EĞİTİM Sen isimli bir sendika var... Ramazan ayının manevi iklimini, sapkınlık propagandası ile kirletmek istedi. Eğitim sendikası maskesi ile aramızda geziyorlar, gerçekte ise terör örgütlerinin propagandasını ve sapkın düşüncelerin bekçiliğini yapıyorlar... Türkiye'de "Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak, ayrımcılığa son vermek, şiddete karşı olmak" gibi masum söylemlerin arkasına gizlenerek, aşağılık bir sapkınlığın reklam ve tanıtımı yapılıyor. Aile yapımız, okullarımız ve hukuk kurallarımız hedeftedir, görmek zorundayız, konu ile ilgilenmek, hayati, kıymetli ve stratejik bir görevdir. Herkesi, okullarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkmaya, yasal sınırlar içinde kalarak gereğini yapmaya davet ediyoruz.
Okullarımızda LGBT üzerinden çocuklarımızı zehirleyenler, öğretmen değil şeytan ve taraftarlarının hizmetçisidir...
TÜRKİYE'DE VE SURİYE'DE MEZHEPÇİLER
Bölge hakkında çok önemli ve gerçekçi çalışmaları olan Abdülkadir Şen'in tespitlerini sizlerle paylaşıyorum:
"Rejim Suriye'de Nusayri mezhepçiliğine dayalıydı. Her zaman Nusayriler en tepede yer aldılar, yanlarında Hristiyanlar ve Dürziler vardı. Sünni Araplar ve Sünni Kürtler her zaman zulme uğramakta ve katledilmekteydiler. İstihbarattan orduya, polisten bürokrasiye her alanda en üst düzey isimler hep Nusayrilerden seçilirdi. Rusya'dan, ABD'ye, İsrail'den İran'a, Türkiye'deki Sol-mezhepçi kesimlerden İrancılara kadar herkes, Suriye'de Sünni halkın canlı yayında gün gün katledilmesini seyrettiler ve desteklediler. Suriye'nin mezhepçi rejiminin saldırılarında en iyimser rakamlarla 1 milyon Sünni vahşice katledildi. Mecburi göç eden 15 milyonun hepsi Sünniydi. Suriye savaşı bir Sünni soykırımıydı. Bu tarzdan bir katliamın cezasız kalması düşünülemezdi. Buna rağmen Ahmed Şara yönetimi genel af ilan etti ve sadece suçu sabit olanları cezalandırdı. Ama buna rağmen isyan ettiler. Bugün Suriye'nin Sünni vilayetlerinin çoğu terkedilmiş ve perişan haldedir. Nusayrilerin önemli bir kısmı da bu savaşın kurbanı.
Ama 1 milyon Sünniyi katleden suçlu akrabalarının cezalandırılması ve isyan edenlerin bastırılması da tepkiye neden oluyor ve özellikle Türkiye'deki Siyasal Aleviciler tarafından kullanılıyor..."
OMUZ ÜSTÜNDE BAŞ KALMAZ
Terörsüz Türkiye sürecinde PKK/ PYD/YPG ve diğer uzantıları silah bırakacaklar mı...? DEM hakikaten Türkiye'nin bir siyasi partisi olacak mı...? İstenilen netice olmaz ise neler olacağını, devletin başı, Başkomutan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan söyledi:
"Demir yumruğumuz hazır...
Şayet verilen sözler tutulmaz sürekli oyalama, göz boyama, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider.
Demir yumruğumuzu hazır tutuyoruz...! Halen devam eden operasyonlarımızı gerekiyorsa taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz. Terörsüz Türkiye hedefimizi, tüm unsurlarıyla kuvveden fiile çıkardığımızda, bu ülkenin önünde artık kimse duramayacak." Bu süreç başarılı olursa; 1/Başkan Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli 40 yıllık meseleyi bitirenler olarak tarihe geçerler. 2/Çeşitli mihrakların, terör ortamından elde ettikleri maddi ve siyasi rantları kesilir. 3/DEM'in, CHP ile ittifak yapmak zorunluluğu ortadan kalkar.