutulmalıydı!
Kalkışma siyasetinden vazgeçilmemeli, Gezi ruhu yeniden canlandırılmalıydı! Özetle Böke, bu "netlik ve kararlılığı" Kemal Kılıçdaroğlu'nda görememiş ve basmış istifayı.
Böke, toplumun merkezine hitap edebilecek, toplumun büyük bir kesiminin benimsediği yerli ve milli siyasete karşı başarı sağlayabilecek bir isim değil. Fakat belki de mesele değil.
Selin Sayek Böke, referandum sonrasında meşruiyet tartışmasını canlı tutmak için çok uğraştı. "CHP, sine-i millete dönmeli" diyerek CHP'nin parlamentodan çekilme tartışmalarının önünü açtı. O günlerde Batı'dan "hadi topluca çekilin Meclis'ten" sesleri duyuldu.
Hesap şuydu:
Önce CHP, hemen ardından HDP Meclis'ten çekilecek, sokaklara dönülecek, yeni bir kalkışma furyası başlatılacaktı.
"CHP Meclis'ten çekilseydi HDP'liler de çekilecekti" sözü HDP Washington temsilcisine ait.
Hesap, kötü bir hesap.
Tutar mı, tutmaz. Ama bu hesabın yapılıyor olması bile çok şey anlatıyor.
Türkiye'nin arkaik solcularıyla Batı'nın liberalleri aynı dili konuşuyor. Her ikisi de Türkiye'de "millete karşı bir halk yaratmak"tan bahsediyorlar.
CHP'ye "Meclis'ten çekil" çağrısı yapıyorlar.
"Siyaset çözülsün, sokaklar hareketlensin" diye mücadele veriyorlar.
Halbuki, adaletsizliği, dalavereyi, kısa yoldan iktidar olma arayışlarını bir kenara bırakıp Türkiye gerçeğini anlasalar ve buna uygun hareket etseler, ne onların hesabı şaşacak, ne de bizim asabımız bozulacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)