Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kazakistan ziyareti sonrasında Türiye'ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan başkanlık sisteminin yanı sıra paralel yapıyla mücadele, çözüm süreci ve yaklaşan genel seçimlerle ilgili de önemli açıklamalarda bulundu.
AK Parti'nin de seçim beyannamesi yayımlandı. İnceleme imkanınız oldu mu? Nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle sizin başkanlık sistemi ve genel anlamda bir sistem değişikliği talebiniz var. Bu talebin yansıtılabildiğini düşünüyor musunuz? Beyannamede 12 yıllık süreçte atılmış adımlarla ilgili özet diyebileceğimiz şekilde bütün başlıklara yer verilmiş. Temel hak ve özgürlüklere varıncaya kadar hepsi orada yerini alıyor. Bundan sonraki sürece dönük olarak da atılacak adımlara da verilmiş. Gayet olumlu. Başkanlık sistemi konusundaki hassasiyetim zaten biliniyor. Millet tarafından bu sistemin tartışılmasını istiyorum. Tartışılması ideal bir konuma gelmesi 7 Haziran seçimine bağlı. Başkanlık sisteminin dünyada her ülkede aynı olduğunu iddia etmek mümkün değil. Neredeyse bütün ülkelerde uygulanan başkanlık sistemi farklı. Ben de başından itibaren bir ifade kullandım. Bizim de başka tecrübelerden istifade etmek ve tartışmak suretiyle, kendi kültürümüze, örfümüze göre, yani bir Türk tipi veya Türkiye'ye ait bir başkanlık sistemi ortaya koymamız pekala mümkün. Buna bazıları olumlu bazı çevreler de olumsuz tepki verdi. 'Ne demek Türk tipi başkanlık' diyenler oldu. Halbuki niye olmasın? Şimdi ABD'nin başkanlık sistemiyle, Fransa'nın Meksika'nın Anjantin'in Brezilya'nın Rusya'nın başkanlık sistemi aynı mı? Hepsi birbirinden farklı. Akademisyenlerimizle, siyasetçilerimizle hep birlikte otururuz, bunların konuşmasını, görüşmesini, değerlendirmesini yaparız. Nihayetinde de "En ideal olan sistem bu" diyebiliriz. Beştepe buluşmaları çerçevesinde 20 kadar akademisyenle bir toplantı da yaptık. O toplantıya katılan arkadaşlarımızın muhtelif sunumları oldu. Biz bunların hepsini kayda alıyoruz. Farklı çalışmalardan ortaya bir zenginlik çıkıyor. 'Müsademeyi efkardan barikayı hakikat doğar' anlayışıyla bir 'hakikat güneşi' oluşuyor.
BAŞKANLIK ÖZGÜVEN KAZANDIRIR
Seçim öncesi bir kampanya başladı: "HDP barajı geçmeli, Erdoğan'ın başkanlık hayali bitmeli." Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Başkanlık, benimle ilgili değil, ülkeyle ilgili bir mesele. Şu anda ben Cumhurbaşkanı olarak bu görevde mevcut anayasa çerçevesinde yapmam gereken neyse onu yapıyorum. İster A partisi, ister B partisi, yeterli milletvekilini alıp anayasa değişikliğini yapsın. Dikkat ederseniz ben ne dedim, "400 milletvekili verin ve yeni anayasayı parlamento kendisi yapsın"... Bazı partiler bundan rahatsız oluyor. Ya niye rahatsız oluyorsun? Sen al 400 milletvekili. Bir diğeri alsın 400 milletvekili. Ben parti ismi vermiyorum. Burada 367'ye ihtiyaç var. 367'nin biraz üstü de olabilir... Yeter ki yeni anayasa için buna inanmış bir parlamento oluşsun. O zaman referandumu parlamentodan çıkarabilecek bir sayı olsun. Çünkü ben iki tane referandumu yaşamış bir iktidarın başıydım. Bu referandumlara niye gittik, bunları da biliyorsunuz. Yine cumhurbaşkanlığı meselesinde parlamento içinde cumhurbaşkanı seçimini engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Biz de o zaman bu işi millete götürmenin yolunu aradık. Ne oldu? Gittik millete o zaman millet yüzde 69 verdi. Ardından ikincisi oldu. Yani, ilk referandumda demek ki bazı şeyleri eksik bırakmışız, yüzde 58'le de o referandumdan çıktık. Keşke şunları biz o zaman o paketin içerisine koymuş olsaydık, bugün hiç bunları tartışmıyor olurduk. Ama tabii bazı şeyler demek ki eksik olabiliyor. Kim ne derse desin böyle bir başkanlık sistemi Türkiye'ye özgüven kazandırır.
