Kimileri, "saray darbesi" deyip öfke patlamaları yaşasa da...
Kimileri, "korku ortamının eseri" diyerek geçiştirse de...
Kimileri, "devlet imkânlarıyla kazandılar" deyip bahane uydursa da...
Kimileri, "beyinsiz" deyip halkı aşağılasa da seçimler büyük bir rahatlama yarattı.
***
Türkiye'nin demokratikleşme, normalleşme ve büyüme sürecinde Mayıs 2013'te açılan parantez bu seçimle birlikte kapandı.
Militanlar mutsuz, huzursuz.
Fakat halk huzur buldu.
Hangi partiye oy verirse versin insanların çatık kaşları gevşedi.
ABD, Avrupa, bölge ülkeleri Türkiye'yi 31 Ekim'de olduğundan çok daha fazla dikkate alır hale geldi.
ABD, Türkiye ile arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekerek, YPG'ye silah ve mühimmat yardımını kestiğini açıkladı.
Avrupalı liderler Türkiye'nin Suriye krizinin çözümündeki rolüne atıf yapmaya başladı.
Çatışma psikolojisi yerini birlik havasına bıraktı.
***
Evet, genel hava açık, güneşli.
Fakat sere serpe serilip güneşin tadını duyumsayacağımız bir ortam değil bu.
Öyle olmamalı.
Tam anlamıyla iş yapılacak, mücadele edilecek bir dönem var önümüzde.
Devletin koordinasyon içinde çalışabileceği, hükümetin 4 yılı dolu dolu icraatlarla değerlendirebileceği bir dönem.
Türkiye'nin "geç kalmış"lıklarını aşması için ciddi fırsatlar sunuyor bu 4 yıl.
Yeni, sivil bir anayasanın hayata geçirilmesi en önemli mesele.
Bu anayasanın demokratik bir toplum sözleşmesi olması, 2015 Türkiye'sinin ihtiyacını karşılaması gerekiyor.
Önümüzdeki dönem, başkanlık sistemi tartışmasının artık normal bir zemine taşınması, ülkenin ihtiyaç duyduğu hükümet sistemi değişiminin hayata geçirilebilmesi için önemli imkânlar sunuyor.
Türkiye'nin üretmesi gereken yeni büyüme modeli ve ekonomik başarı hikâyesi de bu dönemin ödevleri arasında.
***
Türkiye, çok büyük bir badire atlattı.
Türkiye düşmanlarının 2013 Mayısından bu yana hayata geçirdikleri stratejiler çöktü.
Ne var ki bu, yeni dönemin dikensiz bir gül bahçesi olacağı anlamına gelmiyor.
Terör, yeni dönemde de siyaseti baskı altına almaya dönük bir araç olarak kullanılacak.
Sokağı mobilize etmeye dönük hiçbir fırsat kaçırılmamaya çalışılacak.
Cumhurbaşkanı ve hükümetin yıpratılması için her daim dezenformasyon yapılmaya devam edilecek.
Bu noktada üç hususun önemi ortada: Ön alıcı istihbarat, akıllı güvenlik politikaları ve tabii ki, kamuoyunu hızlı bilgilendirmeye dönük sağlıklı iletişim akışının temin edilmesi.
***
Türkiye düşmanları yeni dönemde, başka bir şey daha yapacaklar.
Sağdan yaklaşacaklar, elinde otorite olan her aktörü ayartmaya çalışacaklar.
Şimdilerde, "ama kucaklama demiştiniz" diyerek devletin illegal oluşum ve eylemlerle mücadelesini zaafa uğratmaya çalışıyorlar.
Kucaklama, uzlaşma, helalleşme, birlik ve beraberlik mesajlarının muhatabı bütün Türkiye'dir, onun vatandaşlarıdır.
Militanlar, çeteler değil.
Evet, merdiven çıkarken sakız da çiğnenebilir!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.