ERKAN TAN

Pısırık Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesini duyar duymaz, o eski Türkiye aklıma geliverdi.
Nasıldı? Neler yaşanıyordu? Millet ve memleket nasıl idare ediliyordu?
Çok partili koalisyonlarla yönetilen, her kafadan bir sesin çıktığı, her bir partinin kendi kafasına göre takıldığı, birinin kara dediğine, diğerinin ak dediği bir devlet yönetimi...
Memleket böyle idare edilince karıştırmak, kurcalamak, yönlendirmek, dev projeleri engellemek, başlamışsa da durdurmak, fitne atmak, tarafları kavgaya tutuşturmak çok kolay oluyordu elbette. Yalan mı...? Öyle olmadı mı...? Şu sayacaklarımı bir bir yaşamadık mı? Bir sulama kanalı projesini bile hayata geçirmek, koalisyon ortakları arasında hükümet krizi oluşturmadı mı?
Haftalarca birbirleriyle anlaşamadıkları için Valiler Kararnamesi'ni çıkartamıyorlardı.
Kanunları çıkartırken "Sen benim bu kanuna tamam dersen, ben de senin getireceğin kanuna tamam derim" deyip memleketi semt pazarı gibi yönetmiyorlar mıydı?
ZAYIF, GÜÇSÜZ HÜKÜMETLER
Böyle bir hükümetten hangi bürokrat korkar, çekinir? Hükümetler öyle zayıf ve güçsüzlerdi ki devleti ve milleti bürokratlar idare ediyordu. Herkes, derdine derman için, iktidarı oluşturan partilerin temsilcilerinin değil de onların atadığı bürokratların peşinde koşuyordu. Müsteşar, Bakan'dan daha mühim bir adam olmuştu. Çünkü bakan zırt pırt değişiyor, fakat Müsteşar hep durabiliyordu. Hatta kendi Müsteşarını görevden alamayan Bakanlar vardı.
Devletin sahibi millet değil de bu bürokratlar olmuşlardı.
TÜRKİYE AYILMASIN İSTİYORLAR
İşte Haçlı ve Siyonist ittifakını oluşturan devletler, mevcut sistemin yani bu, 'Baygın Türkiye'nin devamını çılgınca istiyorlar. Böyle bir Türkiye Cumhuriyeti, onların en büyük arzusu. Çünkü, böyle bir Türkiye çok kolay karıştırılıyor, kurcalanıyor, engelleniyor. Bu nedenle ABD, vize olayında, ajanlarını enselememizde, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde ve diğer olaylarda hep o eski Türkiye'yi görmek istiyor. Son 15 yılda, ayılıp kendimize gelme çabalarımızı defalarca engellemeye çalıştılar. Elektronik muhtıra, Gezi Olayları, 17-25 Aralık darbe girişimleri, 15 Temmuz darbe girişimi, hep ülkemizi yeniden bayıltma, hatta tümden teslim alma teşebbüsleriydi. Buna rağmen, dünyanın en büyük yatırımlarını hayata geçirebildik. Yıllarca halının altına süpürülmüş ekonomik ve sosyal meselelerimizi, çözebildik ve yeni atılımları yapmaya da devam ediyoruz. 'Baygın Türkiye' ayılırsa diye onlar, korkudan geberiyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.