2007 öncesine özlem duyanlar ittifakı
Selahattin Demirtaş "seni başkan yaptırmayacağız" dediği için Time dergisinin "yılın siyasetçisi" iltifatına mazhar olmuş, Batı'daki Türkiye karşıtlarınca kahraman ilan edilmişti. Bu sözleri dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nu Batı'da bir Allah'ın kulu takdir etmedi. Bırakın Time'ı bir Arizona Herald bile Kılıçdaroğlu'ndan bahsetmedi. Fakat salondaki CHP'liler coşkulu alkışlarıyla, müstemleke medyası da attığı başlıklarla Kılıçdaroğlu'na destek çıktı.
Bu yeni ortamda Erdoğan düşmanlığı gayrı milli muhalefet için cazip bir siyasi sermaye olmaktan çıkmaya, aksine ciddi bir siyasi risk halini almaya başladı. Gayrı milli muhalefet daha önceki kaba saba Erdoğan düşmanlığıyla yol alamayacağını gördü ve yeni yöntemler aramaya başladı.
Referandum sürecinde ret cephesinin dile getirdiği söylemlerde bu arayışın izlerini bulmak mümkün. CHP-HDP bloğu bugün "Erdoğan'a karşı olduğumuz için değil, sisteme karşı olduğumuz için hayır diyoruz" diyorlar. Sureti haktan görünenler de "Erdoğan'ın başında olduğu Cumhurbaşkanlığı sisteminde sorun yok, peki ya Erdoğan giderse ne olacak" söylemiyle CHP-HDP bloğuna destek oluyorlar. Halbuki bunların hepsi 3 senedir "Erdoğan'ın yeni hükümet sistemini şahsı için istediği"ni söyleyip durdular.
Bu söylemler çok bilinçli şekilde sürdürülen bir çarpıtma siyasetinin mahsulü. Zira Cumhurbaşkanlığı sistemi Erdoğan için değil, Erdoğan sonrası için tasarlanmış bir sistemdir. Ret cephesi milletin Erdoğan sevgisini nihayet kabul etmek zorunda kaldığı, bu siyasi realiteyi değiştiremeyeceğini gördüğü için "derdimiz Erdoğan'la değil" mesajı veriyorlar.
Halbuki biz bu kesimin açıktan Erdoğan düşmanlığı yaptığı dönemlerde de onların derdinin Erdoğan'la olmadığını söylüyorduk. Onların derdi Erdoğan'ın temsil ettiği siyasi vizyonla, daha net söyleyelim Erdoğan'ın davasıyla. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle. Erdoğan'ı düşürmek için uğraşmalarının nedeni Erdoğan'ın liderliğini yaptığı hareketin bir daha iktidara gelemeyecek şekilde tasfiye edilmesiydi. Bugün Türkiye'nin kendi ihtiyaçlarına uygun bir yeni hükümet sistemine geçişini engellemek üzere çaba sarf edenlerin amacı da aynı. Erdoğan'ın temsil ettiği siyasi vizyonu yenilgiye uğratmak arzusundalar.
Bugün ret cephesinin bakış açısını Mehveş Evin çok net biçimde şu cümlelerle ele veriyor: "Bir kişiye tapıyor olmak, ondan sonra gelecekleri de aynı sonsuz yetkiyle donatmak için geçerli sebep olabilir mi?"
Bu cümleye dikkatli bakın. Çevrenize bakın bakalım bu tezi başka kimler dillendiriyor?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)