ERGÜN DİLER

Derin hesap

"TANSİYON giderek artacak" diye sık sık not düştüm. Öyle oluyor, olacak da...
Geçtiğimiz hafta hiç istemesem de SİNAN ATEŞ SUİKASTINI yazmak zorunda kaldım.
Daha önce işlenmiş SİYASİ SONUÇLAR
DOĞURAN
SİYASİ
CİNAYETLERİ örnek göstererek eldeki isimlere, delillere, görüntülere, iletişim bilgilerine, yolculuklara, saklamalara, destek vermelere, konuya ilişkin atılan mesajlara yani KOCA BİR TRAFİĞE DİKKAT ÇEKTİM.
Bir mahalle adam bir cinayet planlıyor, sonuçları itibariyle sarsıcı olacak bir adım atılıyor ancak içlerinden biri bile GİZLENMEK, İZ BIRAKMAMAK gibi bir hassasiyet göstermiyordu! Bilakis herkes açık net görünmek istiyordu! "ÖNEMLİ" diyerek bu notu düşüyordum! Sonra da "Nereden bakarsanız bakın bu CUMHUR İTTİFAKI'na operasyondur. Bahçeli'ye operasyondur. Ancak finalde hedef Başkan Erdoğan'dır" yorumunu sizlerle paylaştım. Doğru mu? Net!
İki gündür hem Devlet Bey hem Başkan Erdoğan, bu noktaya geldi.
Hedefin ne olduğu artık daha açık konuşulur oldu.
Peki sorun bitti mi?
Sanırım bu cevabın peşine düşen çok isim yoktu!
Açalım...
Başkan Erdoğan iktidara geldiğinden bu yana çeşitli operasyonlarla karşılaştı. Bu son değildi, olmayacaktı. Ancak burada durum biraz farklıydı. İç içe geçmiş kurgular, izler bulunmaktaydı.
İsimler ve hamleler üzerinden gidildiği için işin arkasındaki AKLI bulmakta zorlanıyorduk. Yüz yüze gelemiyorduk. Öncelikle Sinan Ateş suikastında ortaya çıkan ve artık bilinen isimler üzerinden ne yazık ki tüm yollar MHP'ye çıkıyordu. Detaya girmeye gerek yok. Fakat MHP tabanında bir OPERASYON kurgulandığı, MHP'nin kullanıldığı, MHP'ye sızıldığı, sonuçta MHP'nin YARA alması hedeflendiği çıplak gözle bile görülebiliyordu. NET... Bir de madalyonun diğer yüzü vardı.
Oradaki BÜYÜK ORTAK AK PARTİ ve Başkan ERDOĞAN'dı. CUMHUR İTTİFAKI'nı bitirmek için seçilen yollardan birinin suikast olması çok şaşılacak bir hamle değildi.
Hele hele bu kadar parmak izi bırakılarak işlenen bir cinayetin siyasi sonuçları kaçınılmazdı.
Hesap öncelikle buna yönelikti.
Bahçeli'yi zora düşürmek, MHP'nin itibarını tırpanlamak, ÜLKÜCÜLERİ hukuk dışında tanımlamak gibi başkaca hamleler de hesaba dahildi! Peki MHP ve DEVLET BEY sadece AK PARTİ'nin ortağı olduğu için mi hedef oluyordu. İçeriden çökertilmek isteniyordu? Elbette hayır. Bence asıl önemli nokta burasıydı!
Özellikle 7 Ekim HAMAS saldırısından sonra bölgenin değişeceğini yazıyorum.
KÜRESEL REKABET ve ŞARTLAR bunu gerektiriyordu çünkü.
Bu dalga Türkiye'ye gelip ANKARA'nın bölgeye bakışını, akışını, sarıp sarmalamasını kapsayacaktı. Aslında çok öteden beri vizyonda olan film başka figürler üzerinden canlandırılıyordu. Rahmetli ÖZAL'ın döneminde de en can alıcı mesele BÖLGE ve KÜRTLER'di, şimdi de... Meseleyi doğru tanımlamak gerekiyordu.
Türkiye tüm kurumlarıyla, partileriyle şimdiki duruşunu değiştirse de buna itiraz edecek ve sarsılmaz şekilde yerinde duracak olan MHP gerçeği vardı. MHP'nin rolü ve bakış açısı AK PARTİ'nin ilk dönemleriyle uyuşmadı.
Uyuşamazdı. Türkiye'ye küresel ve bölgesel anlamda bütün ırklara, inançlara saygılı olması gerektiği söyleniyor, telkin ediliyor, MHP buna şiddetle karşı çıkıyordu.
