Tukidides merceği
DÜNYANIN gündeminde Amerika'nın UKRAYNA'ya verdiği ve "KULLANIN" dediği ATACMS füzeleri var... Menzili 300 km. olan füzeler doğal olarak Rusya'nın şehirlerini hedefe koymakta. Bu gelişme üzerine Putin de, NÜKLEER KATALOĞU açtı, güncelledi.
İmza attı. Bunu da duyurdu. Moskova, NÜKLEER
DOKTRİN'ini tazelediğini ilan etti.
Savaştan bir önceki adımdı bu. Öyle anlaşıldı. Doğru mu? Kesinlikle... Tüm bunlar bütün başkentlerde ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI fısıltılarını artırdı, iyice duyulur hale getirdi.
Bu ihtimal var mıydı? Elbette vardı! Ancak bunun Amerika ile ÇİN arasında olması bekleniyordu.
Rusya, Amerika'yı tehdit eden, imparatorluğunu bitirip, silip atacak, canını yakacak bir güç müydü? Paylaşamadıkları neydi? Kim, kimin ayağına nerede basıyordu? SORU ÇOK...
Yükselen bir gücün egemen bir gücü yerinden etmekle tehdit etmesi halinde, ortaya çıkan stresin şiddetli bir çatışma doğurmasının zorunluluk olduğu kabul edilir! Amerikalı siyaset bilimci Profesör Graham Tillett Allison Jr., Atina ile Sparta arasında çıkan Peloponnesos Savaşı'na odaklanıyor ve Yunan tarihçi Tukidides'in (Thucydides) yazdıklarına bakıyordu.
Tukidides'in, "Antik Yunan'da dönemin hakim askeri gücü Sparta ile deniz ticaretinde artan etkisiyle giderek yükselen Atina arasındaki güç mücadelesinin savaşla sonuçlanmasının nedenini, 'Atina'nın yükselişi ve bunun Sparta'da yarattığı korku, savaşı kaçınılmaz kıldı' ifadesiyle dile getirdiğini aktarıyordu. Bunu güncelliyor ve TEZ haline gelmesini sağlıyordu. Yani bir EGEMEN GÜÇ VARDI bir de yükselen ve doğal olarak korku salan diğer güç... "İKİ GÜÇ AYNI ANDA AYNI RAKIMDA
KARŞILAŞTIĞINDA
SAVAŞ
KAÇINILMAZDI" diyor! Tarihte "hakim güçyükselen güç" mücadelesinin benzer örneklerini inceleyen Allison, ele aldığı 16 örnekten 12'sinde mücadelenin savaşla sonuçlandığı tespitini yapıyordu.
Amerikan yönetiminin UKRAYNA'ya füze vermesi "kullan" demesi RUSYA'dan korktuğu için miydi?
Yükselen güç Rusya mıydı?
Washington'un uykularını kaçıran Moskova'daki akıl mıydı? Moskova ne elde etmişti de KÜRESEL imparatorluk peşinde koşuyordu?
Açalım... Bir örnekle gidelim...
HAMAS 7 EKİM'de İsrail'e saldırıyor sivil katliam yapıyor, İSRAİL de orantısız bir karşılık vererek insanlığı öldürüyordu.
Ortadoğu'da bu yaşanırken, İSRAİL'in HAMAS'la ya da HİZBULLAH ile savaş gücü fazlasıyla varken bile Amerika devreye giriyor ve GÜCÜNÜ yolluyordu! Gövde gösterisi yaparak...
Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Lloyd Austin, "USS Gerald R. Ford uçak gemisi, görev grubu ile birlikte, İsrail'e mühimmat ve ekipman sağlamak için Doğu Akdeniz'e doğru yola çıktı" diyordu. Yani Austin, Ticonderoga sınıfı güdümlü füze kruvazörü, 4 adet Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze destroyeri ve dünyanın en büyük aynı zamanda ABD'nin en yeni uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford'un görev grubuyla birlikte sahne alacağını ilan ediyordu.
Peki karşıda kim vardı?
EVET HAMAS... İsrail'e karşı kendilerini korumak zorunda olan canlarını veren başka da çok bir şeyi olmayan insanlar. Amerika bunun için DONANMA YOLLUYORDU! Doğru mu? Net... Füzeler, uçaklar, denizaltılar, binlerce asker...
