ELBETTE benim değiştirme gücüm yok. Olan bitene, olması muhtemel gelişmelere daima ezberle bakacağız. Yönlendirmelerin kelepçesinden kurtulmak kolay değil. AKLI öne alıp yürümek bu coğrafyada zor. İsrail-HAMASIrak- Suriye-Körfez ülkeleri-LübnanÜrdün- Ukrayna say say bitmez.
Özellikle ORTA DOĞU'da DEVLETLERİ kuran HALKLAR değildir. İngiliz geleneği bir ya da birkaç AİLE seçer yönetime onları getirir ve o model üzerinden kontrol sağlardı. ABD serpilince, büyüyünce, SÜPER güç olunca işler değişti. ASKER-SİLAH- NATO gelse de asıl oyuncu DOLAR'dı. Bretton Woods'tan bu yana da böyleydi. Bu dünya tarihinin daha önce hiç görmediği YÖNETME ve kontrol etme biçimiydi. "Bu sistemi kuranlar ne yapıyor?", "Tehlike olarak kimi, neyi görüyor?", "Buna karşı planları ne?" ve "Benim ülkem bu kurguda nerede?" diye peş peşe sorularla geniş kadrajdan olan bitene bakmalıyız. Yapılıyor mu bu peki? Hayır! İDEOLOJİLERİN arkasındaki asıl güçler buna izin vermiyor. İnsanlar da gerçeklerle buluşamıyor. Doğal olarak...
Günlerdir, haftalardır, aylardır "CUMHUR İTTİFAKI hedef" diye yazıyorum. Değişik kanallardan bunu anlatmaya çalışıyorum.
Hem içerideki siyasi temaslardan, çıkışlardan, tehditlerden hem de dışarıda atılan gizli, gizemli adımlardan...
Açalım...
Benim uzun zamandır yazdıklarımın bir özeti Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin tarafından onaylandı. Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Güvenlik Kurumları ve Özel Servisler Başkanları Konseyi toplantısı gerçekleştirildi. Orada konuşan SVR Direktörü Sergey Narışkin, ABD ve İngiltere'nin Orta Asya'yı karıştırma çabalarına dikkat çekti. ABD'siz cümle kurmaması doğaldı. Öyle konuşması şarttı.
Ancak mesajlarının bir bölümünde, KONUŞMASININ amacını açıklıyordu. Bir cümle ile adeta sarsıyordu. Narışkin, gizli servisler zirvesinde "Sözde İslami aşırıcılığın kökeninde Anglo-Saksonlar yani İngiliz istihbarat servisleri olduğu iyi biliniyor. Özellikle de, MI6, Müslüman Kardeşler oluşumunu siyasi mücadelelerinde terörist yöntemler kullanmaya yönlendirdi" dedi.
Bu GİZLİ SERVİS BAŞKANLARINDAN kolay kolay duyacağınız bir açıklama değildi. Hele İngiltere ile savaş halinde olan RUSYA'nın İstihbarat Başkanı'ndan asla. Fakat söyledi.
İNGİLTERE'nin rolünü, HAMAS üzerinden, İSLAMİ TERÖR üzerinden tanımladı. İngilizler olmasa İSLAM ile TERÖR yan yana gelmezdi! Getirdiler... IŞİD de böyleydi. CIA'dan daha fazla MI6 vardı. Neden yan yana duruyorlardı?
Alanı kaptırmamak için! Rekabetleri hiç bitmiyordu çünkü. Artık SAVAŞ frekansına geçilmişti.
İşte bunları bildiğim için, Türkiye'de konuşulmadığı, yazılmadığı için, görevliler bu konulara yaklaşmadığı için HAMAS'a, 7 EKİM operasyonuna farklı bakıyordum. Tam da o pencereden dolayı "İSRAİL yakında kabuğuna çekilecek.
Onlara verilen KÜRESEL GÖREV sona erdi. Bunun yerine Türkiye gelecek..." şeklinde sık sık değerlendirmeler yapıyordum.
Doğru mu? Binlerce kez doğru!
İsrail ya da NETANYAHU önemli bir figür değildi. Hiç hem de... Temelini 1917'de İngilizler'in attığı, ABD'nin de kurulurken ses çıkarmadığı bir DEVLETTİ.
Fonksiyonu, misyonu artık tamamlandı. ABD yavaş yavaş vazgeçecekti. Çok yazdım!
Washington'un sorun çözme şekli farklıydı. Bir sorunu AKUT hale getirmeden düğmeye basmazlardı.
Kendi içlerindeki SİYAH sorununu nasıl çözdülerse şimdi İSRAİL-FİLİSTİN sorununu da öyle çözeceklerdi. İsrail'in katlettiği binlerce masum insanın kanı üzerinden ayağa kalkan milyonları yanına, önüne alıp İSRAİL sınırlandırılacaktı. NET! Tam bu noktadan sonra biz konuşmasak da top TÜRKİYE'ye gelecekti.