Başkanlık olursa, kontrol mekanizmaları nasıl çalışacak? Kafanızdaki modelde nasıl bir Meclis düşünülüyor? Hiçbir parlamentonun denetlememe veya kontrol etmeme gibi bir görevi olamaz. Amerika'da iki kamaralı bir yapı var. Orada iki yılda bir değişen sistem olmamış olsa, Sayın Obama çok daha rahat sürecini devam ettirebilirdi. Ama ne oldu? İki yılda bir yarısı değişiyor. Şimdi bu değişiklik sebebiyle de Cumhuriyetçiler orada çoğunluğu elde etti mi? Çoğunluğu elde edince kontrol denetim mekanizması Amerika'da bir anda değişti. Peki, bu istikrar ve güveni ne yapar? Zaafa uğratır. Şimdi bakın Obama istediği gibi karar çıkaramıyor. Görüldüğü gibi oradaki sistemin de sıkıntıları var. Parlamentoda çoğunluk sizin yanınızda değilse, her zaman önünüze engeller gelebilir. Nitekim Türkiye'de parlamenter sistem olarak 330'u aşan milletvekiline sahip olduğumuz dönemler oldu. 220 muhalefet... Peki rahat çalışabildik mi? Çalışamadık. Yani parlamentoyu çalışamaz hale getirebiliyorlar. Başkanlık sisteminde, yasama, yürütme yargı, bunlar tamamen birbirinden ayrılıyor. Bu nedenle de denetim noktasında en ufak bir zaaf yok. Ancak ben iki kamaralı sisteme karşıyım. Çünkü kilitleme üzerine inşa edilmiştir. Burada da tek kamaralı sistemin çok daha ideal olduğuna inanıyorum.
PATİNAJA MAHKUM EDİYORLAR
Başkanlık ve genel anlamda bir sistem değişikliği talebiniz var. Bu talebin yansıtılabildiğini düşünüyor musunuz? Şu anda inanın biz patinaj yapıyoruz. Bakın, belki bazıları farkında değil ama rakamlar bunu gösteriyor. Bakın biz son 3 senede ekonomik olarak bir patinajın içerisindeyiz. Kişi başına milli gelirimiz 10 bin doları aştı ve orada bir patinaj başladı. Niye? Çünkü, birileri adeta böyle gelip bileklerinize zincir kulpu takıyor, orada sizi olduğunuz yerde maalesef patinaja mahkum ediyor. Karar alma süreci hızlanırsa 2023 hedeflerini yakalama yolunda çok daha farklı gideceğiz. Bazı işadamlarımız dert yanıyor. Adam yatırım yapacak ama kuvvetler ayrılığındaki karmaşadan dolayı yargı tarafından önü kesilmiş. 200, 250, 500 milyon dolarlık yatırımlardan bahsediyoruz. Somut olarak Galataport meselesi... Neredeyse 1 milyar dolarlık bir yatırım. Böyle bir yatırım, bakın ihalesi ne zaman yapıldı? Hâlâ iş başlayamadı. Niye? İtirazdan 2 sene sonra Danıştay tuttu yürütmeyi durdurma verdi.
NAZARBAYEV'E PARALEL UYARI
Paralel Yapı'nın Kazakistan'da 32 okulu var. Nazarbayev'le olan görüşmenizde okulların devredilmesi, kapatılması gündeme geldi mi? 28-29 tanesini Kazak devletine devretmişler. Ama yüzde 10-15 yine kendi öğretmenleri, görevlileri var. Geri kalan Kazak öğretmenler. Ancak onlarla muhabbeti olduğu ortada. Kendisine "Bunlar okulları devretti diye sizi aldatmasınlar. Görevi devralan Kazak'lar da onların eğitiminden geçmiş olanlar" dedim. Hazırladığımız detaylı bilgi notunu da ilettik.
Gülen'in iade talebi hangi noktada? Vatandaşlıktan çıkarılma gibi şeyler söz konusu olabilir mi? Son zamanlarda bu konuyla ilgili yargı çok kararlı, ciddi adımlar atıldı. Kırmızı bülten meselesi var. HSYK'nın attığı adımlar var. Bazı açılan dosyalarla birlikte sürecin çok daha farklı bir yere doğru kayacağına inanıyorum. Savcılar sorunuza cevap oluşturacak iddianameler hazırlayacaklardır.
'BİRİLERİ ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖNÜNÜ KESME GAYRETİNDE'
Ağrı Diyadin'de yaşananlar belki de çözüm süreci için bir kırılma noktası oldu. Süreçte hangi noktadayız? Birileri bu sürecin önünü kesmenin gayreti içine girdi. Peki bunu isteyenler kim? İşte bu 6-7-8 Ekim olayları bu yöndeki en önemli ilk adımdı. Sebebi de belli. Yaklaşan bir seçim var. Vatandaşın rahatlıkla sandığa gitmesine mani olmak istiyorlar. Bu yeni dönemde de maalesef gelişmeleri Ağrı Diyadin'de görüyorsunuz. Askerimizi operasyona çıkmış gibi göstermeye kalkıyorlar. Söyledikleri, A'dan Z'ye yalan. Jandarmanın üzerine ateş açılınca, onlar da buna mukabelede bulunuyor. 4 askerimiz yaralanıyor, biri ağır olmak üzere. "Yaralı askerlerini orada bıraktılar, onları da HDP'liler aldı" diyorlar. Alakası yok. Oradaki köylerin çoğu korucu köyü.. Kamera kayıtlarını bizzat izledim. 7 Haziran'a bir yatırım yapmanın gayreti içindeler. İnanıyorum ki halkımız kendi iradesine baskı uygulamaya kalkışanlara gereken cevabı verecektir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.