ERGÜN DİLER

Seçim!

HEM içeride hem bölgede adımlar peş peşe geliyor.
Başkan Erdoğan'ın Meral Hanım'ı kabul etmesi, yakında İmamoğlu ile Mansur Yavaş'ı da misafir edeceğinin iddia edilmesi oldukça anlamlıydı. CHP'nin yeni yüzü Özgür Özel'le başlayan "YUMUŞAMA" bir yandan Numan Bey'in yürüttüğü YENİ ANAYASA çalışmaları kapsamında ilerliyor gibi görüntü veriyordu.
MHP'nin de YENİ ANAYASA çalışmalarına belli maddeler üzerinden tepki verdiği fısıltılar arasındaydı. Ayrıca Başkan Erdoğan'ın İstanbul'da Abdullah Bey ile bir araya geldiği de söylenmekteydi. MHP, Sinan Ateş suikastından doğan sancılarla uğraşırken DEM ise hapse atılan belediye başkanları için çaba harcamaktaydı.
Başkan Erdoğan'ın CHP'yi 11 HAZİRAN'da ziyaret edeceği de açıklanmaktaydı. Suriye'nin kuzeyinde PYD gözetiminde yapılması düşünülen ancak Türkiye'nin itirazı üzerine iptal edilen ve Ağustos'a kaydırılan seçimlerle aynı gündü görüşme!
Belki de tesadüftü. Bilemem...
Hemen hemen her gün not düştüğüm gibi içerideki sıkıntının nedeni, sınırlarımızın aşağısından kaynaklanmaktaydı.
Nasıl mı? Açalım...
Demokratik Birlik Partisi yani PYD, 2003'te Suriye'de kuruldu.
Kuruluş bildirisinde Öcalan'ın ağırlığı vardı. Suriye'nin kuzeyi için "Kutsal Rojava" deniliyordu.
2011'de Suriye'de iç savaş başladı.
PYD 2012'de silahlı örgütünü oluşturdu. Halk Savunma Birlikleri yani YPG... Savaşın ilk aylarında Suriye ordusu kuzeyden çekilince YPG burada savaşmadan hakimiyet kurdu.
ŞAKA GİBİ ANCAK BÖYLE
OLDU! Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye sınırındaki Afrin, Kobani ve Kamışlı'daki devlet binalarının çoğuna PYD bayrakları çekildi.
YPG, Ocak 2013'ten itibaren sınır bölgesinde Suriyeli muhaliflerle savaşmaya başladı. Topraklarını genişletti. Tam bir yıl sonra, Ocak 2014'te de PYD, Kobani, Kamışlı ve Afrin'de özerklik ilan etti. Aynı sıralarda IŞİD, sınırda Türkiye destekli muhaliflerin kontrolündeki bölgelere saldırdı ve YPG kontrolü dışındaki bölgelerin çoğunu ele geçirdi. IŞİD, Eylül 2014'te ilk kez YPG'nin olduğu bir bölgeye, Kobani'ye saldırmaya başladı. ABD Başkanı Obama, Kobani'deki YPG birliklerine havadan silah yardımı yaptı.
IŞİD'e karşı savaş başladı. Türkiye bu yardıma sert çıktı. Tepkiler büyüdü. KOBANİ dünyada manşet oldu. Baskılar arttı.
YPG'ye destek vermek isteyen Peşmerge'ye Habur Sınır Kapısı açıldı.
PYD'nin o dönemki lideri Salih Müslim, Türkiye'ye birkaç kez gelip gitse de ANKARA'nın tavrı netti. YPG'nin de "terör örgütleri listesine alınması" çağrısı yapıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın o dönemki sözcüsü Marie Harf, "YPG terör örgütü değildir" açıklaması ile cevap veriyordu. Kobani'de IŞİD'i mağlup eden YPG, ABD'den aldığı desteği sürdürdü. Fırat'ın doğusunda Türkiye-Suriye sınırında kontrol ettiği alanı genişletti. Temmuz 2015'te çözüm süreci sona erdi. Türkiye, YPG'ye karşı tutumunu sertleştirdi. Salih Müslim de "terörist" ilan edildi.
Washington, Ankara'nın tepkisini dindirmek için sınırlı sayıda Türkmen, Arap ve Süryani gruplarla birlikte YPG'nin başını çektiği Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) kurdu. Şubat 2016'da Türk ordusu ilk kez Tel Rıfat'ta YPG hedeflerini bombaladı. ANKARA, "YPG'nin Fırat'ın batısına geçişe izin vermeyiz" itirazına rağmen Ağustos'ta ABD, SDG ile birlikte Menbic'e operasyon başlattı. Sonrasında da kontrol ettiği toprakları güneye doğru genişletmeye devam etti.
2018 sonunda Suriye'nin dörtte birini kontrol ediyordu.
Türkiye Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonlarını gerçekleştirdi.