Türkiye'ye İSRAİL'in boşalttığı alan verilecekti. Daha büyük, daha etkin, daha güçlü olarak. İşte tam bu koordinatta sorun başlıyordu.
Türkiye'nin genleşmesi demek, büyümesi demek, GÜVENLİK alanındaki KOD'ların yeniden yazılması anlamına geldiği gibi KÜRTLER'in net tanımla içinde olduğu yeni bir ANAYASAYI da zorunlu kılıyordu.
Bu ve buna benzer sorunlar ve sorular, TÜRKİYE'nin yani AK PARTİ ile MHP'nin bu adımlara sıcak bakmasını engelliyordu.
Özellikle MHP bu nedenle hedefti.
Bölgesel değişimin önünde duran ideolojisi de, lideri de, felsefesi de istenmiyordu. NET! Sinan Ateş suikastı da, Ankara'daki çeteler de, kaçanlar da, getirilenler de, Yargı'daki kaos da, Demirtaş ve Kavala dosyaları da, davaları da hep bu konuyla ilgiliydi. MHP, net olarak ABD tarafından kurgulanan oyuna karşıydı. Tartışmıyordu bile. ABD de müttefiklerinin çıkarlarını zedeleyen ÜLKÜCÜLERİ masaya yatırıyor ve "TERÖR ÖRGÜTÜ MÜ?" diye araştırma başlatıyorlardı. Sinan Ateş sonrasında öldürülüyordu! Dün de eşi Ayşe Ateş'e koruma veriliyordu.
Neden, kimden korunuyordu peki?
Açıklayan yoktu.
MHP günlerdir altını çizdiğim gibi HEDEF olmaya devam edecekti. Bir süre sonra AK PARTİ'yi BÖLME, AYIRMA, PARÇALAMA çalışmaları başlayacaktı. Aslında alttan alta başlamıştı bile. Bölgesel değişim üzerinden KÜRESEL hedeflerine yönelen ABD bunu isteyecekti.
Karşısındaki rakip, İNGİLİZ aklıydı.
Onlar da HAMAS üzerinden alabilecekleri bir şey olmadığını anlamışlardı. Türkiye'de, ABD basıncının artmasını istemezlerdi.
Bunu önlemenin bir yolunu arayacaklardı. "YAKAN TOPUN" ÇİN'e ulaşmadan önce bir yerde soğumasını önceleyeceklerdi.
Stratejik olarak böyle düşünmeliydiler!
Peki burası neresiydi?
İSRAİL üzerinden ORTADOĞU olamadı! EN etkili istasyon hangi koordinattı?
Geçtiğimiz EYLÜL ayında New York'taki BM Zirvesi'nde ABD Başkanı Biden, Başkan Erdoğan'la görüşmese de Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan liderleriyle aynı masanın etrafında toplanıyor ve C5+1 formatındaki buluşmayı gerçekleştiriyorlardı. İPEK YOLU ve ÇİN için bu bölge hayati önemdeydi. ABD için de... İngiliz istihbaratı, şimdi İSRAİL'den sonra bu bölgeyi karıştırıp ABD'nin zaman kaybetmesini isteyecekti. İran'ı da içine alarak düşünüldüğünde koca bir bölgeydi bu! OYUNUN kurulduğu coğrafyaydı! Zbigniew Kazimierz Brzeziski'nin "Buraları yöneten dünyaya yön verir" dediği yerlerdi.
ABD'nin ÇİN'le temasının gecikmesi, Londra için elzemdi.
ABD'nin ise fazla zamanı yoktu. Her yıl 1 trilyon dolarlık silah almaları "HOBİ" amaçlı değildi. Derin İngiltere, ABD'nin hızını kesmeye, Washington da momentumu yükseltmeye çabalıyordu. Kürt sorunu, Ortadoğu, Türkiye'nin alacağı rol hayati önemdeydi.
Olur ya da olmaz. Yapılabilir ya da yapılamaz! Bilemem! Fakat bu, tansiyonu çıkaracaktır. KÜRESEL MÜCADELE bunu gerekli kılıyordu. Gördüğüm buydu. Bu çerçevede MHP hedefte tutulmaya devam edilecek, CUMHUR İTTİFAKI her fırsatta sarsılacaktı.
Sonuç alınmazsa ardından doğrudan AK PARTİ'yi de bölmek parçalamak hesapları gün yüzüne çıkacaktı.
İşte yazılmayan çizilmeyen bu mücadele, içerideki siyaseti YÜZDE YÜZ belirleyecekti. NET! Çok şey olacaktı. Her adıma bu pencereden bakılmalıydı. Anlamak için...
YABANCI kalmamak için...