Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ABD'de. Malum, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi ile ilgili müzakerelerde bulunmak üzere orada adalet bakanı. Perşembe günü Washington DC'de SETA'nın organize ettiği bir panelde konuşan Bozdağ önemli mesajlar vermiş. Bir yandan 15 Temmuz'da neler yaşandığını, öte yandan FETÖ yapılanmasının ne tür bir bela olduğunu bir kez daha anlatmış.
Devletlerin kendine tehdit olarak gördüğü yapıları idari birimlerinden ayıklama hakkı olduğunu, Türkiye'nin tam da bunu yaptığını belirtmiş. Aynı zamanda Türkiye'de 15 Temmuz sonrası ortamda dahi hukukun üstünlüğüne ve adil yargılama hakkına herhangi bir halel gelmediğini örnekleriyle ortaya koymuş.
Bozdağ, FETÖ'nün Hillary Clinton'la yakın ilişkileri olduğu yönünde çeşitli spekülasyonlar olduğu, Clinton başkan seçilirse neler yaşanacağı ile ilgili sorulara orijinal bir cevap vermiş: Taç giyen baş akıllanır!
Umarız öyle olur...
İşte bundan 15Temmuz bir diriliş
Aynı gün 15 Temmuz ve FETÖ ilişkisi üzerinebir başka toplantı da İstanbul'da gerçekleşti. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İGETEV, Sabah, Daily Sabah ve AHaber işbirliğiyle organize edilen toplantı son derece özgün bir formata sahipti. Dünyanın farklı bölgelerinden 70'i aşkın sivil toplum kuruluşunun yöneticileri Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Raşit Küçük konferans salonunda buluştu.
Açılış ve selamlama konuşmalarının ardından ilk konuşmayı Dr. Esra Albayrak yaptı. Albayrak 15 Temmuz'u nasıl tecrübe ettiğini Marmaris'te ailesiyle birlikte neler yaşadığını net, samimi ve içten bir biçimde anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nasıl dirayetli bir liderlik sergilediğini onun anlatımlarında bir kez daha görmüş olduk. Albayrak, tanıklıklarının ötesinde, dikkate değer analizler yaptı ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen muhataplarını FETÖ'nün sadece Türkiye için değil bütün dünya ülkeleri için bir tehdit olduğu konusunda uyardı.
Dikkatimi çeken, toplantı boyunca Talip Küçükcan'dan Zeynep Kandur'a, Merve Kavakçı'dan Banu El'e kadar hemen hemen bütün konuşmacıların muhataplarına aynı uyarıyı yapmaları oldu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bu uyarıyı yapan isimler arasındaydı. Kalın, konuşmasında Türkiye'nin 15 Temmuz öncesinden çok daha güçlü bir ülke olduğunu ve büyümeye, çevresine etki etmeye devam edeceğini de vurguladı.
Bence programın en özgün yanlarından biri de dünyanın farklı bölgelerinden İstanbul'a gelen STK temsilcileriyle 15 Temmuz kahramanlarını buluşturma fikriydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "bizim bir Sabrimiz var" diye bahsettiği Sabri Ünal konuştu önce. İki kez tankın altına yatan ve kolundan yaralanan gazimiz. Vakur bir edayla söz konusu vatan olunca "bu ülkede bir Sabri Ünal yok, tanklarınaltına yatacak binlerce Sabri Ünal var" diye seslendi dünyanın farklı bölgelerinden gelen misafirlere.
Boğaziçi Köprüsü'ndeki darbeci teröristleri madara eden gazi Safiye Bayat, şanlı bir direniş sergilemiş olan Çengelköy'ün gazi muhtarı Can Cumurcu seslendi salona. 14 yaşındaki Adviyye Gül İslamoğlu konuşurken herkes nefesini tutuyordu. "Beni sırtımdan vurdular. Ama kurşun değil gururla taşıyacağımbir madalya taktılar" dedi gururla. Biroğlu şehit, bir oğlu gazi olan İhsan Ayanoğlukarşımızda bir dev oldu büyüdü. Şehit olanoğlu için, "15 Temmuz'da benim evladımdı,16 Temmuz'da milletin evladı oldu"dedi.
İşte bu nedenle 15 Temmuz, bu milletin bir diriliş destanı. İşte bu nedenle 15 Temmuz sonrasında bu millet, bu ülke daha önce olduğundan çok daha güçlü...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.