Rusya'nın da Menbic ve Tel Rıfat bölgelerinde Türk ordusu ile YPG arasında tampon olduğu görüldü. Mehmetçik'in ilerlemesini durdurduğu anlaşıldı. 19 Aralık'ta ABD Başkanı Trump, tüm bu askerleri Suriye'den çekmeyi planladığını açıkladı. Hem Washington'da hem uluslararası alanda, "IŞİD'i yenen Kürt savaşçıları yüz üstü bırakmakla" suçlanan Trump, sadece 1000'e yakın askerini çekti.
ÇEKEMEYECEĞİNİ BENDEN
BAŞKA YAZAN KİMSE
YOKTU. Kağıt üzerinde UKRAYNA'da savaşan ABD ile RUSYA, SURİYE'de karşımızdaydı! Rusya hava sahasını kontrol ediyor ve uçuşa izin vermiyordu. Karada da durum farklı değildi. ABD, 1990'ların başından itibaren IRAK'a girerek başlattığı kurguyu sürdürüyordu.
Onlar için bu BEKA sorunuydu.
KOBANİ'de YPG'ye saldıranların arkasındaki GÜÇ, ABD'nin küresel rakibiydi. DÜNYANIN KALBİ buraları olduğu için herkes sınırlarımızın dibindeydi!
Biz de bu kapışmanın sonuçlarıyla uğraşmak durumundaydık!
ABD, Irak'taki yolculuğu Suriye'ye de yaşatıyordu.
Israrla KÜRTLER'i ayırıp KURGUSUNU hayata geçirmek istiyordu. EN net karşı çıkan da doğal olarak Türkiye'ydi. Türkiye ağırlığını koymasa, sert çıkmasa 11 Haziran'da Cezire Kantonu, Deyrizor Kantonu, Rakka Kantonu, Fırat Kantonu, Minbic Kantonu, Efrin-Şehba Kantonu ve Tabka Kantonu'nda 6 büyükşehir, 40 şehir ve 105 beldede 6 milyon kişinin yaşadığı bölgede seçimler yapılacaktı. Şimdi AĞUSTOS'a kaldı. Ancak tümüyle İPTAL edilmedi. Yani devamlı olarak ANKARA'ya "GELİN BU İŞİ MASADA ÇÖZELİM" teklifi iletiliyordu. NATO üyesi ülkelerin pek çoğu PYD'yi tanıyor, ofis açmalarına izin veriyordu. ABD de "YPG bombalanmasın" diye F-16'ları vermek istemiyordu...
YPG'ye TIR TIR askeri yardım ise sürüyordu.
Hiç ilgisi olmasa da araya şu notu düşmek şarttı!
Piyasa değeri 3 trilyon doları aşan ABD'li çip devi Nvidia, Apple'ın önüne geçerek dünyanın en değerli ikinci şirketi konumuna yükseldi. Şirket 3 trilyon doları geçen piyasa değeriyle bir ülke olsaydı GSYİH bazında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alırdı. Nvidia, Mart ayında bir öncekinden 30 kat daha hızlı çalışabilen en yeni yapay zeka çipini tanıtmıştı.
NVIDIA ülke olsaydı üzerinde ABD-Çin-Almanya-Japonya- Hindistan-Birleşik Krallık-Fransa olurken, İtalya-Brezilya-kanada- Rusya-Meksika-Avustralya-Güney Kore-İspanya-Endonezya- Hollanda-Türkiye-Suudi Arabistan gibi geride kalan tüm ülkeler altında olacaktı.
İşte böylesine büyüklüğe sahip bir ÜLKE kendi savunmasını AB-İNGİLTERE-ÇİN'e karşı ORTADOĞU'dan başlatıyor ve sancının merkezinde bizi bırakıyordu. Ankara da işin aslı bir çıkışı bulmakta zorlanıyordu...
Fakat karşımızdakilerin gücü de ortadaydı. NVIDIA üzerinden anlatmak istediğim kayıplarının ne kadar büyük olacağı gerçeğiydi. Ankara'da başlayan YUMUŞAMA ziyaretleri ve herkesin herkesle görüşmesi YENİ KAPSAYICI ANAYASA için miydi? Eğer öyleyse bu bizim adımıza KÜRESEL GÜÇLERE karşı kurulacak en sağlam defanstı. Öyle ya da böyle bu konu ABD ile çözülecekti... İkinci bir şık görünmüyordu... Bölgede çekim merkezi olduğumuz sürece kimse bizim dışımızda oyun kuramaz, kursa da sonuç alamazdı.
Türkiye için fırsatların da büyük olduğu gerçeği unutulmamalıydı.
Derinlikli, kapsayıcı, sonuç alabilen siyaset ve vizyon hiç bu kadar önemli olmamıştı! Ülkenin geleceği burada yatıyor çünkü...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.