İngiltere Başbakanı Theresa May Türkiye'ye geldi.
Donald Trump'la görüştükten sonra ayağının tozuyla Türkiye'yi ziyaret eden May, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile görüştü.
Görüşmelerde iki ülke ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik hususlar ele alındı.
Ticari ilişkilerden terörle mücadeleye, mülteci sorunundan Suriye krizinin siyasi çözümüne kadar birçok konu görüşüldü.
Malum, yeni dönem dünya siyasetinde ülkeler arası ikili ilişkiler ve anlaşmalar geçmişten çok daha önemli hale gelecek.
Uluslararası kuruluşların etkinlikleri zayıflayacak.
Trump'ın ilk iş gününde Trans-Pasifik Ticaret Ortaklığı'ndan çekilmesi tesadüf değil.
Avrupa Birliği de, Birleşmiş Milletler de, NATO da, Dünya Ticaret Örgütü de, Uluslararası Para Fonu da, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da zemin kaybedecek.
Türkiye'nin de bu yeni dönemde doğudan batıya, güneyden kuzeye farklı ülkelerle ikili ilişkilerini geliştirmesi, özellikle ticaret hacmini artırması gerekiyor.
Dünkü ziyaretin bu çerçevede değerlendirilmesi, Türkiye- İngiltere ilişkilerinin bu çerçevede derinleştirilmesi ile ilgili projeler geliştirilmesi gerekiyor.
***
Gelin görün ki müstemleke medyası için bunu idrak etmek hiç de kolay değil. Zira kahrolası alışkanlıklarını terk etmeleri, millileşmeleri ve yerlileşmeleri icap ediyor.
Her şeyden önce kendi ülkelerinin menfaatlerini düşünmeleri gerekiyor. Yapamıyorlar.
Kendi ülkelerini muhataplarıyla denk görmeleri gerekiyor. Göremiyorlar.
Onlar, Batılı devletlerin liderlerinin Türkiye'ye ayar verdiği günleri özlüyorlar. Bunun için yanıp tutuşuyorlar.
Bundan tam bir yıl önce Obama'nın yardımcısı Joe Biden gelmişti hani. Adamın ağzından Türkiye aleyhine iki çift kelam almak için nasıl da çaba sarf etti bu müstemleke medyası.
Aynısını Theresa May için yaptılar. Ah bir OHAL'i eleştirse! Ne olur Erdoğan'a bir laf soksa! HDP'lilere özgürlük diye slogan atsa!
Hiçbiri olmadı elbette. Gelin görün ki müstemleke medyası boş durmadı.
Örneğin Posta gazetesi İngiltere başbakanının geliş hikâyesini şöyle haberleştirdi: "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğanİngiltere'nin Türkiye'ye yatırım yapmasınıistedi. İngiltere Başbakanı TheresaMay, 'insan hakları yükümlülüklerini yerinegetirmeniz çok önemli' dedi."
Bak sen!
Yani insan bu cümleyi okuduğunda May'in Erdoğan'ın önüne bir şart koyduğu izlenimine kapılıyor. Halbuki May, Binali Yıldırım'la yaptığı basın toplantısında kendisine sorulan "insan hakları konularınıticarete kurban mı ettiniz" şeklindeki küstahça soruyu cevaplarken bu mevzuya değiniyor. Ve şöyle diyor: "İnsan haklarıkonusunu Cumhurbaşkanı Erdoğanile görüşmede dile getirdim, demokratikkurumların hukukun üstünlüğünüdevam ettirmesini söyledim ve zatenhükümet de öyle yapıyor."
Yani?
İngiltere başbakanında olmadı, şansınızı Merkel'de deneyin! Belki imza da toplarsınız. Gerçi geçen yıl "Erdoğan'ın Türkiye'sinegitme" diye imza toplamıştınız. Şimdi de"gel de halimize tercüman ol" diye imzatoplarsınız!
Sahiden de çekilir şey değil, şu müstemleke şeysi olmak...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.