Sarı saçlı mavi gözlü Hristiyanlar

TÜRKİYE'DEKİ aklı vicdanı olan herkes Ukrayna'da tepelerine bomba yağan masum insanlar için dua ederken ve onlara nasıl yardım ulaştırırız diye çırpınırken bakın onlar hangi değerlendirmeleri yapıyorlar?
Avrupalı gazeteciler ile televizyon yayıncıları, canlı yayınlar esnasında, Rusya-Ukrayna savaşı hakkında açıklamalar yaparlarken sarf ettikleri cümleler ile hem dehşete düşürdüler ve hem de açıkça İslam ve Müslüman düşmanlıklarını itiraf ettiler. Kullandıkları cümleleri lütfen iyi okuyunuz: "Onlar gelişmekte olan bir üçüncü dünya ulusu değil, burası Avrupa… Mavi gözlü, sarı saçlı Avrupalı insanlar öldürülüyor… Bunlar Suriyeli mülteciler değil, Hristiyanlar ve beyazlar… " İşte Avrupa'nın gerçek yüzü, inancı ve düşüncesi tam da böyledir. Batı dediğimiz topluluğun ana gövdesi Avrupa, Suriyeden ve dünyanın özellikle Müslüman coğrafyasından gelenlere en korkunç zalimlikleri sergilediler. Sınırlarından içeri almamak için en iğrenç yöntemleri kullandılar. Mültecilerin bindikleri botları delerek batırdılar ve boğularak ölmelerini seyrettiler. Aylan bebek boğulmuş olarak sahile vurmuştu. Çünkü Aylan bebek, esmer, kara gözlü, Ortadoğu'da yaşayan bir Müslümandı… İşte Batı/Avrupa medeniyeti budur: Çağdaş uygarlığın, insan haklarının değil; katillerin, barbarların yamyamların, azılı Türk ve Müslüman düşmanlarının yeridir.
HALKIN SEÇMEDİĞİNİ İKTİDAR YAPTILAR
28 Şubat'ta; seçim dışındaki yol ve yöntemler ile milletin seçmediklerini iktidara getirdiler.
Milletvekillerinden kimilerini baskı, tehdit, şantaj ile; kimilerini para, makam ve menfaat teklif ederek partilerinden istifa ettirdiler. İstifa edenlere başka bir parti kurdurdular. TBMM'de siyasi parti çoğunluk ve azınlık yapısının değişmesini sağladılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de bu kumpasın içinde görev alınca, halkın en çok oy verdikleri değil de bambaşka, tuhaf bir koalisyon iktidar oldu. Seçimlerde var olmayan parti iktidar ortağı olmuştu. İstifa edenlere kurdurmuş oldukları bu siyasi parti sonradan çöp olup gitti.
ASKERLER YALNIZ DEĞİLLERDİ
Cumhurbaşkanı… Darbecilere yardım eden bazı yargı ve yüksek yargı mensupları… Medya patronları, gazeteciler, televizyoncular… Sivil toplum örgütleri önderleri… Bilim adamları… Siyasetçiler… Bu iğrenç darbenin parçası oldular ve görev üstlendiler. "İrtica hortluyor" yalanı ile, korku, dehşet, panik yaydılar. General rütbeli bir asker, Başbakan merhum Necmettin Erbakan'a, küfür edebiliyordu... Özellikle ordudaki dindar Müslümanları, acımasızca atarak, FETÖ'cü hainlere yer açmışlar. Fetullah Gülen kahpesi ve adamları da gırtlaklarına kadar darbeciler ile beraber olmuşlar. Bu arada pek gündeme gelmiyor ancak; meslek liselerine de bu dönemde büyük bir zulüm yapıldı. Maksat İmam/ Hatip Liselerinin önünü kesmek idi… Günümüzde işsizliğin önemli nedenlerinden biri olan mesleksizlik, meslek liselerine vurulan bu büyük darbenin sonucudur. Katsayı zulmü nedeni ile bu okulları adeta yok ettiler.
HEPSİ CHP'DE.... TESADÜF MÜ...?
Daha önce de yazmış idim.
TESK Başkanı Derviş Günday, esnaf ve sanatkar meslek odalarını hükümetiyıkmak isteyen darbeci askerlerin maşası yaptı, CHP'de milletvekili oldu. Türkİş Başkanı Bayram Meral, Türkiye'nin en büyük işçi sendikasını darbecilerin emrine soktu, Beşli Çetenin üyesiydi, CHP'ye katıldı. DİSK Başkanı Rıdvan Budak, Beşli Çete'nin mensubuydu, güya devrimci/solcu sendikayı, darbeci askerlerin zurnası yaptı, DSP'den milletvekili oldu. Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te okuduğu şiir nedeniyle, hapse girmesine neden olan kararı onayan heyetin başkanlığını yapan Naci Ünver, emekli olduktan sonra siyasetegirdi, CHP'ye katıldı. İstanbul Üniversitesi Rektör Nur Serter, ikna odası kepazeliğini icat etti. Başörtüsü yasağı ile anıldı, CHP'ye katıldı. Aynı üniversiteden Necla Arat, üniversitede başörtülülere yönelik baskıyı sevk ve idareetti, CHP'ye katıldı.
Tuncay Özkan, darbede medyayı örgütledi, CHP'ye katıldı.