AK Parti’nin kaderi ve milletin kaderi

RECEP Tayyip ERDOĞAN'ı ve AK Parti'yi ALLAH'a emanet ediyor ve sağlıklı, hayırlı nice yıllar diliyorum... Dün AK Parti'nin kuruluş yıldönümü idi. Pandemi süreciyle tetiklenip, Rusya/ Ukrayna savaşıyla derinleşen küresel sorunlar; tüm dünyayla birlikte ülkemizde de büyük ekonomik ve sosyal dalgalanmalar oluşturdu. Bütün bu sıkıntılara rağmen halkın çoğunluğu, sorunların çözümünü mevcut iktidarda aramaktadır. Zaten seçimlerin ardından Ana Muhalefet Partisi CHP çadır tiyatrosuna dönmüş durumdadır. Koltuk kavgasına girdiler, birbirlerini gırtlaklıyorlar.
Diğer muhalefet partilerinde de hal ve durum aynı, tepeden tırnağa farklı olmalarına rağmen CHP seçmeni olmasa, Meclis'e girebilmeleri mümkün değildi... Milletvekili oldular ama milletin hangi kesimini temsil ettikleri belli değil.
MİLLET BÖYLE MUHALEFETE GÜVENİR Mİ?!
Hem CHP'nin kendi içinde hem de ittifak yapan muhalefet partileri arasında çok çirkin ve büyük bir kavga var. Karşılıklı suçlamalar, şantaj, tehdit, çirkin pazarlıklar havalarda uçuşuyor.
İYİ Parti, CHP'nin içindeki korkunç kavgadan yararlanıp oy ve pozisyon kapmak istiyor. Şimdi böyle birbirlerini gırtlaklayanlar, ALLAH göstermesin iktidara gelmiş olsalardı milleti ve devleti perişan edeceklerdi. İşte bu yüzden; milletimiz, bu muhaliflerin hiçbirinin, sorunlarını çözebileceğine inanmıyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın olmadığı, AK Parti'nin yer almadığı bir iktidar seçeneği yoktur. Çünkü; iktidar seçeneklerinden bu iki unsur çıktığında, geriye kalanlarda milletin çoğunluğunun tam desteği oluşmuyor... Olmuyor... Millet izin vermiyor... İşte bu nedenle milletin kaderi ile Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Parti'nin kaderi, birleşmiştir. Allah korusun; bu ikili bozulursa hepimizin işi, gücü, ekmeği kötü etkilenir. Vatan, millet, memleket, devlet, bayrak tehlikeye düşer. Dünya'nın ve Türkiye'deki muhalefetin şartları böyle...
MISIR'DA TÜRK TURİZMCİLER
Tatilde Mısır'da idim. Türkiyedeki otel fiyatları ile mukayese edilince daha hesaplıydı. Acı ama gerçek...!
Ülkemiz dünya turizminde haklı bir şöhrete sahip olmasına rağmen vatandaşlarımız için Türkiye'de fiyatlar korkunç... Türk turizm yöneticileri, Mısır'ın genelinde ve Hurghada'da müthiş bir başarının sahibi olmuşlar, başlı başına bir marka haline gelmişler. Kaldığımız oteldeki Genel Müdür, Müdür, Aşçıbaşı, Yiyecek/İçecek Müdürü ve diğer bölüm müdürleri hep Türk idiler. Şartlar kesinlikle aynı olmamasına rağmen Türkiye'deki turizm kalitesinin ve konforunun birebir aynısını yakalamışlardı. Bu vesile ile hem kendilerini içtenlikle tebrik ediyor hem de sizlere takdim ediyorum. Erkan YILDIRIM, Galip TÜRKOĞLU ve diğer Türk turizm yöneticileri, Mısır'da ve başka ülkelerde tek başlarına ayrıca marka olmuşlar. Görev yaptıkları Türkiye'nin turizm markası, turizm yatırımları ile dünyanın dev isimlerini geride bırakmış, Mısır'ın en ışıltılı markası olarak biliniyor. Bu arada; Mısır/Hurghada, büyüleyici kum sahilleriyle yüzme, dalış, sualtı sporları için tercih ediliyor. Ilıman iklimiyle yılın 12 ayı denize girilebiliyor. Yaz/kış sezonu fark etmiyor. 2 saat 15 dakika gibi, uluslararası uçuşlar için kısa sayılabilecek bir uçak yolculuğu ile ulaşıyorsunuz.
Türkiye'den gidenler; "kapıda vize" uygulaması ile 25 dolar karşılığında alacakları vize sayesinde kolayca giriş yapabiliyorlar. İlginize ve bilginize arz ediyorum...
TÜRK TURİZMİNE SALDIRI VAR...!
Yine turizm ile devam edelim... Daha önce de yazmış idim. MÜLTECİLER hakkında samimi endişelerini ve önerilerini dile getirenleri dikkatle takip ediyor ve ciddiye alıyoruz. Ve fakat; mülteciler ile ilgili hassasiyet maskesi ile yabancı düşmanlığına varan söylemler ve gündem oluşmuştur. Toplumdaki kutuplaşmayı hedefleyen bu durumun artışında, yabancı istihbarat örgütlerinin parmağı var. Kavga, kaos, karışıklık çıksın istiyorlar. Siyasi parti, basın/yayın organı, sivil toplum kuruluşu maskesi ile ırkçı kışkırtmalar yapılıyor, etnik milliyetçilik körükleniyor, kin oluşturacak yorum ve tavırlarlar sergileniyor. Bu hal, yabancı öğrencileri, Türkiye'ye seyahat/tedavi/eğitim için gelmek isteyen/gelmiş olan misafirlerimizi ürkütüyor, korkutuyor... Bu da devletimizin ve milletimizin Ortadoğu ve Afrika'da çok iyi durumdaki imajına da, çıkarlarına da ayrıca zarar veriyor. Bölgesel etkinliğimizi, turistlerin huzurunu ve turizm gelirlerimizi sabote etmeye teşebbüs ediyorlar.
Türkiye'ye düşmanlık besleyen güçler ve devletler de bu nefreti, bize zarar vermek maksadıyla destekliyorlar.
YEREL SEÇİMLERDE KİM BÖLECEK...?
EZAN sesinden tiksinenler ile bir ve beraber olup merhum Erbakan'ın dava arkadaşlarıyız diyenler... Mazlumların, Müslümanların çığlıklarına çare için birlik olacağımıza; emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmek için, yeni partiler peşinde koşan muhafazakarlar... "Ben ülkücüyüm" diyen ama İzmir'de, ÜLKÜCÜ katili bir babanın, PKK/HDP sevici oğluna destek olanlar...
Ülkücüyüm diyen ama İstanbul, Ankara, Mersin, Manisa, Isparta gibi bir çok şehirde, MHP ve AK parti kazanmasın diye ayan beyan HDP'yle aynı cephede olanlar...
AK Partinin gerçekleştirdiği devasa hizmetleri görmezden gelip, AK Parti mensubu idarecilerin, münferit, bireysel hata ve yanlışlarına kızarak "oy vermeyeceğim" diyenler... Bu yazdıklarımın tümü, eğer yerel seçimlere kadar gerçekleri fark edemezler ise, tarihimize bir kez daha bölücüler olarak kaydedilmiş olacaklar...