ERGÜN DİLER

Yangın

SINIRIMIZIN aşağısı zaten uzun zamandır sancılı. 7 Ekim HAMAS saldırısı ve İsrail'in insanlık dışı karşılığı, bölgeyi ateş çemberine döndürdü.
Gazetelerde tek sütun haber olmayan çok önemli isimler tasfiye edildi. Haniye bilinen MARKA isim olduğu için çok konuşuldu.
Oysa İsrail acımadan vuruyordu.
İran'da, Suriye'de, Lübnan'da, YEMEN'de.
Bölgenin tamamında çıldırmışçasına saldırıyordu. Tüm bunlara tek tek parantez açıp bakılabilirdi.
Bunu herkes yapıyor zaten. Önemli olan ASIL MÜCADELEYİ ASIL SAVAŞI bilmek ve yön tayin etmek.
Gelin isterseniz bugün ona gayret edelim.
Öncelikle İSRAİL'i ABDAB'den ayrı düşünmemek gerekiyordu. KÜRESEL politikaların hayata geçmesi için İsrail'e alan kontrolü görevi verildi.
Onlar da vahşice bunu gerçekleştirmeye çalışıyordu.
Olan bu.
Netanyahu haklıymış gibi KUDÜS'te düzenlenen anma töreninde konuştu: İran ve müttefikleri bizi yedi cephede terörle kuşatmaya çalışıyor...
Hizbullah askeri şefi Fuad Şükrü ve Hamas lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesinin ardından bölgede gerilim artarken, Netanyahu İran ve müttefiklerine karşı "çok cepheli bir savaşın" içinde olduklarını söyledi.
Yani insanlık suçu işleyen Netanyahu, karşıda bir İRAN ve MÜTTEFİKLERİNİ GÖRÜYORDU...
Şimdi gelin birlikte açalım...
CUMARTESİ yazdığım gibi ABD ve CIA uzun zamandır SİYASAL İSLAM'ı bitirmek, sonlandırmak istiyordu. Bu alanı kontrol eden güç olarak, akıl olarak Londra'yı, City of London'u görüyorlardı. Küçük bir ADA'dan dünyada söz sahibi olabilmek için bir özelliğinizin olması gerekiyordu. Bu PARAYDI! İngiltere kara para, uyuşturucu ve sanal bahis dünyasını kontrol ederdi. Hukukla elde edilmemiş miktarların ev sahibiydi. Diktatörlerin varlıklarını paralarını gizler ve kullanırdı. Saddam'ın da Mübarek'in de paraları oradaydı. Müslümanlar için düşünülen en uygun sistemi yani KAPİTALİZMLE uyumlu BANKACILIK modelini de Londra, yönettiği, arka bahçesi gibi gördüğü ülkelerden yükseltmiştir!
Kendi etki alanı içinde kalan onlarca ülkenin yanı sıra İSLAM DÜNYASINI en iyi bilen, içlerinde en iyi yer tutan akıl İNGİLİZLER'indi!
EL KADİE'nin CIA tarafından kurulup hayata geçirilmesi özünde SİYASAL İSLAM'ı bitirmek içindi. Bu dün de geçerliydi bugün de. Yarın Trump da gelse değişen bir şey olmayacaktı.
Devam...
Takip edenler bilecektir İNGİLTERE birkaç gündür içten içe kaynamakta...
Bıçaklı saldırılar baş gösterdi.
İngiltere ayağa kalktı. 3 kız çocuğunu öldüren saldırganın Müslüman ve göçmen olduğu fısıltısı dolaşıma sokuldu.
AŞIRI SAĞCI gruplar sokağa indi. Southport kasabasında bir camiye baskın yapıldı.
Eylemler alıp başını gitti. Göçmen karşıtı aşırı sağcı protestolar ülke genelinde yayıldı. Hafta sonu sığınmacıların kaldığı bir otel ateşe verilmek istendi.
