Ve Anayasa Mahkemesi devreye girer
Ne var ki kendisine bir türlü muteber bir tez konusu bulamıyormuş.
Gel zaman git zaman yolu çakalla kesişmiş.
Tavşan, daha önce başarılı bir tez yazmış olan çakaldan tavsiye istemiş.
Çakal "sen danışmanını bul, o sana konu bulur" diye mukabelede bulunmuş.
Tavşan durur mu, gitmiş kendisine hemen bir tez danışmanı bulmuş.
Danışman da ona bir tez konusu armağan etmiş.
Bizimki derhal karaborsadan bir daktilo bulmuş. Bir tomar da kâğıt almış önüne. Başlamış yazmaya.
Tak, tik, tak, tik, tak, tak...
Tam o esnada yoldan geçen kurdun dikkatini celbetmiş bu manzara. "Hayrola tavşan kardeş ne yapıyorsun" diye sormuş.
Tavşan ise "tavşanların kurtlardan çok daha güçlü olduğu"nu ispatlamaya çalışan bir tez yazdığını söylemiş kurda.
Kurt tam tavşanla dalga geçmeye başlayacakmış ki, tavşan kendinden emin biçimde "istersen çalıların arkasına geçelim" sana orada tezimi ispatlayayım demiş. Kurt durur mu, derhal tavşanla birlikte geçmiş çalıların arkasına.
Kısa süre içinde kurdun sesi kesilmiş, tavşan yeniden dönmüş daktilonun başına. Tak, tik, tak, tik, tak, tak...
Tavşan yüzündeki o mesut gülümsemeyle tezine devam ederken danışmanı çalıların arkasından homurdanmış. "Kürdan getir evladım, kürdan..."
Anayasa Mahkemesi Can Dündar ve Erdem Gül'ün "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı" ile "ifade ve basın özgürlükleri"nin ihlal edildiğine hükmetmiş.
Yapılan başvuruyu hızla gündemine almış ve yine hızla karara bağlamış mahkeme.
Twitter kararındaki kadar hızlı değilse de yine de hızlı hareket etmiş.
Malum Anayasa Mahkemesi 10 günden az bir sürede Twitter yasağı ile ilgili yapılan başvuruyu gündeme almış ve karara bağlamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı hak ihlali başvurusunu bile iki yıldır gündemine almayan bir mahkeme için jet hızıyla alınmış bir karar bu!
Kararın yazım aşaması da çok sürmez.
Nihayetinde tak, tik, tak, tik, tak, tak...
Hatırlayalım Can Dündar ve Erdem Gül, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri siyasi ve askeri casusluk amacıyla temin etmek ve açıklamak" iddiasıyla tutuklanmıştı.
Anayasa Mahkemesi, Dündar ve Gül ile ilgili alınan kararda "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti"ne ve "basın özgürlüğü"ne atıfta bulunmuş.
Anayasa Mahkemesi'nin geçmişte olduğu gibi jenerik ve normatif ifadelerle "siyaset"e soyunduğu açıktır.
İki şekilde. Bir, muhalefetin siyasi kampanyaya dönüştürdüğü hususlara karşı son derece duyarlı davranarak... İki, Gezi'den bu yana cephe genişletme arayışında olan yeni muhalefet bloğunu sevindirecek kararlar alarak...
Bugünden geriye dönüp baktığımızda MİT TIR'ları haberinin oluşturulma ve yayınlanma süreci Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliğine yönelik açık bir tehdit oluşturmaktadır.
Türkiye'nin uluslararası alanda zaafa uğratılmaya çalışıldığı açıktır. Bu zihniyet aynı anda PKK terör örgütünden, paralel devlet yapılanmasından, Esed rejiminden, İran ve Rusya'dan medet uman gayrı milli bir muhalefet üretmiştir.
Anayasa Mahkemesi şimdi gündemine paralel devlet yapılanmasına ve PKK terör örgütüne mensup "gazeteci"lerin başvurularını alacak mı?
Hatta o da yetmez şu Edward Snowden'a çok üzülüyorum, onun başvurusunu da alsın AYM!
Kararını versin. Dedim ya sonrası yazım aşaması.
Tak, tik, tak, tik, tak, tak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)