Hâlâ böyle mi düşünüyorsun?
Murat Karayılan'ın açıklamalarını bir "talimat" formatında veren bu sözde "haber", şer koalisyonunun nasıl bir gayret üzere olduğunu gösterir mahiyetteydi.
Bir terör örgütü elebaşısı hem propaganda yapıyor, hem teröristlere moral motivasyon sağlamak istiyor hem de kamuoyunda bir korku ortamı oluşturmaya çalışıyor.
Bunun için konuşuyor. Bu Cumhuriyet adı verilen bülten de bu terör örgütü elebaşısının söylediklerini amacına uygun biçimde servis ediyor.
Bu operasyon gazetesi dünkü elim terör saldırısını da "5 ayda 5. Terör" diye duyurdu. Ve devamında "bu kanlı oyuna seyirci kalmayacağız" diye başlık attı.
Sakın yanlış anlamayın, "kanlı oyun"dan kastı, PKK'nın oynadığı oyun değil! PKK'nın adı yok! "Kör terör ve failleri" var.
Buna karşın "kanlı oyun"u sergileyenler "bu olayların diktatoryal yönetim sisteminin değirmenine su taşımasını isteyenler" olarak sunuluyor.
İşte mücadele etmemiz gereken yüzsüzlük ve kötülük bu!
Derhal tam cephe saldırıya geçtiler. Ne de olsa ülkenin bir "iktidar sıkıntısı" vardı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğine tosladıklarında iş işten geçmiş, ok yaydan fırlamıştı. Bir kez daha, bu kez bütün toplum nazarında sobelenmiş oldular.
Terör denen o kirli silahı cilalamakla uğraştılar, daha iyi ateş alması için çok çabaladılar. Hem teröre ortam hazırladılar.
Hem de terörü meşrulaştırmaya gayret sarf ettiler.
Terör örgütüne "daha çok vur" diye çağrılar yaptılar. Terör örgütünün katlettiği masumları trafik kazasında ölmüş insanlar gibi haberleştirdiler.
Oysa 7 Haziran öncesinde "HDP'nin Meclis'e girmesi terörü bitirmez, aksine azdırır" mealinde sözler söylediğimizde "demokrasiyi içselleştirememek"le itham ediliyorduk.
PKK, HDP'nin aldığı oya binaen kolaylıkla bir "iç savaş ortamı" yaratabileceğini ve bu ortamda istediğini alabileceğini düşündü.
Türkiye'yi PYD/ YPG'nin Kuzey Suriye'deki fiili statüsünü tanımaya zorladı.
Gün sonunda PKK, "kendi sahası" olarak gördüğü şehirlerden kazılıp atıldı.
Açtıkları çukurlar kapatıldı, mühimmatları ele geçirildi.
Dahası bu süreçte 8000'e yakın terörist etkisiz hale getirildi. Örgüt mensupları çözülmeye, toplu teslimler artmaya başladı.
Bu ortamda PKK kendisine, bir terör örgütüne yakışır tarzda büyük şehirlerde canlı bombalar patlatmaya soyundu.
Şimdi, PKK'ya bir "terör örgütü" değil, bir "toplumsal ayaklanma hareketi" diyenlere soruyorum. Hâlâ böyle mi düşünüyorsunuz?
Türkiye demokrasisi adına, siyasal alanın şiddet ve terörizmden arındırılması adına hayırlı bir süreç olmasını temenni ediyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)