KÜRESEL ve bölgesel çatışmaların gelip dayandığı yer Ankara oldu. Ayhan Bora Kaplan ve çetesinin çökertilmesinden sonra koca bir toz bulutu havalandı. İddialar havada uçuştu. Herkes bir şey söyledi, yazdı. Gazeteci olarak da satır aralarında nelerin söylenmek istendiğini anlamakta zorlanmadık. Büyük bir kapışma büyük bir hesaplaşma vardı. İşin ÇETE tarafı MAFYA tarafı elbette bir akıl tarafından SİYASETE sıçratılacaktı. NET!
Burada siyasi sonuçlar önde tutulsa da görünmemesi için, dikkat çekmemesi için, çelik kalkanla gizlenmeye çalışıldı! Uzun zamandır yazmaya gayret ettiğim gibi KÜRESEL LİG'de kapışanlar Türkiye'nin rotasını, siyasetini, konumunu, ittifaklarını belirlemek için her şartta her yoldan gelmekteler. Gelecekler de...
Bu ALANLARDAN biri de ÇETELER ve MAFYA'ydı. Hep böyle olmuştu. Şimdilerde çok daha ileri seviyede...
Açalım...
Ayhan Bora Kaplan ve ÇETESİ hakkında bir çuval iddia var. ANKARA'da neler yaptığına dair. Mahkeme serüveni sürüyor.
Bir şey yazmak doğru olmaz.
Kaplan'ın has adamlarından biri de şimdilerde yaşanan fırtınanın nedeni olan Serdar Sertçelik'ti. Kıbrıs'tan geliyor SAVCI'ya gidiyor ifade veriyordu.
Tutuklanan polis müdürleri de doğal olarak AYHAN BORA KAPLAN'ı yakalayan ekip olduğu için temasa geçiyordu.
ANKARA'da kimse açıklamasa da YABANCI BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ devreye giriyor ve üç araç değiştirerek SERDAR SERTÇELİK'i yurtdışına çıkarıyordu. Olaya adı karışanlar bile operasyonun büyük tarafını görmemiş olabilirdi.
Neyse...
Sertçelik çıkıyor ve bir süre sonra gittiği yerden polis müdürleriyle temasa geçiyordu.
Kayıtlara göre siyasi isimlerin gündeme gelmesi de böyle oluyordu. Yoksa verilen ifadede siyasi bir isim bulunmamaktaydı.
Yazıldığı çizildiği gibi SERTÇELİK İtalya'da yakalanan "çok önemli mafya lideri olarak" bilinen Barış Boyun'un yanında değildi.
Kesiştikleri bir nokta yoktu.
Sanırım Sertçelik hiç İTALYA'ya gitmemişti. Türkiye içeride AYHAN BORA KAPLAN olayı ile meşgulken kimsenin net olarak bilmediği kadar büyük bir parayı yöneten BARIŞ BOYUN'un yakalanması Türk polisi ile ortak operasyonla ele geçirilmesi ve Türkiye'ye verilecek olması önemli bir adımdı.
İtalya'nın Viterbo şehrinde yakalanan BOYUN'un değişik alanlarda şimdiye kadar hiçbir MAFYA liderinin yönetmediği bir büyüklükte paraya hükmettiği ileri sürülmekteydi. Bu da kendisini ayrıcalıklı ve korunan bir isim haline getiriyordu.
Muhtemelen büyük bir ÜLKENİN büyük bir istihbarat örgütü de işin görünmeyen kısmını kaplamaktaydı. Böyledir bu işler...
Devam...
Ekim 2022 gibi koltuğuna oturan İtalyan Başbakan Meloni geride bıraktığımız OCAK ayının sonu gibi ANKARA'ya geldi.
Görüşme öncesi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve arkadaşları, BARIŞ BOYUN için tüm ayrıntıları kapsayan çok detaylı bir rapor hazırlayıp Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundular.
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN da "Türkiye vazgeçilmez bir muhatap" diyen Meloni'ye bu dosyayı verdi.
Ve "Gereğini yapın" ricasında bulundu. İtalyan Başbakan da döndükten sonra düğmeye basıldı.