HAMAS için yani...
Dahası da vardı...
Washington bölgedeki Hava Kuvvetleri'nin F-35, F-15, F-16 ve A-10 savaş uçağı filolarının artırılması yönünde adımlar atıyor ve "Amerika, gerekirse bu caydırıcılık duruşunu daha da güçlendirmek için küresel olarak güçlerini hazır bulundurur" açıklaması yapıyordu. Kim için HAMAS için... Etkili oluyor muydu bu peki? Kesinlikle...
Peki Rusya, UKRAYNA'ya gireli tam 1000 gün oldu...
İki gündür Kiev'e verilen ATACMS füzeleri konuşuluyor... Rusya'nın küresel tehdit olduğundan söz ediliyor ve durdurulmasının önemi anlatılıyor. Biden yönetimi ise "ELLERİNDE NÜKLEER
VAR! DESTEĞİMİZİ
SINIRLI TUTALIM. Savaşı sakın ha büyütmeyelim" diyordu. ATACMS'a kadar... Peki ATACMS'lar savaşın rengini değiştirir miydi? Kesinlikle HAYIR...
Moskova'yı geri iter, masaya getirir ve şartları kabul etmesini sağlar mıydı? Mümkün değil!
Putin'in içerideki gücünü budar iktidardan düşmesini sağlar mıydı? Bir iç ayaklanmaya yol açar mıydı? HAYIR!
Putin NATO'nun genişlemesini bahane ederek UKRAYNA'ya giriyor, buna karşılık ATLANTİK PAKTI ORDUSUYLA
TOPUYLA TÜFEĞİYLE
UÇAKLARIYLA
FÜZELERİYLE yardıma koşup Moskova'ya haddini bildiriyor muydu? YOK!
Kremlin'in elindeki NÜKLEER gücü veren zaten BEYAZ SARAY'dı... Zamanında...
Amerika HAMAS'a gösterdiği ÖZEN'i koca RUSYA'ya göstermiyor, uzaktan dostlar alışverişte görsün mottosuna uygun adım atıyordu!
ATACMS'lar ise nereden bakarsanız bakın SAVAŞI HARLIYOR Rusya'yı sahaya diri olarak çekiyor, AVRUPA'yı titretiyor ve artık EKONOMİSİNİ SAVAŞ KURALLARINA
GÖRE TANZİM ETMESİNİ gerektiğini öğretiyordu!
Savaşın başladığı 24 Şubat 2022'den bu yana Washington yaptıklarıyla RUSYA'ya HASIM gibi DÜŞMAN gibi davranmadı. Ekonomisini bitirecekken yapmadı! Savaşın içinde tutarak AVRUPA'yı eritmesinin yolunu açtı.
Ekonomik olarak, siyasi olarak, stratejik olarak, moral motivasyon olarak...
Profesör Graham Tillett Allison Jr., Atina ile Sparta arasındaki Peloponnesos Savaşı'na odaklanıyor ve Tukidides'in yazdıklarını güncelleyip bir TEZ geliştiriyordu: YÜKSELEN GÜÇ, HAKİM GÜCÜ
RAHATSIZ EDER... SAVAŞ
KAÇINILMAZDIR...
Burada RUSYA'nın yükselen güç olmadığı ortadaydı. Bunu ÇİN için söylemek pek ala mümkündü. Acaba SAVAŞI isteyen akıl, AVRUPA'yı yani YÜKSELEN GÜCE EN BÜYÜK KATKIYI
VEREN EKSENİ
ORTADAN KALDIRIP aynı zamanda YÜKSELEN GÜCÜN YÜKSELİŞİNİ
Mİ BİTİRİYORDU! Bu ne Trump'ın ne de Biden'ın aklının alacağı bir oyundu...
Çin için hep "2035 tarihinde dünyanın zirvesinde" yorumu yapıldı.
Acaba o tarihe kadar bitmesi gereken bir AVRUPA mı vardı! AVRUPA koluna girdiği Çin ile tahterevallide aşağı yönelirken, karşıdaki Amerika mı yükselecekti...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.