MHP sınırlar içerisinde SİYASET yapıyordu. Bölgesel değişime sıcak bakması destek vermesi mümkün değildi. Zaten tam da bu nedenle geçtiğimiz yıllarda KASET fırtınasıyla karşılaşıyorlardı.
İstenen MHP'nin duruşunun değişmesi Türkiye'nin bölgesel politikalarını desteklemesiydi.
Olmayınca operasyonlarla gelindi. Bölgede değişim isteyen odaklar, güçler, Türkiye'nin önünde engel olarak MHP'yi görüyorlar. AK PARTİ ile yürüyen ve etkili olan bir MHP asla ve kat'a istenmiyordu, istenmeyecekti. Deniz Baykal'lı CHP de bu kategorideydi.
Rahmetli Baykal tasfiye edildi.
Kemal Bey geldi. Parti RESMİ İDEOLOJİNİN DIŞINA çıktı.
Görevini yaptı. Kenara alındı.
Şimdi CHP başka bir şeydi! Doğru mu? Kesinlikle. Operasyonlar siyasi hedefler için kurgulanır ve sahnelenirdi. Dünya ekonomisini yöneten güçlerin bu toprakları ıskalayacağını düşünmek, olan biteni anlamamak demekti!
Küresel çapta parayı kontrol eden gücün burada siyaseti, ekonomiyi, ideolojileri unutacağını düşünmek en hafif tabirle saflık olurdu.
Ki Türkiye'yi hiç kendi haline bırakmadılar. CHP'de, MHP'de ve AK PARTİ'de BAŞKAN ERDOĞAN'a karşı kurulan oyunların tek amacı, BÖLGESEL VE KÜRESEL SONUÇLAR
DOĞURACAK ADIMLARIN
ATILMASINI SAĞLAMAKTI.
Şimdi yine aynı...
Detaylara girmesem de ANKARA'da çok kişi olan biteni anlamış değil! Olan biteni "ŞU CU", "BU CU" diye açıklamak gerçeğe sırt dönmekten fazla bir şey ifade etmez! Önce büyük mücadeleyi çözmek sonra da bölgesel aritmetiği anlamak durumundayız. MHP ve DEVLET BEY bölgesel ritmin karşısında olduğu için hedefti.
Doğal olarak AK PARTİ de Başkan Erdoğan da... Bu sarsıntı tek bir olay ya da birkaç emniyet mensubu üzerinden okunmamalıydı. Sanıldığından çok daha DERİN'di...
İngilizler OSMANLI'yı tasfiye edince Ortadoğu'da cetvelle çizdikleri DEVLETLER kurdular.
20'ye yakın! Hiçbiri o sınırlar içindeki insanlar tarafından kurulmadı. Kurduruldu. Hepsinin bölgesel görevleri vardı. Şimdi ise yeni bir sayfa açılmak isteniyor. Türkiye'ye rol vermek isteyenler olduğu gibi budamak isteyenler de vardı. Bölgesel değişimi tetikleyenler Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle ekonomik ve siyasi rota tutturup sağlıklı yolculuk yapmasını engelliyorlar.
İçerideki tansiyonun nedeni bu.
İsimlere girip olayı sınır içine hapsetmek bana pek makul gelmiyor. İçerideki sıkıntıların ana nedeni ANKARA'nın SİYASİ HEDEFLERİ ile PARAYI ELİNDE TUTANLARIN
HEDEFLERİNİN
ÖRTÜŞMEMESİDİR! Bu çatışma halidir. Durum böyle olunca engel olduğu düşünülen her kurum, her kişi, her organizasyon hedef olur. Şimdi MHP üzerinden yaşananlara da böyle bakılmalıydı.
Pek çok ülkede o toprakları yöneten güç iktidar değildir.
"GİBİ YAPANLAR" vardır.
Doğaldır. Ancak tek bir güç olan bitene karar verirdi. Çok kez de o güç o sınırların dışında bulunurdu. İSTİHBARAT OPERASYONLARINA
KURGULARINA ve ALINACAK sonuçlara böyle bakılmalıydı. Sahneye konulan oyunda AK PARTİ ile MHP'nin ayrılması, ayrılmıyorsa da birlikte "erimesi" düşüncesi hakimdi.
Akılcı, şeffaf ve oyun bozucu adımlar atılmalıydı. Konu sadece CUMHUR İTTİFAKI'nın surlarında gedik açmaktan ibaret değildi. Daha ötesi vardı. Bunu bilerek oyunu bozarak gidilmeliydi.
Son döneme iyice bakıldığında HAMLELERİN GEÇ
ANLAŞILDIĞI ORTADAYDI...
Oyunu kuranlar vazgeçmiş değildi. Kimsenin alan boşalttığı da yoktu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.