MUHALİFİM diyenler ve Batı/Küreselci Şeytanlar tarafından kurulan masa, kendilerini idare etmekten aciz bir çöküntü arz ediyor.
Cumhur İttifakı ise iş, icraat, eser, Türkiye Yüzyılı ve istikbal vaat ediyor. Allah'ın izni ile göreceksiniz; milletimiz, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı seçecek, yıkanları değil yapanları seçecek. Kaosu ve karanlığı değil Türkiye Yüzyılı ile istikbali vaat edenleri, Cumhur İttifakını seçecek…
TÜRKİYE'DE BİR İLK; MİT BAŞKANI'NI GÖREVDEN ALMAK SEÇİM VAADİ OLDU…!
MİT başkanını görevden alacaklarmış…!
MİT başkanını görevden almayı, FETÖ/PKK/İSRAİL/ ABD mi istiyor yoksa muhalefet mi…?
Halkımızdan karşı konulmaz böyle bir talep mi var…?
Sokaktaki varandaş "aman ne güzel, tam da benim gerçekleşmesini istediğim icraat bu idi" mi diyor…? Ben halkımızdan, hiç "iktidar değişsin de şu MİT'in başındaki adamı değiştirsin" diye bir istek işitmedim.
Hakan Fidan, muhalefet liderlerinin hiç biri ile kamuoyu önünde tartışmamış, iç siyasi konularla ilgili polemiğe asla girmemiş bir isim. Devlet adamlığı terbiyesi zirvede çok başarılı bir bürokrat.
Her iktidar tabii ki istediği bürokrat ile çalışma hakkına sahip olmalıdır. Başka bütün kurumları anlamak mümkün ve fakat neden özellikle MİT zikrediliyor? Gerekçe ne?
MİT'in terörle mücadeledeki müthiş başarısı mı? MİT'in muhteşem sınır ötesi operasyon başarıları mı?
Türkiye'de ilk kez MİT Başkanını görevden almak müstakil bir seçim vaadi oldu. Hakan Fidan'ı alıp MİT'in başına Sezgin Tanrıkulu'nu mu getirecekler…?
DURDURACAKLAR, YAPMAYACAKLAR…
Daha yapılmamış Şehir Hastaneleri ihalelerini iptal edeceğiz, yenilerini de yapmayacağız diyorlar.
Adamlar ağızlarıyla söylüyorlar yahu…!? Hizmet alan herkesin hayran kaldığı hastaneler için iptal edeceğiz, durduracağız, yapmayacağız sözünü verdiler… Aş, iş, eser, proje yok… Ekmeği çoğaltacak bir vaatleri yok… Kanal İstanbul'u iptal edecekler. Akkuyu Nükleer Santrali'ni kapatacaklar.
Uçakları da satacaklarmış.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı, Bakanları, temsil heyetleri, müzakere heyetleri, yurt dışına otobüsle mi gidecek, trenle mi gidecek, tarifeli uçaklarla mı gidecek…? Yurt içi ve dışında özel uçakla seyahat eden, daha muhalefet lideriyken geceliği bilmem kaç bin dolar olan otelde kalan insanlar diyor bunları…! Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyindeki askeri operasyonlar da durdurulacak. Güneyimizde kukla bir PKK devleti kurulması da galiba görmezden gelinecek.
Devletten atılan FETÖ'cü ve PKK'lı teröristlerin mağduriyetlerinin giderileceği ve tekrardan devlet kadrolarına alınacakları da vaat ediliyor.
TERÖR DESTEKÇİSİNE YETKİ DEVRİ
Kayyum uygulamasına son verilmesi, tam olarak, HDP/PKK için diyet ödeyeceğiz açıklaması anlamına geliyor. Yerel Yönetimlerde idari ve mali özerklik ve merkezi yönetimin bazı yetkilerinin yerel yönetimlere devri meselesi özellikle vurgulanıyor.
Bazı bakanlıkların taşra kuruluşları yerel yönetimlere devredilecekmiş. HDP nin istedikleri ve koalisyon dönemi kaos Türkiyesi vaat ediliyor. Aile bakanlığının ismini değiştirme vaadi ise tam anlamı ile komik olmuş.
Bu isim değiştirme işi, uygulamada vatandaşa somut ne gibi menfaat sağlayacak da aile, kadın, çocuklar ve milletimiz fayda görecek…?
Adamların tüm vizyonu uçak satmak, Külliyeyi boşaltmak ve Çankaya'ya geri geçmek… Haa bir de İstanbul Sözleşmesine 24 saat içinde geri dönülecekmiş. Alnını secdeden kaldırmayan Saadetliler bu vaati ailelerine nasıl kabul ettirecekler de oy vermelerini sağlayacaklar acaba…? 6+HDP masasının ortak politika dedikleri;
ABD/İsrail ve Avrupanın istedikleri herseyi yapmak, devleti idare etmek değil BATI'ya hediye etmek var…
TÜRKİYEDE SOL ESİR EDİLDİ
Türk solu; içindeki liberal, mezhepçi ve etnik milliyetçi akımlar tarafından esir edildi. Batılı çevreler tarafından Türkiye'de sol cenaha liberal, mezhepçi ve etnik milliyetçi bir anlayış kabul ettirildi.
Solcuyum diyen gazeteciler, sanatçılar, aydınlar, yazarlar, şairler, sendikacılar; etnik milliyetçilik ve mezhepçilikten adeta gözleri dönmüş haldedirler.
Toplumdaki gelir adaletsizliği, ücret adaletsizliği, iş güvenliği, gibi temel meselelerden neredeyse bahsetmezler, hatta kendilerinin yaşam biçimleri ve gelir seviyeleri bizatihi bu adaletsizliğin bir parçasıdırlar. Türkiye'de solcular; ABD başta olmak üzere, Avrupa ve BATI'dan pompalanan ırka, etnik kimliğe önem veren akımlara aşık oldular.
Sınıf mensubiyeti bakış ve anlayışının yerini, kimlik ve ırk aldı. Azınlıklar ve sorunları, talepleri tabii ki çok önemlidir, ancak sol başka hiç bir mesele ile ilgilenmez hale geldi ya da getirildi…
ABD, UYARI MASKESİ İLE YİNE SALDIRIYOR
FETÖ/PKK/DHKP-C/ DEAŞ, hepsinin sahibi zaten BATI değil mi…? ABD, İSRAİL, AVRUPA para, silah mühimmat vermiyor mu…? Teröristlerin hepsi koyunlarında değil mi…?
Diz çöktürmek istedikleri devletlerin başına bu terör örgütlerini musallat edenler kendileri değil mi…? ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinin yaptığı uyarı, açıkça Beyoğlu'nu adres gösteriyor. İkinci kez yapılan uyarıda amaç; sadece ikaz kesinlikle değildir. Terörün ve teröristin oluşturmak istediği korku iklimine bizzat hizmet ediyorlar. Amerika Birleşik Devletleri, teröristler ile beraber ve hatta onlardan evvel dehşet ve kaos oluşturuyor. Galata'nın, Taksim'in, İstiklal'in adının açıkça belirtilmesi açık bir düşmanlıktır. Diğer Avrupa devletleri de uyarılar yaptılar. Biliyoruz ki aslında uyarmıyor, terörist saldırı olmasını istiyorlar...