Milletin iktidarı için ‘evet
1950'li yıllardan beri devam eden zorlu, zahmetli bir süreç...
Evet diyeceğiz!
Almanya, Hollanda, İsviçre, Avusturya, Belçika açıktan "hayır" kampanyası yürüttü.
Kendi ülkelerinde "Cumhurbaşkanlığı sisteminin önemi"ni anlatmak isteyen kim varsa onu susturdular. Bakanımızı saatlerce rehin tutup, daha sonra sınır dışı ettiler. PKK paçavralarıyla Avrupa sokaklarında hayır için toplananları alkışladılar. Teröristlerin, terör destekçilerinin "Erdoğan'ı öldürün" pankartıyla İsviçre parlamentosunun önünde toplanmasını teşvik ettiler.
Türkçe manşetler atıp, "hayır" propagandası yaptılar. Bu milletin 15 Temmuz destanını karalamak için ellerinden geleni yaptılar. Her seferinde, Türk milletini aşağıladılar, halkın siyasi ehliyetini sorguladılar.
Selahattin Demirtaş dışarıda olsa ve hayır için kampanya yapabilse sonuç çok farklı olurdu dediler. Sözün özü şimdiden bu milletin "evet" kararını itibarsızlaştırmanın derdine düştüler.
Wall Street Journal bu milletin yürüdüğü istiklal yolunu "kölelik yolu" diye tarif etti.
Economist, "16 Nisan'da sonuç ne olursa olsun, Türkiye karanlık bir yola girdi" dedi. Eğer evet sonucu çıkarsa Türkiye'nin "seçilmiş bir diktatörü" olacak diye buyurdu!
New York Times, ülkemizi "kargaşa ve kaos içinde bir ülke" diye tanımladı.
Halbuki bütün bunlar bu ülkede kargaşa ve kaos çıkarma çabasının bir ürünü.
Çünkü bu sistemin Türkiye'yi çok daha güçlü bir ülke yapacağını biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye ekonomisini büyüteceğini biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye'nin uluslararası alandaki rekabet gücünü kat be kat artıracağını biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye'nin güçlü liderliğini kurumsallaştıracağını biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye'nin siyasal istikrarını teminat altına alacağını biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye'yi dış müdahalelere karşı çok daha korunaklı hale getireceğini biliyorlar.
Çünkü bu sistemin Türkiye'nin hükümet sistemi sorununu çözeceğini biliyorlar.
Tüm bunlar nedeniyle Türkiye'nin tam anlamıyla özgürleşeceğinin, bağımlılık tuzağına bir daha geri dönmeyeceğinin farkındalar.
Ve bunu kabullenemiyorlar.
Emin olun biz burada, kararımızın arkasında dimdik durduğumuz sürece kabullenmekten başka çareleri yok...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)