ERGÜN DİLER

Süper ikili

TÜRKİYE, Suriye'de nasıl ve neden kazandı? BATI'da herkes bu soruyu soruyor. Doğru ve yerinde bir soru... Gelin biz de bunun peşine düşelim...
Son günlerde doğal olarak Ahmed el Şara yani Colani, HTŞ, Hizbullah, HAMAS, İsrail, Netanyahu, Putin, Esad, İran, YPG, IŞİD, Mazlum Kobani, Öcalan medyanın odak noktaları...
Gelişmeler ışık hızında ilerleyince öne çıkan isimler üzerinden, olan biteni anlamaya gayret ediyoruz. Böyledir. Sözüm yok. Ancak eksik ve yanlıştır...
Ülkeler, bölgeler ve dünya MODELLER üzerinden döner.
Kurgulanır... Egemen güç ya da güçler, oturur karar verir. Herkes kendi rolüne bürünür. Konu kabaca ve kısaca böyledir. Önemli olan gidişatı okumak ve mevzi almaktır.
Bu konuda AK PARTİ uzak ara liderdir. MHP ikinci olarak konumlanır. CHP'nin ise BAAS GENETİĞİNE uzak olmayışı görme zorluğu, bozukluğu meydana getirmektedir... CHP bu yazının konusu olmamakla birlikte bünyesinde bu kadar DİPLOMAT barındıran bir partinin bugünü dünden olmasa da en azından "GÜNLÜK" okuma kabiliyetine sahip olmasını gerekirdi. Olmadı...
Neyse...
Türkiye'nin TEMEL SORUNU BİNLERCE KEZ YAZDIĞIM GİBİ EKSENİNİ BELİRLEMEDE SORUN YAŞAMASIYDI. AK Parti'nin içindeki değişimler, tasfiyeler, bölgesel tektonik siyasi hareketler, Ankara'yı bir noktaya götürdü. 17-25'le gelen 15 Temmuz'la noktalanan fırtınadan sonra Türkiye-İngiltere yakınlaşması net olarak ortaya çıktı, çıkartıldı. Başkan Erdoğan'ın özellikle 2018'in MAYIS ayında Kraliçe'yi Buckingham'da ziyaret etmesiyle yakınlık STRATEJİK ortaklığa dönüştü. Bu adımlar Türkiye'yi hiç olmadığı kadar öne çıkarttı. Mazisini özleyen Buckingham, tarihini en parlak sayfasından diriltmek için çabalayan BEŞTEPE ile güçlerini birleştiriyordu. Bu nereden bakarsanız bakın BÜYÜK İTTİFAK'TI... Ve sarsıntı meydana getirirdi. Öyle de oldu.
15 Temmuz'da ALAN DUNCAN'ın ilk gelen olması MI6'in şimdilerde patronu olan eski Büyükelçi Richard Moore'un yakınlığı iki ülkenin ritmini bambaşka bir yere taşıdı.
Libya'da, Karabağ'da, Suriye'de, Irak'ta, Afrika'da bu çıplak gözle görülmekteydi... Avrupa kendi içinde sorunlarla boğuşurken, git gide küçülürken Ankara-Londra yakınlığı yeni kapılar, ufuklar açıyordu. Washington da bir noktadan sonra Buckingham'la anlaşıyor ve küresel format için geri sayım başlıyordu.
ARŞİV bugünü anlatmanın en güzel yoludur.. Şimdi sizi, 8 yıl geriye götürüyorum... İçinde SURİYE de RUSYA da YPG de PKK da var. Satır aralarında SURİYE'nin son durumu da mevcut... KÜRTLER'in de...
"Birleşik Krallık PKK'yla mücadelede Türkiye'nin en iyi ortağı. PKK'ya, Birleşik Krallık'ta serbest hareket edememesi ve finansman sağlayamaması için ciddi operasyonlar gerçekleştiriyoruz. Tabii ki biz, PYD ve YPG'nin yapısı konusunda naif değiliz veya tamamıyla gözümüz kapalı değil.
Ve bu grupların PKK ile birtakım bağlantıları olduğunu biz de fark ediyoruz. Zaten böyle bir bağlantının var olması ihtimalini reddetmek biraz aptal bir davranış olur diye düşünüyorum. Çünkü YPG'nin ve PYD'nin herhangi bir ofisine, işyerine gitseniz onların duvarlarında Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını görüyorsunuz..." Devam...
"Rusya'nın ilk başta iddiası askerlerinin DAEŞ'e karşı mücadele edecekleri yönündeydi ama böyle olmadı. Şu anda Rus ordusu tamamen rejimin askerlerine destek vermeye çalışıyor. Suriye'deki çabalarının büyük bir bölümünü de ılımlı silahlı muhalif gruplara yönlendirdiler.
