Şeytan ve taraftarları
Dünyayı yönetmeyi bir inanç, iman olarak gören zihniyetin aklının nasıl işlediğini anlamadan olan biteni kavrayamazsınız.
Bunlar 'şeytan ve taraftarları'dır. Fitne, fesat, aldatma, vesvese, kavga, kaos ve kargaşa usul ve esasları ile iş tutarlar. Ötekinden pek hoşlanmayan topluluklara bayılırlar. Birbirine muhalif gruplar özel ilgi alanlarıdır. Bu nedenle, birbirlerine karşı olan taraflar oluşturmaya çalışırlar.
Sahip oldukları ve yönlendirdikleri medya gücünü de kullanarak insanların beynine, kalbine nüfuz ederler. O'cu, Bu'cu, Şu'cu diye bölmek, parçalamak, ayrıştırmak sonra da bu toplulukları birbirine saldırtmak için bütün 'şeytani' yöntemleri kullanırlar.
Din, diyanet, milliyet, mukaddesat, mezhep ve insanların önemsedikleri tüm kutsal mevzular en sevdikleri ve tahrik, fitne, kışkırtma oluşturmak istedikleri alanlardır. Bu karanlık güçlerin icra organları da istihbarat örgütleri ile onların yönetimindeki terör örgütleridir.
Bu alçak 'şeytan ve taraftarları' işte bu istihbarat örgütleri ve terör örgütleri ile önce taraflardan birine saldırtırlar. Sonra 'Bak sana düşmanın olan şu grup saldırdı' deyip kavga, kargaşa, kaos ve çatışma oluştururlar.
Şimdi bu kısa açıklamadan sonra gelelim şu iğrenç ötesi karikatür yayınına.
Fransa'daki gibi kanlı bir terör eylemine zemin hazırlamak ve ülkemizi tam da referandum ortamında karmaşa, karışıklık ve kaos zeminine sürüklemek.
Bu tespit sizce fazla mı abartılı? Olmadı mı bu memlekette daha evvel böyle işler?
Aynı el, aynı tabancayı; sabah solculara, akşam da sağcılara verip evlatlarımızı birbirine öldürtmedi mi?
Dikkatli ve uyanık olmak zorundayız.
Olan biten olaylardan hemen sonra olağan şüpheliler değil; dünyayı yönetmeyi bir inanç ve ibadet olarak kabul eden ve öyle yaşayan 'şeytan ve taraftarları' aklımıza gelmeli...
SULANDIKÇA BUDANAN, BUDANDIKÇA SULANAN TÜRKİYE
Bu sözün sahibi ben değilim. Söz kime ait bilmiyorum.
Düşmanlarımız; yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kameraların önünde dost ve müttefik gibi görünen ama kameraların arkasında gerçek bir düşman gibi davranan ülkeler nasıl bir Türkiye istiyorlar?
Onlar; sulandıkça budanan, budandıkça sulanan, hep kontrol altında tutulan, onların istediğini yapan istemediğini yapmayan bir Türkiye arzu ediyorlar.
Bu nedenle, Türkiye'nin çok partili koalisyonlar ile idare edilmesi tam da istedikleri bir durum. Çünkü böyle bir Türkiye'ye istedikleri her şeyi yaptırtabiliyorlardı. Birinin ak dediğine diğerinin kara dediği, koalisyonu oluşturan her partinin idareyi başka bir yöne çekip sürüklediği, karıştırmanın çok kolay olduğu, yıkılmasının an meselesi olduğu bir hükümet ve devlet yönetimi.
Yakın zamanda az daha böyle bir tehlikeli durumu yaşayacaktık. 7 Haziran'ı unutmadık...
Böylece ölmeyecek kadar suluyorlar.
Büyümeye başladıkça buduyorlardı.
İşte tam da bu nedenle bu referandumda EVET demek vatan, millet, memleket, devlet meselesi.
Yoksa bu iş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın babasının derdi değil ki!!!???
Allah nasip ederse bu değişiklik; memleketimizi çadır tiyatrosuna çeviren koalisyonları tarihe gömecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Şer cephesi (19.11.2024)
- CHP'ye sormadan Atatürk'ü sevemezsin (12.11.2024)
- Onlar güçlü olduğu için değil, biz dağınığız…! (05.11.2024)
- Terör silahını şer güçlerin elinden almak (29.10.2024)
- İla cehenneme zümera…! (22.10.2024)
- Bize doğru geliyorlar (16.10.2024)
- İnsanlık ile savaşan kavim (08.10.2024)
- Persler ve Yahudiler aslında birbirlerini pek severler (01.10.2024)
- Suçu önleyemiyoruz, idam gelsin… (24.09.2024)
- 27 Mayıs iğrenç darbesinde demokrasinin ırzına geçtiler (17.09.2024)