DÜNYANIN bir çok ülkesinde milletler, hükümet oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye'de 28 Mayıs'ta seçim yapıldı. 7 gün içinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakanlar belli oldu, devir teslim yapıldı, 8'nci gün Bakanlar makam odalarında emrindekiler ile çalışmaya başladılar, ilk toplantılarını yaptılar.
Bugün Cumhurbaşkanı başkanlığında Kabine toplantısına şahit olacağız.
Türkiye Yüzyılı resmen başladı.
Hız, kararlılık ve uyum tüm dünyanın ilgisini çekti ve bunlar, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi sayesinde gerçekleşti.
Bu sistemin, devlet ve millet idaresinde ne kadar etkili ve faydalı olduğunu bir kez daha gördük ve yaşadık. Geçmişte nasıldı...? Haftalar süren pazarlıklar, hükümet kuruldu/kurulamadı çabaları, ardından kavga, dövüş, daha bir yıl dolmadan hop tekrar seçim... ALLAH korusun;
Millet İttifakı kazansaydı, 7 tane Cumhurbaşkanı Yardımcısı, her partiden 1 Bakan, onlara göre yine partilere göre önceden pazarlığı yapılmış bürokratlar, her yer karman çorman... Korku filmi gibi... Velhasıl büyük düşmanlarımız, imtihanımız ve acılarımız mevcut... Hal böyle iken; tek çıkışımız var; o da milletimizin birlik ve beraberliği, uyumlu/sağlam bir iktidar ve her yere hakim güçlü bir lider... Siyasal kavgalar ve çekişmeler bizi zayıflatır. Kendi içinde bile anlaşamayan bir koalisyon iktidarı ile bu yakıcı sorunlar asla çözülemez.
Cumhur İttifakı ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan; tecrübeyi, birbiri ile uyumlu siyasi yapılardan oluşan sağlam bir iktidarı ve güçlü bir lideri temsil ediyor.
ESKİ/YENİ BAKANLARA ŞÜKRAN VE DUA
Suriyedeki iç savaş, dünyanın alt üst olduğu salgın hastalık, ardından meydana gelen Rusya/Ukrayna savaşı, sonra asrın felaketini yaşadığımız deprem, terörle mücadele, küreselci şeytanların binbir tuzakları, bunların yanında burada saymakla bitiremeyeceğimiz envai çeşit ekonomik ve sosyal çalkantılar... Hepsi ile müthiş bir fedakarlık ve çalışma azmi ile gece gündüz gayret göstererek mücadele ettiler. Dünyanın en zor, acı ve sancılı 5 yılıydı...
Görevlerine veda eden bütün Bakanlara içtenlikle teşekkür ve takdirlerimizi arz ediyoruz, ALLAH onlardan razı olsun.
Görevi devralan yeni Bakanlara da ALLAH'tan kolaylıklar diliyoruz...
SERBEST KAZIK MI? SERBEST PİYASA MI?
Milletimiz; Başkan Recep Tayyip Erdoğan'dan, yeni Kabinesinden ve Cumhur İttifakından; kiralardaki fahiş artışlar ile hayat pahalılığı konusunda çok önemli icraatlar umuyor ve bekliyor... Devlet bizatihi kendisi; üretim tesisleri kurmak, dağıtım sürecine müdahale etmek ve hatta satış zincirleri kurarak sisteme hakim olmak mecburiyetindedir.
Devletin iktisadi kuruluşlarının, korkunç zararlar ile ve kötü hatırlanmasının bir çok sebebi vardı. Devlet iktisadi kuruluşları; yanlış uygulamalar ve yatırımlar, denetimsizlik, siyasetçilerin/bürokratların çiftliğine dönüştürülmesi gibi hatalar sebebiyle iflasa ve milletin sırtında ağır bir yüke dönüşmüşlerdi. Ancak şimdi bütün bunlardan dersler çıkartıldığını ve hepsinin önlemlerinin olduğunu görüyoruz. Bambaşka bir dünyada ve zamandayız.
Günümüzde ülkemizde; çok başarılı, dünya çapında, sermayesi/mülkiyeti tamamen kamuya ait, her alanda faaliyet gösteren dev şirketlerimiz vardır.
Devletin gerek gördüğü alanlarda faaliyet gösteren şirketler ile vatandaşa hizmet etmesi, asla teşebbüs hürriyetine engel teşkil etmez. Tam aksine serbest piyasa ekonomisine ve teşebbüs hürriyetine hizmet eder. Serbest piyasa ekonomisi asla insanları acımasızca kazıklamak olamaz ve değildir...
Eğer devlete ait olmasalardı; salgın hastalık döneminde Ziraat Bankası, Halkbank ile Vakıfbank tarafından, toplumun her kesimine uzanan kredi ve destek dokunuşları mümkün olabilir miydi...?
CHP VE KILIÇDAROĞLU DİRENİYOR
CHP yeni MYK'sını açıkladı. Yeni MYK'da İmamoğlu'na yakın hiçbir isim kendisine yer bulamadı.
Hepsi, Kılıçdaroğlu'nun askerlerinden oluşuyor. Yani Kemal Kılıçdaroğlu, "asla bırakıp, gitmem" diyor.
Ekrem İmamoğlu ve CHP medyasındaki yancıları, seçim yenilgisinin ilk gününden itibaren "Kemal gitsin Ekrem gelsin" diyorlar. Baba-oğul filmi sona erdi...