Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün müthiş bir tesbit yaptı. Ülkemizdeki, bana göre en önemli sorunumuzu, milletle paylaştı. Bakınız en önemli sorunlardan birini demiyorum. Bu fakire göre, şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli sorunundan bahsetti. Kardeşlerim, bizi perişan eden, yakan, yıkan, deviren, parçalayan, bölen düşmanlarımız değil ki...!
YERLİ YABANCILAR
Neler söyledi Cumhurbaşkanı?
Başka konulara da değindi şüphesiz ancak bendeniz bu yazıya konu olan kısmını sizlere arz ediyorum: "Pek çok alanda hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum." Sözlerine devam ederken, 15 Temmuz gecesinden de örnek verdi: "O gece oraya gelenler Gezi Parkı'nın gençleri değildi.
Vatanını, milletini seven, bayrağı, ezanı için yola koyulan gençlerdi."
İÇİMİZDEKİ HAÇLILAR
İçimizde Haçlılar var... Adları, soyadları, bizden... Bizlerden birileri gibi görünüyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin nüfus cüzdanını taşıyorlar. Ama kalpleri, ruhları, akılları, fikirleri bizden değil. Bizdenmiş gibi görünüyorlar. Ancak bizden değiller.
Münafıklar onlar. Pirinçin içindeki beyaz taşlar. Pirinçe benziyorlar fakat pirinç değiller. İşte bunlar, mensup oldukları bu asil ve aziz milletimizin özünden, tarihinden, örfünden, değerlerinden hoşlanmıyorlar.
Ecdadımızın mirasından iğreniyorlar. Hele milletimizin dini inançlarından, adeta nefret ediyorlar. Aynen düşmanlarımız gibiler.
Ve fakat aramızdalar. Kurumlarımızda, devletimizin dairelerinde, iş yerlerimizde, komşularımız arasında... Lakin biz onları biliyoruz... İçimizdeki Haçlılar'ın radyoları, televizyonları, gazeteleri, işadamları, sanatçıları, sanat kurumları, sivil toplum örgütleri ve hatta siyasi partileri bile var.
Abartıyor muyum? Şimdi sizlere sayın desem bir çırpıda herkesin ağzından aynı isimler dökülüverir. Düşmanlarımız belli... Adları belli...Soyadları belli...Onlarla mücadele etmek nispeten kolay...! Ama ya içimizdeki Haçlılar...? Bizden gibi görünen ve fakat bizden olmayanlar? Bize asıl zararı veren bunlar. Düşmanlarımızdan daha fazla dikkat etmemiz gerekenler de bu insanlar...
VATANA KURBAN OLAN İLE İHANET EDEN BİR Mİ?
İşte Gezi Parkı gençliği de bu tespitlerle yakından ilgilidir. Neler yapmışlardı? Ağaçları bahane edip, çevreciliğin arkasına saklanıp devlete ve millete saldırmışlardı. Kamu binalarına ve araçlarına molotof kokteyli atmışlardı. Güvenlik kuvvetlerimize molotof kokteyli ve diğer araçlarla saldırmışlardı.
Yakmışlar, yıkmışlar, adeta bir düşmanla savaşır gibi kendi devletlerine saldırmışlardı.
Kin ile, vahşet ile, gözleri dönmüş bir halde...! Bu yöntemle iktidarı da değiştirmek istemişlerdi. Üstelik bu hainleri, masum göstericiler olarak tanımlayan ve savunanlar var hala...Devletin güvenlik kuvvetlerine taş, sopa, molotof kokteyli ve diğer silahlarla saldıranlar bu milletin evlatları olabilir mi?
Bu iğrençlikleri masum ve mazlum gösteriler sayabilir miyiz? Bu gençlerle 15 Temmuz gecesi vatan için, millet için, bayrak için, devlet için, mukaddesat için şehit ve gazi olanlar aynı mı? Devlete baş kaldıran ile devlet için baş veren bir olur mu?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.