İngiliz’in gözü açıldığında Atatürk Samsun’a çıkmıştı
ÜÇLER MİSAKI
1919 Nisan'ında Şevket Turgut, Cevat (Çobanlı) ve Fevzi (Çakmak) paşalar arasında varılan ve "Üçler Misakı" denilen protokol görüşmelerinde bozulan düzenin sağlanması maksadıyla ordu müfettişliklerinin kurulması, elimizdeki silahların işgal güçlerine teslim edilmemesi için çaba gösterilmesi ve millî bir hareketin başlatılmasının ele alındığı söylenir. Bu misakın belgesi bulunamamasına rağmen ordu müfettişliklerinin kurulması konusundaki yazışmalardan devlet kademelerinin ciddi bir çalışması olduğu anlaşılmaktadır
İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Arthur Calthorpe, 21 Nisan 1919'da Osmanlı yönetimine bir nota vererek, Karadeniz bölgesindeki Türk çetelerinin Rumlar'a saldırdıklarını iddia etti. Aslında olup, bitenler Pontus hayalleri kuran Rumlar'a karşı bölgede yaşayan Türkler'in mücadele etmeleriydi. Osmanlı yönetimi, bu notayı Samsun ile bazı bölgelerin işgal edileceği şeklinde yorumladı ve Dokuzuncu Ordu Müfettişliği'nin kurulmasını hızlandırdı. Nisan ayının sonlarında Mustafa Kemal Paşa'yı makamına davet eden Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Mustafa Kemal'e 9. Ordu Müfettişliği'ne tayin edileceğini bildirdi.
9. ORDU MÜFETTİŞLİĞİ
Mustafa Kemal Paşa'nın 9. Ordu Müfettişliği'ne resmen tayini hakkındaki irade 30 Nisan 1919'da dönemin resmî gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de yayınlandı. Mustafa Kemal Paşa, aynı gün Harbiye Nezareti'ne (Savunma Bakanlığı) Samsun'a götüreceği karargâh mensuplarının listesini verdi. 9. Ordu müfettişliğinde önemli görevlere getirilecek olanlardan bazılarını bizzat Mustafa Kemal Paşa belirlemiş, diğerlerini ise yaveri Cevad Abbas Bey seçmişti.
Harbiye Nazırı Şakir Paşa 6 Mayıs'ta müfettişlik bölgesindeki faaliyetleriyle ilgili talimatnameyi Mustafa Kemal Paşa'ya resmen tebliğ etti. Talimatnameye göre Mustafa Kemal Paşa, sadece askerî değil mülkî erkâna da emir verme hakkına sahipti. Paşa aynı gün Harbiye Nezareti'nden İtilâf Devletleriyle imzalanmış ateşkes antlaşması ve bazı yazışmaların Dışişleri Bakanlığı'ndan alınarak kendisine verilmesini talep etti. Ayrıca Harbiye Nezareti'ne görevi sırasında kullanacağı altı adet mührün kazdırılmasını da istemişti. Mustafa Kemal Paşa, üç aylık tahsisatının peşin verilmesini, beklenmeyen masraflara harcanmak üzere bir miktar ödeme yapılmasını ve iki binek otomobili tahsisini de talep etmişti.
Bu işlemler sürerken 15 Mayıs'ta Yunanlılar İzmir'i işgal ettiler. Mustafa Kemal Paşa yola çıkmadan önce 16 Mayıs'ta padişahın huzuruna çıktı. Padişahla görüştükten sonra Samsun yolculuğundaki bütün merhaleler tamamlanmıştı.
Mustafa Kemal Paşa, kendisini uğurlamaya gelmek isteyenlere İngilizler'in dikkatini çekmemek için zahmet edilmemesi ricasında bulundu. Şişli'deki evine giderek annesiyle ve kız kardeşiyle vedalaştıktan sonra Galata rıhtımına gitti. Oradan bir motorla Kızkulesi açıklarında bekleyen Bandırma Vapuru'na bindi. Karadeniz'e açılmalarından hemen önce bir devriye hücumbotuyla gelip Bandırma'nın güvertesine çıkan İngiliz denizcileri vizeleri kontrol ettiler ve evraklarda eksiklik görmeyince vapur Samsun'a doğru yoluna devam etti.
