MHP büyük oyunu bozmuş. Nasıl yapmış peki bunu? Meclis başkanlığı seçimlerinde Deniz Baykal'a destek vermeyerek.
Bunu sadece MHP'liler de söylemiyor. MHP karşısında öfke nöbeti geçiren CHP ve HDP'liler de, MHP'nin oyunbozanlık yaptığını söylüyor.
Meclis Başkanlığı seçimleri sonrasında, MHP'ye etmedikleri hakareti bırakmadılar. Gülenistler, Kürtçüler ve Kemalistler hep bir ağızdan MHP'yi telin ettiler.
***
MHP'nin oyunbozanlığı konusunda kuşku yok. Her şeyden önce "
bize yüzde altmış derler" çetesinin çöküşü tescillenmiş oldu.
İyi oldu. Fakat 50 yıllık parti hiç böylesi küçük bir oyunla yetinir mi? MHP, çok daha büyük bir şey yaptı. "
Tayyip Erdoğan icazetli Deniz Baykal"ı seçtirmeyerek büyük oyunu bozdu. Eğer Deniz Baykal seçilseydi, Meclis üzerindeki "
Erdoğan vesayeti" devam edecekti.
Allah muhafaza! Eğer Baykal seçilmiş olsaydı, "
kurulacak hükümette yapılacak anayasa değişikliğinde Türklük maddesi de çıkarılacağı ve MHP tarafından seçilmiş bir başkanın aracılığıyla değiştirildiği için yine MHP'ye yüklenilecekti."
İşte MHP o büyük oyunu bozdu!
***
Aslında Meclis Başkanlığı seçimleri her şeyden çok MHP'nin sıkışmışlığını ve acziyetini gösterdi. MHP, basit bir hesap yaptı. HDP ile aynı ittifakta, aynı fotoğraf karesi içinde görünmek istemedi. AK Parti'nin adayını da destekleyemezdi. Sıkıştı, kaldı.
Bu hadise MHP'nin halihazırdaki durumunu çok net biçimde özetliyor. Fakat MHP, düştüğü bu sıkışmışlığın muhasebesini yapmak yerine, acziyetine övgüler diziyor.
***
Koalisyon görüşmeleri bu hafta başlayacak. AK Parti, başından beri olumlu mesajlar veriyor. Ahmet Davutoğlu, son olarak "
görünen o ki, ya MHP ya CHP yönünde bir tercih, bir atmosfer oluşuyor. Bunun hakkını vermeye çalışacağız. Üç tarafla görüşeceğiz ama iki tarafla koalisyon müzakereleri önyargısız şekilde başlayacak" vurgusunda bulundu.
Fakat CHP, MHP ve HDP sürekli olumsuz mesajlar veriyor. AK Parti'yi güvenlikleştirmeye, onu bir terbiye nesnesine dönüştürmeye devam ediyorlar. Özellikle de partinin kurucu lideri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tahkir eden tutumlarını sürdürüyorlar.
Bu durum, koalisyon süreçlerinin en kırılgan noktasını oluşturuyor. Zira AK Parti'yi tanımama hali, onunla gerçek bir müzakere sürecinin de önünü tıkıyor. AK Parti'nin en azından CHP ve MHP nazarında normalleşmesi, koalisyon süreçlerinin olmazsa olmaz şartı.
Mevcut manzarada, yapıcı olma, itidalli davranma ve hatta sürekli "
alttan alma" tutumu AK Parti'ye yüklenmek isteniyor. MHP, CHP ve HDP'nin birer siyasi parti olduğu, tabanlarının, siyasi doğalarının olduğu hatırlanıyor fakat bu gerçekler AK Parti'ye gelince unutuluyor. Oysa AK Parti'nin 13 yıldır iktidarda olan bir siyasi parti olarak diğerlerinden çok daha fazla kendi tabanını, söylemini, çıkarını düşünmeye hakkı var.
***
CHP, MHP ve HDP mevzi savaşı vermeye devam ediyorlar. Sürekli "
büyük oyun"u bozma derdindeler. Görmedikleri şu, mesele büyük oyunu bozma meselesi değil, yeniden bir büyük oyun kurma meselesi.
Türkiye'nin temel meselelerinin çözüme kavuşturulması bir yana, bölgesinde yaşanan krizlere bir an önce cevap vermesi gerekiyor. Türkiye bölgesel bir güç, küresel meselelerde pozisyon alan bir aktör olarak bir an önce yeniden bir "
büyük oyun" kurmak durumunda.
Ve bu büyük oyunu kurabilen bunun içinde yer alabilen aktörlerle, yer alamayan aktörler toplum ve tarih önünde ifşa olacak.