ERGÜN DİLER

Tomografi

TÜRKİYE kritik bir yerde, çok önemli bir alanı kaplayan, özel bir ülke olduğu için türbülanslar bitmez. Türkiye'den beklenti içinde olan KÜRESEL güçlerin hamleleri iyi okunmadığı için de içerideki sarsıntıların tamamını ANKARA'dan deşifre etmeye çalışırız... Eksik ve yanlış olan budur.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin önceki gün yaptığı sürpriz çıkış, haliyle gündemi belirledi.
Bu sütunu takip edenler uzun zamandır MHP'ye uzanan eli, yapılmak istene ameliyatı biliyordu.
Bunu saptamak için de DAHİ olmaya gerek yoktu. Odamda klavyenin başında her şeyi HD kalitesinde izleyebiliyordum.
Sorunu da talepleri de gidilen istikameti de fark etmek fazla zaman almıyordu.
Başkan Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel'i ziyaret ederek yıllardır yaptığı siyasetin ana omurgası olan özenle inşa ettiği "CEHAPE" söylemini terk ediyordu. Siyasi yürüyüşünü, yükselişini, mücadelesini oturttuğu zeminin dışına çıkıyordu. AZ ŞEY DEĞİLDİ BU... CHP ise Kemal Bey'le resmi ideolojinin kalıplarını kırıyor partiyi kendisinden sonra gelene hazırlıyordu. Yani AK PARTİ eski AK PARTİ, CHP de eski CHP değildi. Temas bu şartlarda gerçekleşiyordu. Pek çok başlık sıralanabilse de CHP ile MHP arasındaki temel farklılık KÜRT KARTIYDI. Özel ile Bahçeli, bu konuda ortak bir noktada buluşamazdı. Zaten Başkan Erdoğan, CHP'ye gitmek için yola çıkarken Devlet Bey'in "CHP, DEM'lenmiş, gemlenmiş, yemlenmiş, ele geçirilmiş ve sonuçta şarampole devrilmiş, ATATÜRK'le yollarını çoktan ayırmıştır..." sözleri ayrı dünyalara ait siyasi hareket olduklarını gösteriyordu. Genel olarak bölgeye bakışta CHP ile MHP bambaşka kulvarları paylaşıyorlardı.
Daha önce de sık sık yazdığım gibi MHP'nin MİLLİYETÇİLİK tanımı sınırların dışında karşılık bulmuyordu. İçeri dönüktü.
Bölge ile alış-verişleri yoktu.
Ancak KÜRT KARTI üzerinden bölge şekillenecekti. Türkiye en büyük KÜRT nüfusunu taşıdığı için sessiz kalamazdı. MHP'nin izlediği, öne çıkardığı politikalarla da çözüm bulamazdı. Sorun tam burada başlıyordu. ANA EKSEN BUYDU... Bunun altına ÜLKÜCÜLERİN hedef alınmasını, Sinan Ateş suikastını, mafyadan MHP'ye uzatılmaya çalışan yolları koyabilirdiniz.
Mesele küreseldi. Biz bunun bölgesel sancısını yaşıyorduk!
Erdoğan ve Gül neden rahmetli Erbakan'dan ayrı bir çizgi izlediler?
Erbakan ABD karşıtıydı. AK PARTİ böyle kuruldu. Ve büyük ideal ortaya koydu. Büyük değişim yaşanıyordu. Kürt meselesini çözümü için ciddi adımlar atıldı.
Bunun altında yatan bölgeyi kontrol edecek TÜRKİYE hazırlığıydı. Rahmetli Özal da böyle yapmıştı. Türkiye sınırlarının dışında GÜÇ olacağı zaman ya MHP'nin ideolojisinin rektifiye olması ya da partinin liderinin tasfiye olması gerekiyordu.
Kasetlerle bunu denediler.
Başaramadılar. Türkiye'nin bölgede alması istenen ROLLE MHP'ninki uyumlu değildi.
NET. Sorun da buydu.
Tam da bu noktada CHP sahne alıyor, AK PARTİ ile yakınlaşma hızlanıyordu. Buradan ne çıkar nereye evrilir bilmem.
Pek ilgilenmiyorum da... Küresel sonuçlara gebe bölgede ne olacak?
Bu sorunun cevabıyla ilgiliyim...
AK PARTİ ve Erdoğan siyasi risk alarak AÇILIM SÜRECİNİ başlattı. Olmadı. O yol terkedildi.
Yeni sayfa açıldı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde koalisyon göründü. MHP lideri Devlet Bahçeli buna izin vermedi.
Şehirlerde terör tavan yaptı.
Büyük bir türbülans yaşandı.
Devlet Bey'in ön almasıyla 1 Kasım'da seçimler yenilendi.