Bandırma Vapuru'nda gemi personeli haricinde Atatürk'le birlikte 48 kişi vardı. Vapurda ayrıca 3. Kolordu Komutanlığı'na tayin edilmiş Albay Refet Bele ve maiyetindeki iki emir eri de bulunuyordu. Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs sabahı Samsun'a ayak basınca, padişaha, sadrazamlığa, içişleri ve dışişleri bakanlıkları ile genelkurmaya beş ayrı şifreli telgraf çekerek göreve başladığını bildirdi.
İNGİLİZLER GEÇ UYANDI
İngilizler, Atatürk'ün gidiş sebebi konusunda ancak paşanın Samsun'a çıktığı gün şüphelendiler. General Milne, 19 Mayıs'ta Osmanlı Harbiye Nezareti'ne bir nota gönderip, lağvedilmiş olan orduya bir müfettiş ile geniş bir kurmay heyetinin niçin gönderildiğini sordu. İngilizler, verilen cevaptan tatmin olmayınca daha sert yazılar yazdılar.
Samsun'da rahat çalışamayacağını anlayan Mustafa Kemal Paşa, 24 Mayıs'ta Havza'ya geçti. Bu arada İngilizler, 6 Haziran'da "Kemal Paşa ile maiyetinin vilayetlerde görünmelerinin arzu olunmadığını" söyleyerek derhal İstanbul'a dönmelerinin emredilmesini istediler. Osmanlı yönetiminin cevaplarını tatmin edici bulmayınca notalar daha da sertleşti.
Bu arada Mustafa Kemal Paşa, Milli Mücadele için önemli adımlar atmaya başlamıştı. 21-22 Haziran gecesi Amasya tamimi ilan edildi. Tamimde "Vatanın bütünlüğü, vatanın bağımsızlığı tehlikededir" deniyor ve bu durumdan yine milletin azim ve kararıyla kurtulacağı belirtiliyordu.
İngilizler, 9 Temmuz 1919'da Osmanlı yönetimini Mustafa Kemal Paşa'nın getirilmesi için Samsun'a bir askerî gemi göndermekle tehdit ettiler. Ancak artık iş işten geçmiş zafer yürüyüşü başlamıştı.
Milli Mücadele
Milli Mücadele'nin önemi Yemen'den Arnavutluk'a kadar uzanan bir imparatorluğun darmadağın olmasına ve Birinci Dünya Savaşı'nda büyük bir yenilgi alınmasına rağmen mücadele edecek azmi ve kararlılığı bularak bize giydirilen gömleği yırtmaktır. Kurtuluş Savaşımız topyekün bir mücadelenin nasıl verileceğini gösterir. Milli Mücadele'ye herkes katkıda bulunmuştur. Kimi cephede savaşmış kimi ise çorap örmüş, yük taşımış, makas, çivi, buğday, zeytinyağı vermiştir. Bütün milletimiz bu mücadeleye destek verdiği için bağımsızlık savaşımıza "Milli Mücadele" diyoruz
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’nin ikiden fazla seçilen tek başkanı Roosevelt (17.11.2024)
- Atatürk’ün son sözü ‘aleykümesselam’ olmuştu (10.11.2024)
- 100 yıl önce Türkiye’nin ilk futbol şampiyonu: Harbiye (03.11.2024)
- ABD seçimlerinin sonucu iç savaşa yol açmıştı (27.10.2024)
- Osmanlı kimliği 150 yıl önce denenmiş fakat tutmamıştı (20.10.2024)
- Lübnan’ın düzenini Avrupalılar bozdu (13.10.2024)
- Gündemden düşmeyen antlaşma: Sykes-Picot (06.10.2024)
- Osmanlı’da canilere 2 türlü ceza verilirdi kısas ve diyet (22.09.2024)
- İstanbul’u sarsan esrarengiz kadın cinayeti (15.09.2024)
- Sultan Abdülaziz’in Mısır seyahati protokolü değiştirdi (08.09.2024)