Ne olacak bu endişeli Türklerin hali?
Meğer geçen yılbaşı korkunç bir terör saldırısının gerçekleştiği Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan da Yunanistan'a yerleşmiş.
Mikonos adasında yeni bir gece kulübü açmak istiyormuş.
İddia o ki Yunanistan'da Koçarslan gibi birçok endişeli Türk varmış!
Gazete bu verileri Yunanistan'da görüştüğü emlakçılardan almış.
Atina'daki bir emlak şirketinin direktörü "geçen yıl gerçekleşen başarısız darbenin ardından Türk iş çevrelerinin Yunanistan'a ilgisi azaldı ancak referandumdan sonra işler değişti" demiş.
Analiz yapmayı da ihmal etmemiş. "Endişeler fazla ve Avrupa'da bir yer edinmek istiyorlar" diye çözümlemiş meseleyi!
Ezcümle, 16 Nisan referandumundan sonra Yunanistan'a yerleşen endişeli Türklerin sayısı artmış!
Bu haberdeki "Türkiye'de artık yaşanmaz" tarzındaki kara propaganda çabasını bir kenara bırakıyorum.
Fakat bu çekip gitme, bu ülkeye yabancılaşma hali endişeli Türkler olarak adlandırılan, esasında bu ülkenin Batıcıları olarak niteleyeceğimiz kesimler için hiç de yadırganacak bir durum değil.
Evet çekip gidebilecek olanlar çekip gidiyor. Lanet ederek ayrılıyor buralardan.
Oysa Türkiye kendi ülkesine, devletine, milletine düşmanlık yapmayacak, her kesimden, her düşünceden insanın özgürce yaşayabileceği bir ülke.
Şiddetle, dış müdahalelerle, terörle, darbe girişimleriyle bu ülkeyi kuşatma operasyonlarının içine girmemiş olanların tedirgin olacağı hiçbir şey yok.
Öte yandan yıllar yılı yere göğe koyamadıkları Avrupa'ya dönüp baksınlar.
Bugün onları şirin bulsalar da, "hayır oyu verenlere vize serbestisi getirelim" gibi bir riyakârlık içine girseler de Avrupalılar hiçbir zaman bu toprakların Batıcılarına bile bir vatan sunmayacak.
Ve Erdoğan yeniden AK Partili
Pazartesiyi salıya bağlayan gece Hindistan'dan döndük. Bugün de Rusya'da olacağız.
Daha önce ifade ettiğim gibi mayıs Türkiye'nin dış politikada yeni açılımlara imza atacağı bir ay olacak. Fakat mayıs aynı zamanda iç politikada da ciddi hareketliliklerin yaşanacağı bir ay olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ayağının tozuyla AK Parti genel merkezine gitti ve kurucusu olduğu partiye yeniden üye oldu.
Başbakan ve AK Parti genel başkanı Binali Yıldırım "21 Mayıs'ta olağanüstü kongremizi yapmaya karar verdik.
Yeni bir heyecan, yeni bir ümitle, yeni bir başlangıçla sayın Cumhurbaşkanımızı genel başkan adayı olarak teklif edeceğiz" diye ilk ağızdan duyurmuş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı konuşmada AK Parti'nin bir kopuş yaşamadığına dikkat çekse de, öte yandan yeni dönemde Türkiye siyasi hayatına nasıl yeni bir sinerji getireceğinin de ipuçlarını vermiş oldu. Yeni dönemde AK Parti hem yerli ve milli siyasetin öncüsü olarak hareket etmek hem de geniş toplum kesimlerini toparlayıcı bir siyasi vizyonu hayata geçirmek gibi bir misyonla karşı karşıya. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi liderliği için bir imtihandan çok bir fırsat...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)