AK PARTİ kazandı. MHP de artık yanındaydı. AÇILIM ile başlayan KÜRT KARTI'na bakış bambaşka bir çerçeveye oturtulmuştu. Dolmabahçe'den GÜVENLİKÇİ politikalara terfi edildi. Üzerinden neredeyse 10 yıl geçti.
Bu sürede özellikle EKONOMİK olarak dar bir alana sıkıştık. Çözümün gelecek olan sıcak parada olduğu ileri sürülüyordu. Bu da nereden bakarsanız bakın DERİN ABD'nin izniyle olacak bir gelişmeydi. İçeride pek çok gelişme yaşanırken ABD, SURİYE'nin kuzeyinde 70 bin kişilik bir silahlı gücü inşa ediyordu.
Etkisi kabiliyeti neydi bilmesek de kağıt üzerinde böyle bir oluşum vardı. Yardımlar da gizli saklı değil açıktan yapılmaktaydı. ABD, İNGİLİZLER'in kontrolünde olan MUSUL-KERKÜK petrollerini ele geçirmek niyetindeydi. Yakın tarihin belirleyicisi olan konu GİZLİ MANŞETLE yine sıcak yine taze tutulmaktaydı. Zaten YPG'nin kontrol ettiği harita ile IRAK arasındaki trafiğe bakın.
Olayı anlarsınız.
Neyse... Başkan Erdoğan'la görüşen Özel, zirvenin içeriği ile ilgili birkaç detay paylaştı.
Dikkatimi çeken "3 arkadaşımız, Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek ile görüşecekler" cümlesi oldu...
Profesör Volkan Demir...
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi... Yalçın Karatepe...
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski Dekanı... Makro ekonomi profesörü. Doçent Selin Sayek Böke... CHP Genel Sekreteri... Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yaptı...
Bilkent Üniversitesi'nde ekonomi dersleri verdi.
Sanırım 2016'ydı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke bir dizi temaslar için Washington'a gitti. Kim davet etti, kimlerle görüştü bilgi verilmedi. Böke'ye ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Francis J. Ricciardone'nin eşlik ettiği geziyle ilgili iddiaların en başında geleniydi. Selin Sayek Böke, Washington'da IMF ve Dünya Bankası'nda çalıştı. Hatırı sayılır bir çevresi vardı. Kemal Derviş'le görüştüğü bilinse de bunun dışında kalanlar ile ilgili bir bilgi yoktu.
CHP medyası bunu o dönem sık sık dile getirmekteydi. Hatta gezi "ABD, CHP'YE LİDER Mİ ARIYOR" diye tartışılıyordu...
O derece yani... Böke'nin adı pek çok ABD'li siyasetçi ve istihbaratçı ile anılır olmuştu.
Mehmet Şimşek ile görüşecek ekibin lideri de kuşkusuz SELİN SAYEK BÖKE'ydi. Küresel bağlantıları olan etkili bir çevresi bulunan bir siyasi figürdü. Özgür Özel'le seçimlerden önce sık sık ANKARA'dan İSTANBUL'a İmamoğlu'na geldikleri biliniyordu.
CHP içindeki GİZLİ BEYİN sanki BÖKE'ydi. CHP medyasını takip edince bunu anlıyordum.
Doğal mı? Son derece... Tam da bu nedenle isimlerden çok KÜRESEL DENKLEM içinde arıyordum ilişki ağını... CHP'nin AK PARTİ'ye yakınlaşması ya da AK PARTİ'nin CHP'ye gitmesi, isimler üzerinden okunacak bir hadise değildi. Devlet Bey de bunu bildiği için tonunu yükseltiyordu.
Görünmeyen güç görünmeyen el ABD'ye aitti. Şaşırdık mı?
Asla... Bölgedeki değişimin talebi onlardan geliyordu. Sahada olmamaları sürpriz olurdu. İşte bu AĞ, ANKARA'yı bir ritme kavuşturacaktı. MHP, CUMHUR İTTİFAKI'na veda etmese de bölgeye bakışını budayacaktı.
Büyük kararlar AK PARTİ- CHP-MHP işbirliği ile alınacaktı.
YUMUŞAMA politikası yara alırsa da CHP tek başına çıkacak sesini yükseltecek ve "ERKEN SEÇİM" diyecekti. EKONOMİK OLARAK tam toparlanma olmadan bastıracaktı. Zaten Şimşek ile yapılacak görüşmelerde EKONOMİNİN TOMOGRAFİSİ ÇEKİLECEKTİ... Sorun tüm ORTA DOĞU ile ilgiliydi.
Türkiye'nin geleceği ile ilgiliydi.
Oysa biz küçük parantezlerin içini tartışıyorduk...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.