ABD ve NATO'nun Türkiye'deki darbeye her türlü desteği verdiği biliniyor.
Dönemin ABD Başkanı Carter'a, Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynaklarından geçilen "Bizim çocuklar başardı"cümlesi, Kenan Evren ve arkadaşlarından böyle bir darbenin beklendiğinin bir kanıtı niteliğindeydi. Günde 15- 20 kişinin öldürüldüğü cinayetler, çok sayıda insanın hayatına mal olan katliamlar bıçak gibi kesildi. Evren'in "Şartların olgunlaşmasını bekledik!" sözü tarihe geçti. Bu sözü söyleyenler, şartları da kendileri mi oluşturdular...?! Nitekim öğleden önce solcuları hedef alan silah, öğleden sonra sağcılara ateş ederken tespit edilmişti. Darbe ile ülkedeki korkunç anarşi ortamı durmuştu ve fakat gerçek daha sonra orta çıkacaktı. 12 Eylül rejimi, darbeden kısa süre sonra başlattığı yargılamaları adeta bir cadı avına dönüştürdü.
Yüzbinlerce insanı gözaltına aldı. İnsanlar, gözaltına alınan yakınlarının nerede olduğunu bile öğrenemiyorlardı.
Ülkedeki bir çok insanın yakından etkilendiği yargılamalar, Türkiye tarihine ve hukuk geçmişimize kara bir leke olarak kaydoldu.
Hapishanelerde işkenceler yaşandı. İdamları, bir sağdan, bir soldan diyerek gerçekleştirdiler. Erdal Eren'in idam kararı, Yargıtay tarafından iki kere iptal edilmesine rağmen, Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan kararla ve yaşı büyütülerek, Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi'nde infaz edildi.
12 Eylül tarifsiz acılara sahne olacaktı...
MÜSLÜMAN ARAP DÜŞMANLIĞI
Siyasi parti, basın/ yayın organı, sivil toplum kuruluşu maskesi ile ırkçı kışkırtmalar yapılıyor, etnik milliyetçilik körükleniyor, kin oluşturacak yorum ve tavırlarlar sergileniyor.
Aramızda yaşayan Suriyeli ve Arap misafirlerimiz arasında suçlu, kötü insanlar yok mu?
Elbette vardır. Ancak genele oranladığınızda ezici çoğunluğunun, devletimize, milletimize, kanunlarımıza içtenlikle bağlı ve devletimizin, milletimizin onlara yönelik fedakarlıklarına da tarifi imkansız minnet ve şükran hisleri ile dolu olduğunu göreceksiniz. Her gün ALLAH'a Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin iyilikleri için içtenlikle dua ettiklerini de göreceksiniz. Çoğu kışkırtmak için planlanmış bazı hadiseler, sanki bütün sığınmacıları temsil ediyormuş gibi düşünmek, korkunç bir hata olur. Ve gerçek de böyle değildir. Aslında yabancı düşmanlığı değil;
Suriyeli, Arap ve Afganlar bahanesi ile genelde Müslüman düşmanlığı yapıyorlar. Ve bunu düpedüz körüklüyorlar. Toplumdaki kutuplaşmayı hedefleyen bu durumun artışında, yabancı istihbarat örgütlerinin parmağı var. Kavga, kaos, karışıklık çıksın istiyorlar.
Asla olmasını istemeyiz ve şiddetle lanetleriz fakat misafir ettiğimiz Ruslara, Ukraynalılara ya da yıllardır özellikle Antalya, Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi sahillerde yaşayan İngilizlere, Almanlara ve Hollandalılara yönelik bir şikayetleri yok.
Bu saydıklarım arasında suç işleyen, kötü niyetli olanlar yok mu...? Bir iki kötü insan bu misafirlerimizin tamamını suçlu ve kötü yapar mı...?
Gayrimüslim olan hiçbir millete düşman değiller.
Ortadoğu ve Arapların ülkemize duydukları muhabbet, malum çevreleri kahrediyor.
İSTİHBARATÇILAR SOKAKLARIMIZDA
Onlar eskiden olduğu gibi;
"Araplar bizi arkadan vurdu" İngiliz yalanına, hepimizi inandırmayı sürdürmek ile görevliler.
Araplarla nefret odaklı bir ilişkimiz olsun istiyorlar. Zaten her zaman, Araplar ile ilişki olmasa daha iyi olur havasındaydılar.
Bu felsefenin sahipleri Haçlı- Siyonist ittifakıdır.
Yani Batı'dır. Aynı Haçlı-Siyonist ittifakı, Araplar arasında da Türk düşmanlığını yaymaya çalışırlar... Hala da bu fitne çabalarını sürdürüyor.
Böylece Araplar ile birbirimizden uzak duracaktık. İslamın ve Müslümanların kardeşlik zincirindeki en önemli halkalar, Türkler ve Araplar birbirlerine düşman edileceklerdi.
Müslümanların kardeşliğine, birlik ve beraberliğine korkunç bir darbe indirilecekti. Aynı zamanda; petrol, doğalgaz ve diğer zenginlikler de Türkiyeye değil Batı'ya akıverecekti.
ERDOĞAN VE KARİZMA
Recep Tayyip Erdoğan müthiş bir liderlik sergiliyor.
G20 zirvesi, ardından Birleşmiş Milletler derken, dünyanın her devletinin idarecileri, kendisi ile görüşmek ve meselelerini halletmek istiyor, bunu bizzat kendileri açıkça da kamuoyuna açıklıyorlar.
Recep Tayyip Erdoğan, bu iş yükünün arasında bile büyük bir ciddiyetle partisinin yerel seçim çalışmalarını sevk ve idare ediyor. Az buçuk siyaseti bilen, takip eden herkes farkında. Şu an itibari ile yerel seçim takvimi işlemeye başlamıştır. Gerçekte kaç gün kaldığına bakmayın, aslında her partiden aday adayları aramızda geziyorlar.
Hatta bazı adaylar ilan edildiler, propaganda çalışmalarına başladılar bile.
Şimdiden partilerin genel merkezleri, ısınma turları yapan Belediye Başkan adayları tarafından ziyaret ediliyor. Kulis başladı. Çünkü seçim başladı. Aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçildiği gece, İstanbul başta olmak üzere ülkenin her yeri için AK Partililere çalışma emir ve talimatını vermişti. CHP tarafından idare edilen İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerde korkunç bir başarısızlık var.
Kılıçdaroğlu Mansur Yavaş'ı ilan etti, bakalım İstanbul'da ne olacak...? Çünkü CHP içindeki liderlik kavgası bir kenara, Ekrem İmamoğlu'nun beceriksizliği ve başarısızlığı CHP idarecilerini bile endişelendiriyor...