“Çözümün vaktidir” elbet de çözüm nedir?
Türkiye tarihi bunun örnekleriyle doludur. Ne zaman bir genişleme dönemi yaşansa, birileri çıkmış ve savaşın lüzumundan bahsetmiştir.
Kimlerden bahsettiğimi biliyorsunuz. Ülkeyi savaşın içine çekip kendi iktidar alanlarını genişletmek isteyen şer şebekelerinden bahsediyorum.
Evet, barışın en güzel günlerinde savaştan bahsedenlere mim koymalı, gözümüzü onlardan ayırmamalı, onlara karşı hep tetikte olmalıyız.
Peki ya mücadelenin tam ortasında "şimdi barışın vaktidir" diyenleri ne yapacağız? Onları "hümanizma kahramanı" olarak mı ilan edeceğiz?
Onların bir iktidar planının, bir gizli ajandasının olmadığını mı düşüneceğiz?
Hem de bunu devletin ve milletin tarafında yer aldığını iddia ederek söylüyor.
"Terörün bitirilmesi ve akan kanın, dökülen gözyaşlarının artık durması için siyaset zemininde geniş katılımlı bir çözüm aranması zarureti"nden bahsediyor.
En önemlisi, "öngörülebilir bir gelecekte, PKK'nın askeri yoldan tasfiyesinin mümkün olmadığı" iddiası. Belki de kehaneti demeliyim.
Yine bunlara sorarsanız "PKK'yı askeri araçlarla bitirmek mümkün değil"miş. "Geçmişteki yanlışlar tekrar ediliyor, PKK güvenlikleştiriliyor"muş.
Ne yapılacaktı, PKK'ya yardımlaşma derneği muamelesi mi yapılacaktı?
Bir kısmı belki bunu bilmeden yapıyor. Fakat ortada bir gerçek varsa o da bugün PKK ile konuşulabileceği imasının PKK'ya alan açmaktan başka işe yaramayacağı.
PKK ciddi bir paradigma değişimi yaşadı. Ve bunu da kendi aklıyla yapmadı.
PKK'ya karşı bu ortamda verilecek en önemli yanıt, çevresiyle sorunlarını çözmüş, küresel ittifak ilişkilerini pekiştirmiş bir devlet olarak kararlı biçimde mücadele etmektir. Ve bu mücadele sonucunda bu örgütü teslim almaktır.
Türkiye'nin önünde başka çözüm yoktur.
2013 Mayıs'ını özleyeceğimiz bir ortam yok artık. Denkleme eklenen her yeni unsur eski formülleri geçersiz hale getirdi.
Onlara destek veren siyasetçi, gazeteci veyahut akademisyen kılıklı tiplerin de karşımızdaki şer şebekesinin üyeleri olduğunun farkındayız.
Hepsi bu ülkenin geleceğini karartmak için canhıraş bir gayret içindeler. Yurtdışından kendilerine buldukları ortaklarla birlikte biteviye çabalıyorlar.
Bu ülkenin hayrını isteyenlerin öncelikli gündemi ise bu ülkeyi tehdit eden terör tehdidini bertaraf etmek. Bunun için de ilk etapta yapılması gereken, PKK başta olmak üzere devlete ve millete karşı silah kullanan örgütleri ortadan kaldırmak.
Terör Türkiye'nin kaderi değildir...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)