Doların yükselişi karşısında, muz görmüş maymun misali ellerini çırpa çırpa sevinç çığlıkları atıyorlar.
Evet, doların değerlenmesine, Türk lirasının değer kaybına bel bağlamış solcuların memleketi burası.
Emperyalizmi buradan yıkacaklar!
Hem de Amerikalı liberallerle birlikte.
Herkes 100 dolar bozdurursa AKP yıkılır diye kampanya bile yaptılar.
Beynimiz yandı!
Nihayetinde biz gericiyiz!
Anlamayız ilericilerin halinden.
Materyalizm ne bilmeyiz.
Diyalektik olanına ise hiç yaklaşamayız.
Tarihsel determinizm neyin nesidir bilmeyiz!
Değil mi ki üstadınız Marx da Hindistan'ın İngilizler tarafından sömürgeleştirilmesine "aşılması gereken birsafha" olarak bakmıştı.
Hatta Hindistan'ı sömürgeleştiren İngilizler, el dokumacılığına dayalı Hint kumaşı üretimini yok etmek adına yerli dokumacıların başparmaklarını kesmesini de kaçınılmaz olarak görmüştü.
İngilizler böylelikle normal şartlar altında rekabet edemeyeceği Hint kumaşının yerine fabrikasyon İngiliz kumaşını ikame edebileceklerdi.
Bunların hepsi teori tutsun diye!
Önce kapitalist olunacak, ardından komünist aşamaya geçilecek!
Aynı kafa!
Bugün solun iflah olmaz bekçilerinin ülkeyi batırmak için girdikleri yoğun uğraşın da bir nedeni var.
Teori öyle buyuruyor.
Bu ülke önce küçülsün, bölünsün ve hatta batsın ki bu ülkenin mensupları sosyalizmin kıymetini anlasın.
Bu şapşallara gel bizi kurtar diye yalvarsın.
Bunlara sorsan, biraz acı çekeceğiz, sonra güzel günler göreceğiz güneşli günler!
Niye acı çekelim?
Güzel işte böyle!
Komedi metni gibi.
Ama değil, tam bir trajedi.
Türk solunun trajedisi!
Bir neslin, bir grubun, bir düşünce biçiminin trajedisi.
Daha ne kadar düşebileceklerini tahayyül edemiyor insan.
"Dolar yükselsin de Tayyip gitsin" diye kampanya yapanlar, Gezi direnişini kutsayanlarla aynı tipler.
Ve devamındaki maskaralıklara ortak olanlar, alkış tutanlar.
İnanın bütün bunların kaynağında "aidiyetsizlik" var.
Bu vatana, bu toprağa, bu millete hiçbir aidiyet duymamaktan kaynaklı savrulmalar bunlar.
Böyle olunca da dışarıda hesap sahibi olan herkesin hizmetkârına dönüşüyorlar.
Aydın yabancılaşması diye bir kavram vardır malumunuz.
Kendi toplumunun değerlerinden ve hatta varlığından nefret eden çok bilmişlerin yaşadığı illüzyonu ifade etmek için kullanılır.
Kimileri bugün bu ülkeyi batırmak için uğraşan bu solcu çok bilmişlerin "aydın yabancılaşması" yaşadığını iddia ediyor.
Zinhar yalan!
Bunlarınki "aydın yabancılaşması" değil!
Halk düşmanlığı!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.