Türk tarafına her adımda bilgi verildi. Yani Erdoğan istedi, Meloni de Barış Boyun'u yolladı...
Kabaca durum böyleydi.
Ancak Ankara'da Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütünün üzerinden kopan fırtına devam ediyordu. Tutuklanan emniyet müdürleri vardı. Müfettiş raporu da tamamlanmış ve firari sanık Serdar Sertçelik'in yakalanmasına yönelik gerekli çalışmaların yapılmadığı ve gerekli özenin gösterilmediği notu düşülmüştü...
Raporda emniyet personeli için 'görevi ihmal' ve 'görevi kötüye kullanma' tespitleri yapılmaktaydı.
Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü hakkında inceleme sürüyordu. EN küçük detaylara bile bakılıyordu. Yaklaşık 40 gün sonra polis müdürlerinin görevlerini yerine getirirken HATA MI YAPTIKLARI ya da bilinçli bir şekilde SUÇA SUÇLUYA yardım mı ettikleri anlaşılacaktı. Biraz süre gerekiyordu! Anlaşılacaktı...
Firari Serdar Sertçelik yurtdışında da olsa yakından takip ediliyordu. Barış Boyun'un getirilmesinden sonra polis müdürleri ile ilgili gerçeğin ortaya çıkmasından sonra YERALTI DÜNYASI ile verilen mücadele makas değiştirecekti. Devletin kararlılığı tamdı. NET!
Ancak bölgesel planları yapanlar da her şartta her olayı MHP ile ilişkilendirip CUMHUR İTTİFAKI'NI bozmaya çalışacaklardı. Dün de yazdığım gibi Devlet Bey ve MHP ideolojik olarak düşünülen kurguların önünde koca bir alan kaplamaktaydı. Engeldi. Bu nedenle Sinan Ateş suikastı ile başlayan Ayhan Bora Kaplan ve çetesine kadar uzanan tüm rüzgarların içinde MHP esintisi olacaktı. Bunu bilerek isteyerek yapacaklardı. Siyasi sonuç almak için, CUMHUR ittifakını bozmak için, bölgesel değişimin önünü açmak için KÜRESEL SONUÇLARA gebe kapıyı aralamak için kesinlikle bu noktalara uygulanan basınç sürecekti. Artarak hem de...
Bu nedenle içeride gündemi meşgul eden ve edecek olan operasyonların bir tarafı kesinlikle DIŞARIYA taşacaktı. Serdar Sertçelik'in kaçırılmasıyla ilgili bulgular paylaşıldığında olayın DIŞ OPERASYON olduğu ortaya çıkacaktı. İçeride kullanılanlar olsa da...
Türkiye kritik bir eşikten geçiyor. Düne kadar DIŞARISI istediği pek çok olayda, operasyonda sonuç aldı. Şimdi sarsıntı meydana getirse de eskisi gibi başarılı olamıyorlar.
Ankara artık farklı bakıyor. Farklı değerlendiriyor. Türkiye, AK PARTİ-MHP İTTİFAKI ile başka, içinde MHP'nin olmadığı bir İTTİFAKLA bambaşka bir yöne giderdi. Mafya ile istihbarat servisleri ile suikastlar ile kaçırmalar ile TÜRKİYE'nin konumu değiştirilmek isteniyor.
Çok detaya girmesem de önceki gün MHP ile CHP gerginliğini paylaştım. Dün de devam etti.
MHP'nin ideolojisi ile bölgesel değişimin önünde engel olarak görüldüğü ortada. Bunun yerine CHP'yi koymaya çalışan bir akıl devrede. Bu nedenle SİYASETTEKİ YUMUŞAMA ÜÇ GÜN SÜRDÜ! Türkiye'nin sınır ötesine bakışını değiştirmesi için MHP'siz bir KOD'lama düşünülmekte. Yerine aday CHP...
Bu gerçekleşmezse CHP üzerinden yeni bir rüzgar başlatılacaktı...
AK PARTİ'nin de hedef olacağı... KURGUYA böyle bakılmalı. Tamamen "SİYASİ HEDEF NE?" sorusu üzerine yoğunlaşılmalı...
Gerisi detay çünkü...