Meclise değil sokağa çıkın!
HDP diyor ki: Gençler Meclis'e çıkmasın ama dağlara çıksın...
İşte iki kardeş partinin söylem ve eylem birlikteliğine bir güzel örnek daha...
Anayasayı değiştirelim, gençler seçimle gelinen görevlere talip olabilsinler. Milletvekili, bakan, belediye başkanı falan olabilsinler diyoruz.
Hayır diyorsunuz. Bunlar çoluk çocuk diyorsunuz. Ama sokakları karıştırmak, yakmak, yıkmak, askerle, polisle savaştırmak için gençleri kullanıyorsunuz.
Size göre kaos, direnme, sokak gösterileri, dağlarda terörist kampları için gayet uygunlar...
MİLLET HEM KARAR HEM GÖREV VERDİ...
Asil ve aziz milletimiz bu referandumla hem çok mühim bir karar hem de dev bir görev verdi.
Dava düşmüştür. Millet tercihini yapmıştır. Sistem değişsin istemiştir.
Devletimizin çürüyen, çalışmayan, eskiyen, arızalı yerleri değiştirilsin istemiştir. Devlet yönetim sistemini değiştirin talimatını vermiştir. Devlet, içindeki pislikleri, hainleri temizlesin demiştir.
Artık siyaset, milletin sözünün üstüne söz söylemek, laf kalabalığı yapmak yerine onun talimatını yerine getirmek zorundadır. Bu talimatı, görevi kim yerine getirecek? Tabii ki siyaset. Ana muhalafet de bu görevin muhatabıdır. Yani millet ona da emir ve talimat vermiştir.
Evet diyenleri denize dökmek istediğiniz milletin sinesine mi sığınacaksınız? Evet diyenlerin alayına hain, satılmış dediğiniz milletin sinesine mi döneceksiniz?
Referandumda hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz dediğiniz milletin sinesine mi döneceksiniz? Kendinizi bu milletin sinesine ait hissediyor musunuz ki??!!
Hem zarflara mühür vurmayıp hem de zarflar mühürsüz diye yaygara kopartmak milli iradeye tuzak kurmak anlamına gelmez mi? Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) açıklamasında çok mühim noktalar yer alıyor. İhmal, kusur ya da kasıt ihtimalinden söz ediliyor. Ne demek kasıt? Çok basit efendim. Türkiye genelinde bazı sandık görevlileri bilerek, isteyerek, planlayarak zarflara mühür vurmadılar. Daha sonra da zarflarda mühür yok diye itiraz ettiler.
Yani zarflara mühür vurmayanlar da aynı, itiraz eden ortalığı ayağa kaldıranlar da aynı insanlar. Derin şüphe bizzat YSK tarafından dile getiriliyor. CHP ve HDP beraber film fırıldak mı çeviriyor? Bakıp göreceğiz....
Bunu daha önce de televizyonlarda ifade etmiştim. Çok önemli bir konu.
Millet tarafından verilen en şerefli görevi üstleneceksin. Milletvekili olacaksın. Sonra da bilerek, isteyerek, planlayarak TBMM oturumlarına katılmayacaksın. Böyle bir hak yoktur. Bu bir hak değil suçtur. Mazeretsiz oturumlara iştirak etmemek TBMM üyeliğinin şanına, şerefine, sorumluluğuna yakışır mı? Senin başka işin, görevin, yok ki!
Varlık sebebin Genel Kurul toplantılarında bulunmak. Mevcudiyetinin gerekçesi bu...
Hatta Milletvekilleri'nin istifası bile TBMM Genel Kurulu'nun kabulüne bağlıdır. Kendi kafasına göre ben istifa ettim deyip bırakıp gidemez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Şer cephesi (19.11.2024)
- CHP'ye sormadan Atatürk'ü sevemezsin (12.11.2024)
- Onlar güçlü olduğu için değil, biz dağınığız…! (05.11.2024)
- Terör silahını şer güçlerin elinden almak (29.10.2024)
- İla cehenneme zümera…! (22.10.2024)
- Bize doğru geliyorlar (16.10.2024)
- İnsanlık ile savaşan kavim (08.10.2024)
- Persler ve Yahudiler aslında birbirlerini pek severler (01.10.2024)
- Suçu önleyemiyoruz, idam gelsin… (24.09.2024)
- 27 Mayıs iğrenç darbesinde demokrasinin ırzına geçtiler (17.09.2024)