Bu gruplar, Türkiye'nin ve Birleşik Krallık'ın desteklemeye çalıştığı, Suriye'de demokratik bir gelecek için en büyük umudumuz olan gruplar. Büyük bölümü Sünni ve DAEŞ'e karşı stratejik olarak savaşı kazanmamızda en büyük umudumuz olacak gruplar. Ama Rusya şu anda bombalamalarını bu gruplara yönlendirmiş durumda...."B itmedi...
"Biz bu konuda çok netiz ve Türkiye ile aynı fikirdeyiz.
Esad'ın Suriye'nin geleceğinde herhangi bir yeri yok. Elinde yüzbinlerce insanın kanı var. Soru işaretine sahip değiliz..." Finalde ise şu var...
"PYD'nin söz konusu bölgede kanton ilan etmesini ilk eleştiren ülkelerden biri olduk. Bölgenin kendi kontrolleri altında olduğunu ilan etme hakları yok..." Yukarıdaki satırlar uzun bir röportajın önemli ve güncel kesimleri... Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Richard Moore'un 2016'da söylediği sözlerdi bunlar... "Rusya gerileyen bir güç" diyerek PUTİN'i çılgına çeviren bir isimdi Moore... Küresel satrançta usta olduğunu çok kez kanıtlamış bir İSTİHBARATÇIYDI aynı zamanda...
HTŞ'nin ŞAM'ı almasından sonra herkes YPG/SDG'nin akıbetini konuşmaya başladı. Anlaşılır.
Doğal... ANGLOSAKSON İTTİFAKI GENİŞ TABANLI UZLAŞMA yakalasa da YPG ve SURİYE'NİN KUZEYİNDEKİ tablo için şu an yüzde yüz görüş birliğine sahip değil... Moore'dan öğrendiğimiz gibi YPG PKK'nın uzantısı. Amerika için ise durum biraz daha farklı. Türkiye NATO tarafından kabul edilen YPG'yi "PKK olarak" tanımlıyor, ancak Washington itiraz ediyordu. Barış SÜRECİ 2015'te bittikten sonra gerilim iyice artıyor ve yeni adım geliyordu. 2017'de ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, Aspen Enstitüsü'nün Colorado eyaletinde gerçekleştirilen yıllık güvenlik toplantısında "YPG'ye isim değiştirin tavsiyesinde bulunduk.
Onlar da Suriye Demokratik Güçleri'nde karar kıldılar" dedi.
Böylece PKK ortadan kalkıyordu!
Bu günleri hesap ediyorlar olsa gerek CENTCOM birkaç ay önce YPG'ye AVENGER adıyla bilinen kısa menzilli hava savunma sistemlerinin teslimatını yaptı. Türkiye'nin muhtemel operasyonlarında kullanılsın diye...
7 Ekim HAMAS saldırısından bu yana hedef BAAS olduğu için bölgede o akımın yerine gelebilecek, o boşluğu doldurabilecek tek güç TÜRK DEVLETİ'nin şu anki yapısıydı... Suriye'nin tümden Türkiye'nin kontrolüne verilmesi akla en yatkın şıktı. Ancak YPG/ SDG'nin Ruslar'ın, AVRUPA'nın, İran'ın elinde oyuncak olması da istenmezdi. Detaylar zamanla açığa çıkacak da olsa TÜRKİYEİNGİLTERE stratejik ortaklığı bölgeyi ANKARA'ya itiyordu.
NET... Küresel çapta BAAS tasfiye olurken, ona yakın duran anlayışların da artık kendi ülkelerinde iktidar olması ihtimali "SIFIR" bile değildi...
Başkan Erdoğan'ın KÜRESEL OKUMADAKİ BAŞARISI iktidar yolculuğunda kendisini "tek söz sahibi" yapıyordu.
Bırakmadığı sürece kimse bileğini bükemezdi. CHP'nin BEŞTEPE'ye ziyaretçi olarak bile gelmesi mümkün değildi.
KÜRESEL DENGELERİ BİLMEDEN İKTİDAR olunmaz OLUNSA DA KALINMAZDI...
CHP herkesin gittiğini gördüğü ESAD için "ANKARA GÖRÜŞSÜN" diyordu. Ufuk muazzam değil mi... Belki şimdi Moskova'ya bir heyet gönderir ve durumu anlardı...
CHP, AVRUPA'ya yakındı.
İKTİDAR şansı yoktu. AVRUPA dünyada kaybederken, Ankara'da nasıl kazanacaktı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.