İnandıkları değil, kullandıkları değerler

Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, serbest seçimler...
Almanya ve Avrupa Birliği'nin inandığı değerler değil, dünyanın geri kalanını karıştırmak için kullandığı değerlermiş.
Bunu son günlerde yaşadığımız olaylar kabak gibi gösterdi. Hatta bizzat Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika kendileri davranışlarıyla itiraf etmiş oldular. Her şey gözümüzün önünde oluveriyor.
Toplantıları iptal etmek için kendi kanunlarını ve değerler sistemini çiğniyorlar.
Bu arada HAYIR'cılar her yerde ve salonda istedikleri gibi toplanıyorlar Bu tavırlar sadece EVET'çilere.
Ve bütün bunlar olup biterken Almanlar hiç ses çıkartmıyorlar.
Olaylara tanık oluyorlar. Komşuları arkadaşları Türkler'den duyuyorlar. Ama tepki vermiyorlar. Hiç ses çıkartmıyorlar.
Tıpkı 2. Dünya Savaşı dönemi, Nazi Almanyası gibi değil mi? O zaman da Almanların Nazi'ler dışındaki geri kalanları en yakınlarındakilerinin başlarına gelenlere karşı aynı şimdiki gibi kör, sağır ve tepkisiz değiller miydi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu benzetmeyi yaparken haksız mı?
Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, serbest seçimler...
Bu kavramlar ile kendileri dışındaki dünyaya her fırsatta ders veriyor, ahkam kesiyorlardı. Meğer bu bir savaş yöntemiymiş. Bunların arkasına geçip, başta Türkiye olmak üzere ayar vermek, karıştırmak,diz çöktürtmek istedikleri ülkelere saldırıp duruyorlarmış.
Ne taktik ama!!! Duyduğunuz zaman bu sözcükler, kulağa ne kadar da hoş geliyor. Ama aslında bunlar birer savaş silahı...Avrupa Birliği, insanlığın içtenlikle inandığı ve saygı duyduğu bütün bu değerlerin de ırzına geçti. Uğruna canlar verilmiş, kanlı mücadeleler sonrası elde edilmiş yüce değerleri, bu barbarlar devletleri sömürmek için kullanıyorlarmış meğer...
***
Avrupa Türk ve Müslüman düşmanı yetiştiriyor.
Haçlı ve Siyonist ittifakı savaş yapıyor. Kiminle?..Müslümanlarla ve Türklerle...Adına Batı dediğimiz bu topluluk Türk ve Müslüman düşmanlığını giderek devletlerinin politikası haline getiriyor.
Ne acıdır ki bu bir gerçek. Vehim değil, paranoya değil. Tabii bu hal devlet politikası olunca o milletlerin insan tipi de bu fikre uygun oluşmaya başlıyor.
Yani inanılması zor ama Avrupa'da devletler, Türk ve Müslüman düşmanı insanlar yetiştiriyorlar...
***
Bu arada CHP'li Muharrem İNCE bu olayları misafirimiz olan Suriyeliler ve Esed ile mukayese etti. Esed buraya gelip Suriyeli misafirlerimizle toplantı yapmak isterse biz ne deriz? dedi...
Yuh be kardeşim...!
Bir kere bizim Avrupadaki kardeşlerimiz oralarda sığınmacı değiller. Her biri o devletlerin ya vatandaşı, ya işçi olarak özel statüye sahip, ya da çifte vatandaş. Muharrem İNCE oralardaki kardeşlerimizi hepsini sığınmacı yapıverdi. Ardından katil bir Suriyeli ile halkın önüne gelen sandıktan, defalarca zaferle çıkmış AK Parti'yi ve sözcülerini bir tuttu.
Ha unutmadan söyleyelim. Kendi partisinin milletvekillerinden biri geçtiğimiz haftalarda Almanya'da HAYIR toplantısı yapıvermişti.
Ne dersiniz! Esed Türkiye'ye gelse ve miting yapsa CHP yöneticileri çok sevinir, en önde katılırlar mı acaba?
***
Kemal Kılıçdaroğlu radyoda o kadar güzel ve içtenlikle anlattı ki!!?? İnanın ben çok etkilendim. Anlattıkları öyle doğal ve samimi ki...
Döndürüp döndürüp yayınlamak lazım ki EVET oyları artsın...