Katil sahiden de uşakmış
Sizi artık çok iyi tanıyoruz. Bugün Türkiye'yi tehdit eden terörü siz elinizle büyüttünüz. 7 Haziran seçimlerine giderken "barış için HDP'nin barajı aşması gerekir" dediniz. O vakitler "bu HDP'nin meclise girmesi çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet eder" dediğimizde bizi aforoz etmeye kalktınız. HDP'ye barajı aştırdınız. AK Parti'nin tek başına iktidarını engellediniz. Sonrasında, PKK sizin açtığınız alanda "devrimci halk savaşı" adı altında yeni bir katliam furyası başlattı.
Hadi 7 Haziran öncesinde saflığınıza geldi. HDP'nin Türkiyelileşme yalanına kandınız. Ama nasıl olduysa 1 Kasım seçimlerine giderken HDP demeye devam ettiniz.
Belki HDP'nin de oyuna getirildiğini düşündünüz. Kendinize HDP'yi özgürleştirme misyonu biçtiniz.
Bir an için bunları meşru görelim. Fakat sizin PKK'nın cürümlerini görünmez kılmak için harcadığınız emek ne olacak?
PKK'yı "haklı davası uğruna savaş veren bir halk hareketi" diye sattınız. DAİŞ'i gösterip PKK'yla vurdunuz.
Durmadınız. PKK "devrimci halk savaşı"nda çuvallayıp da enerjisinin büyük bölümünü Türkiye'yi sınırları dışından kuşatmaya teksif ettiğinde yine ona destek verdiniz. PKK'nın Suriye vasatında ürettiği propaganda malzemelerini Türk dış politikasını eleştirmek için kullandınız.
Türkiye'nin iç güvenliğine yönelen tehditler gün gibi ortadayken siz hâlâ küçük hesaplarınızın peşindesiniz.
3 yıldır Türkiye'ye, millete darbe yapmak isteyenler bugün yeni bir boyuta evrilen terör tehdidi karşısında devleti ve milleti zaaf içinde gösterme çabası içindeler. Birkaç gündür şu lakırdıları ediyorlar.
Bu güruh 7 Haziran-1 Kasım arasında çok daha saçma, çok daha ağır laflar ediyordu.
İçimizi yakan bir terör eylemi sonrasında hemen ortalığa dökülüp devleti, Cumhurbaşkanını katil ilan ediyorlardı.
Şimdilerde nedense öyle ikide bir "katil devlet" diye bağırmıyorlar. Nedense dedim ama nedeni basit: HDP operatörü Selahattin Demirtaş son iki büyük terör saldırısından sonra bu sözleri edemez oldu. Sultanahmet saldırısından sonra da, Ankara saldırısından sonra da süt dökmüş kediye döndü.
Halbuki Sultanahmet saldırısını DAİŞ'in yaptığı ortaya çıkmıştı. Fakat yapan kişi Suriye istihbaratı ile ilişkiliydi. Tesadüfe bakın ki bu eylemi yapan YPG'li terörist de Suriye istihbaratı ile ilişkili.
Hangi marka adı altında yapılırsa yapılsın terörün hedefi Türkiye'nin istiklalidir. Şu ortamda yerlilik ve millilik en önemli sermayemiz.
Siyasal geçmişlerimizin, ideolojik angajmanlarımızın, kültürel aidiyetlerimizin ve sınıfsal pozisyonlarımızın çok üstünde bir yerliliğe ve milliliğe ihtiyacımız var.
Ama... Ertuğrul Özkök gibi, yukarıda anlattığım işleri yapıp da şimdilerde kendilerini eleştirenlere "hiç mi milli duygudan ve milli şuurdan nasibini almadın kardeşim" diye sataşanlara da prim verecek halimiz yok!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)