Allah'ın lanetinden herkes nasibini alacak...!
HEMEN belirtelim, Gazze Kasabı Netanyahu yalnız değildir, tek başına değildir.
Bu korkunç soykırıma katılmayan, lanetleyen Yahudiler vardır fakat azınlıktadırlar. Hiçbir hukuk ve değer tanımayan bu Siyonist Yahudi katiller sürüsü, vahşi hayvanlardan aşağıdadırlar ve bütün insanlık için çok büyük bir tehlike arz etmektedirler. Kendi ağızları ile açıkça söylüyorlar.
Hamas ile değil, siviller ile savaşıyorlar. Orta yerde binlerce çocuk öldüren bir Yahudi devleti, daha doğrusu devlet isimli terör örgütü var.
Bu rakam karşısında insan, aklını kaybedecek gibi oluyor. Hiçbir sebep/ gerekçe bu durumu haklı, meşru gösteremez... Hâlâ daha hastane bombalıyorlar...
Mazlum Filistinliler'e yapılan zulmün hesabı herkese; ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya liderlerine de kesilecektir. Bu zulme seyirci kalan herkes ALLAH'ın LANETİ'nden nasibini alacaktır. Diğer yandan bu savaşı sadece İsrail değil yeryüzündeki bütün Yahudiler de kaybettiler. Bundan sonra bütün dünya Yahudilere kıyamete kadar bu korkunç soykırımı sürekli olarak hatırlatacaklar.
İsrail, bütün Yahudilerin suçlanacağı bu sonucu kendi kendine yaptı...
Katil, terörist, işgalci İsrail'in, sistemli bir saldırı güderek gazetecileri hedef almasını ayrıca lanetliyorum. Filistin'deki meslektaşımızın hedef alınarak öldürülmesi kaza değildir düpedüz cinayettir. Uluslararası anlaşmalarda açıkça yer alır. Gazetecilerin savaşlarda dokunulmazlığı vardır. Ayrıca bu durum, İsrail'in Gazze'de savaş, soykırım ve insanlığa karşı suç işlediğinin en açık kanıtlarından da biridir. Gazze'de 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 95'e yükseldi. İsrail Haaretz gazetesi; "Gazze'de tutuklanan (esir alınan) bazı mahkumlar (sivil Filistinliler) Negev'deki bir toplama kampında öldü." haberini yayınladı. İnsan hakları örgütleri, basın meslek örgütleri, uluslararası sivil toplum kuruluşları asla tepki vermiyorlar, vermeyecekler.
Batı bütün değerleri, kurum ve kuruluşları ile HAÇLI savaşının ve soykırımın bir parçası ve faili oldu...
17/25 Aralık 2013 tarihlerinde, devletimizin içinde sinsice yuvalanan FETÖ mensuplarının, hukuka aykırı ve sahte delillerle hükümeti ve milli iradeyi hedef aldığı hain bir darbe girişimi yaşanmıştı.
Bu vesile ile bu köşede daha önce de yazdıklarımızı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Alçak, namussuz, şerefsiz Fetullah Gülen ve onun kahpe, hain adamları ve sevenlerini de ABD ve İsrail başımıza musallat etmiştirlerdir.
ABD ve İsrail, bu kahpeleri, katilleri, yarım asırdır gizlice yetiştirmiş ve içimize yerleştirmişler. Zamanını kollayıp bize saldırttılar.
Şimdi de koyunlarında saklıyorlar. Koruyorlar.
Kolluyorlar. PKK ve eli kanlı katillerini ve Suriyedeki uzantılarını da ABD ordu mensubu gibi görüyorlar ve öyle kullanıyorlar. Bu, aynı zamanda şu anlama da geliyor.
Bu hainlerin, bütün siyasi ve sivil görünümlü sevicileri ile sevenleri ve destekleyenleri var ya... Bunların da hepsi, bugüne kadar ABD ve İsrail tarafından korunmuşlar ve kollanmışlardır. Daha ne olsun? ABD ve İsrail, bizzat devletleri ile değil, kiralık katilleri ile Türkiye'ye saldırıyorlar... FETÖ, PKK/ PYD/YPG, DHKP-C ve DEAŞ ile, aynı anda hücum ediyorlar... Büyük İsrail hedefi için devletimiz ve milletimiz ile savaşıyorlar...
Birbirlerine operasyon çekenlere devlet ve millet idaresi teslim edilir mi...?!
Bundan 6 ay evvel öve öve bitiremedikleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapmak istedikleri Ekrem'i şimdi yerden yere vuruyorlar...
Kemal Kılıçdaroğlu'nu da Cumhurbaşkanı adayı olarak milletin karşısına çıkarttılar fakat CHP Genel Başkanlığına bile layık görmediler... ALLAH korudu da muhalefet seçimi kazanamadı. Aksi takdirde devlet de millet de bunların elinde oyuncak olurdu...!
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu; dün yaptığı açıklamada, istifa eden İBB Meclis üyelerinden birinin, İstanbul dışında yakın bir ilin İYİ Parti'li Belediye Meclis üyesini arayıp; "biz bu akşam bir TV kanalında bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz.
Siz de bulunduğunuz ilde istifa edin" dedikten sonra, CHP'li bir ismin adını zikredip "size onunla bir görüşme ayarlayalım hemen" dediğini söyledi. Kürşad Zorlu: "Bunun adı operasyon siyasetidir" dedi. Konu ile ilgili X sosyal medya platformundan yazılı açıklama yayınlayan Avukat Ahmet Uslu, "Sayın Zorlu nezaketen tarafların adını zikretmese de İbrahim Özkan'ın arayarak toplu istifaya davet ettiği Belediye Meclis Üyesi ve Çanakkale İl Yönetim Kurulu Üyesi benim" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti sözcüsü; CHP yönetiminin partilerini ele geçirmek, yönetmek ve yönlendirmek için gizli kapaklı işler çevirdiğini açıkça iddia etti. Olaylar hep İstanbul ili etrafında dönüyor. İsim belirtilmemiş olsa da herkes, bu işlerin arkasında Ekrem İmamoğlu olduğunu tahmin ediyor. Bu yaşananlar ve ortaya atılan iddialar, muhalefet partilerinin içinde bulundukları kaos ve karmaşayı milletimize en çirkin haliyle göstermiştir.
Muhalefet partileri bu halleriyle devleti de yönetemezler, belediyeleri de yönetemezler...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Şer cephesi (19.11.2024)
- CHP'ye sormadan Atatürk'ü sevemezsin (12.11.2024)
- Onlar güçlü olduğu için değil, biz dağınığız…! (05.11.2024)
- Terör silahını şer güçlerin elinden almak (29.10.2024)
- İla cehenneme zümera…! (22.10.2024)
- Bize doğru geliyorlar (16.10.2024)
- İnsanlık ile savaşan kavim (08.10.2024)
- Persler ve Yahudiler aslında birbirlerini pek severler (01.10.2024)
- Suçu önleyemiyoruz, idam gelsin… (24.09.2024)
- 27 Mayıs iğrenç darbesinde demokrasinin ırzına geçtiler (17.09.2024)