Holiday Inn Express oteli çalışanları ve polis olası bir faciayı önledi. Aşırı sağcı grupların maskeli olarak sokağa inmesi iktidarı da korkuttu. İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper , X hesabı üzerinden yaptığı açıklamada "Rotherham'da sığınmacıları barındıran bir otele yapılan cani, şiddetli saldırı son derece dehşet verici" dedi.
Protesto çağrıları sosyal medyanın dört bir yanından geldi. Bu çağrıları güçlendiren kilit isim, Tommy Robinson adını kullanan ve uzun süredir aşırılık yanlısı bir kişi olan Stephen Yaxley- Lennon'du. Bu figür yani Yaxley-Lennon aşırı sağcı ve İslamofobik bir örgüt olan İngiliz Savunma Birliği'nin lideriydi!
İngiltere Başbakanı Kier Starmer, yaşananları "aşırı sağın haydutluğu" olarak nitelendiriyordu.
Yani geçtiğimiz hafta bir dans kursunda 3 küçük kızın ölümü çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıdan sonra ülke karışıyordu. Saldırı duyulur duyulmaz bir SES, KATİLİN İSMİMİN ALİ OLDUĞUNU yayıyordu! ALİ'nin bir de geçtiğimiz yıl ülkeye geldiği dedikodusu hızla dolaşıma sokuluyor ve İNGİLİZLER bir anda kendilerini MÜSLÜMAN karşıtı cephede buluyordu. Oysa saldırının nedeni bilinmese de saldırgan 17 yaşındaki Axel Muganwa Rudakubana'ydı. Cardiff'te doğan 2013'te de Southport bölgesine taşınan biriydi. Yani ismi ALİ değildi. Göçmen de değildi! Ancak buna rağmen küçük kızların ölümü üzerine piyasaya sunulan senaryo ile bu kez İNGİLTERE İSLAM ile sınav veriyordu! Bir el, bir akıl dünyaya ayar veren ADA'yı içeriden karıştırıyordu.
Hem de tam "İRAN, İsrail'i vuracak. Şehirlerini yakıp yıkacak" söylemlerinin tavan yaptığı dönemde. Saldırının hiçbir açıklaması yoktu.
Ortada masum küçük kızların ölümü üzerinden siyasi sonuç almaya çalışan bir akıl vardı.
Yani İSRAİL'in GAZZE'de yaptığını, Suriye'de yaptığını, Lübnan'da yaptığını şimdi ADA'da başka bir elbise ile aynı amaç için yapıyorlardı. 2001 İKİZ KULE saldırıları bu işlerin miladıydı. Ancak inanın bu kadar tırmanmamıştı.
Bu kadar kararlılık ortaya konulmamıştı.
Haniye'nin tasfiyesini de Yemen'e atılan füzeleri de Suriye'de İran konsolosluğuna baskın düzenlenmesini de Gazze'deki bitmeyen katliamı da ABD'nin donanmasını DOĞU AKDENİZ'e getirip demirlemesini de ayrı ve farklı okuyamazdık. Washington kendi bildiği yoldan ortaklarıyla, müttefikleriyle İNGİLTERE'nin özen gösterdiği SİYASAL İSLAM alanına giriyor ve kan gölüne çeviriyordu. Dönüşümü silahla yapmak istiyordu.
Netanyahu gibi biri de buna dünden razıydı. Günün sonunda bu rüzgar, öyle ya da böyle Türkiye'ye gelecekti.
Bunu bilmek ve buna hazırlıklı olmak gerekiyordu.
Zaten düşündükleri projede TÜRKİYE yok. Hem içeride hem dışarıda sağlam durmamız gereken bir zaman dilimindeyiz. HAMASETLE açıklanmayacak kadar büyük ve acımasız hesapların masada olduğu bir dönem bu.
Ve hepsi bizim etrafımızda cereyan ediyor, edecek de...
Türkiye dışında sorunları çözmek isteyen, görmek isteyen bölgede tek bir ÜLKE bile yok. Bu da madalyonun diğer tarafı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.