Sen bir adım atarsın, üzerine çullanırlar.
Etmedikleri hakaret, yapmadıkları aşağılama kalmaz.
Yaftalamaktan geri durmazlar.
Sonra döner "ifadeözgürlüğüefendim" derler.
"Basınözgürlüğününerdemleri"ndenbahsederler.
Kendileri bir halt işlerler. İşaret edersin, altını çizersin, eleştirirsin.
Onun adı "linçkampanyası" olur.
Ne söylüyordu Ahmet Kaya?
"Nerden baksantutarsızlık, nerden baksanahmakça!"
***
Hürriyet gazetesinin cumartesi günkü manşetinden bahsediyorum. Hürriyet'in haberi birinci sayfada "YediEleştiriye Yedi Yanıt" başlığıyla, iç sayfada ise "Karargâh Rahatsız" başlığı ile sunulmuş.
Haberin girişinde yer alan ifadelerse şöyle: "Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), terör örgütleri DEAŞ ve PKK'ya karşı tarihi öneme sahip mücadele yürütüyor. Bu kritik süreçte Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a yönelik eleştiriler ve bazı iddialar da gündeme geliyor. İddia ve eleştiriler, TSK'yı yıprattığı gerekçesiyle Genelkurmay'da rahatsızlık yaratıyor. TSK, 'Ayarı kaçmış eleştirilerile gerçek dışı bilgileredayalı bazı haberlerle' ordunun başarısının gölgelenmeye çalışıldığını düşünüyor." Bir kere şu memlekette "Karargâh Rahatsız" başlığını kim görse aklına "GençSubaylar Rahatsız" manşeti gelir. 27 Mayıs'tan bu yana medyanın yürüttüğü darbe operasyonları hatırlanır. Hele ki bunu yapan Hürriyet olursa.
1997'deki, 2007'deki performansı göz önünde bulundurulur.
Bir on yıl sonra, 2017'de yaptığı ve başlığında "Karargâh Rahatsız" ibaresi olan bir haber de bu meyanda değerlendirilir. Eleştirilir.
***
Diğer taraftan mevzu "orduda başörtüsü yasağınınkaldırılması" meselesiyse ve burada "aslındaGenelkurmay bu yasağınkaldırılmasına sıcakbakmıyor" mesajı verilmek isteniyorsa bu da bir başka eleştiri unsuru olarak öne çıkar.
Bir vakitler TBMM, üniversite öğrencilerinin başörtülü olarak eğitim hayatlarını sürdürebilmelerine imkân tanıyan değişikliğe destek verdi diye "411 El KaosaKalktı" manşeti atan Hürriyet'ten söz ediyoruz.
Peki bütün bunları Hürriyet'in editörlerinin, yazı işleri müdürlerinin, yayın yönetmeninin ve hatta patronajının bilmemesi mümkün mü? Elbette değil.
***
Peki Hürriyet bu haberle ne yapmak istedi? Bana soracak olursanız Hürriyet'in açık ve çok katmanlı bir manipülasyonuyla daha karşı karşıyayız.
Habere baktığınızda Türkiye'de ordunun siyasi bir odak, bir ağırlık merkezi olarak sunulduğunu görüyoruz.
Dile getirilen "yıpratmaunsuları" elbette sorunlu.
Fakat bunlardan rahatsızlık duyup bunlara savunma refleksiyle cevap vermek de üzerinde durulması gereken bir diğer konu. Verilecek tek cevap, TSK'nın sivil otoritenin kararlarına bağlı olduğu, bu tartışmaların bir tarafı olmadığıdır.
Bir başka husus da şu. Bu haberle, ordu mensuplarında bir "karşı bilinç" oluşturma çabası söz konusu. Ordu mensupları için neredeyse "rahatsızolunabilecekler listesi" çıkarılmış!
Elbette bütün bunlar referanduma giderken "hayırcephesinin tahkim edilmekistenmesi" ile de ilgili.
Üzücü olan husus Hürriyet'in bu amaç doğrultusunda "Karargâh"ı da manipüle etmiş olması. Karargâh susmayı, işine odaklanmayı, sahadaki başarılarıyla konuşulmayı tercih etse belki buna gerek kalmazdı. Eski Türkiye alışkanlıklarıyla devlet kurumlarının kendi bağımsız iletişim kampanyalarını yürütmeleri böylesi sonuçlar doğuruyor...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.