Döneklik geride kaldı, şimdi...
Hiç unutmam iki meşhur yazar "dönekliğin raconu" üzerinden tartışmaya girişmişlerdi. Biri diğerini "geçmişini pazarlamak"la, diğeri de ötekini "geleceğini pazarlamak"la itham etmişti.
Ne günlermiş!
Şimdi bunlara hiç gerek yok. Bugün için garip mugalatalar bunlar.
Devir hız devri malum. Dijital kültür zamanı.
"Döneklik" de analog döneme ait bir hususmuş belli ki. Şimdilerin kavramı "manevra". Yani, "dön baba dönelim" devrinden "binlerce dansöz var" devrine geçiş.
Bu yeni devirde bir ademoğlu aynı suret ve saat içinde eskiden birbiriyle telifi kabil olunamayan iddiaları dile getirebiliyor. İdeoloji, doktrin vs. hükümsüz kalıyor. Bu durum yaygınlaşınca, biz fakirlere de "mesaj manyağı" olmak düşüyor.
Misallerle şenlenelim.
Doğrunun tek bir resmi vardır diyenlere katılmam. Doğrunun pek çok resmi vardır. Fakat bu farklı resimler farklı zihinlerde temsil edilir. Eğer tek bir zihinde bu farklı resimler aynı anda doğrunun temsili diye karşımıza çıkıyorsa işte orada hastalıklı bir hal vardır. Bu hastalıklı hal keşke tekil bir hadise olsa. Son derece sari bir musibet bu.
PKK'ya akıldanelik eden "cemaat" abisi.
Demirtaş'ı rock star sanan Atatürkçü abla.
Paralel yapıyla işbirliği yapan Cumhuriyet yazarı. Elindeki kanla barıştan bahseden PKK'lı.
HDP yükselse de biz de bir iki puan yukarı çıksak diye bekleyen, evet sadece bekleyen MHP'li. Erdoğan fobisi nedeniyle siyasetsizliğe mahkum olmuş CHP'li.
Hepsine bulaşmış bir hastalık bu.
Oysa hepimiz neyin ne olduğunu pekala biliyoruz. Hesap çok basitti. İstikrar krizi yaşayan, bir türlü ayar tutmayan, siyaset mekanizmasının hiçbir surette işlemediği memleketi toparlayacak bir figürün ortaya çıkmasını beklemek. Sonra onun iktidarına ortak olmak. Hiçbir risk almadan, gayret göstermeden iktidarın nimetlerinden nemalanmak.
Erdoğan, sizinle bu iktidarı paylaşmadı. Önce onunla iktidar kavgasına tutuştunuz. Orada yenilince, bu kez de Erdoğan'ı iktidardan indirme kavgasını başlattınız. Şu anda yürüyen budur. İktidardan indirme süresi uzadıkça da, ayarlar bozuluyor, çelişkiyi bal eyliyor bazıları... Oysa eskiden yalandan da olsa acıyı bal eyledik falan derlerdi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Başkan Erdoğan’ın Afrika ziyareti (25.07.2018)
- Bu zulüm düzeni yıkılacak elbet (23.07.2018)
- İsrail’in tehlikeli oyunu (21.07.2018)
- Kendi sesimize kulak verelim, dış seslere değil (19.07.2018)
- Hesaplaşmamız sürmeli (18.07.2018)
- Kazanan 15 Temmuz ruhudur (16.07.2018)
- Irkçıları daha ne kadar koruyacaksınız? (14.07.2018)
- NATO’da ABD-Avrupa çekişmesi (12.07.2018)
- Başkan Erdoğan, El Muzaffer Daimen (11.07.2018)
- Kültürel alan da demokratikleşmeli (09.07.2018)