Açık mesaj
KÜRESEL çapta verilen kararların bölgesel yansımaları ve içerideki fırtına pek görülmüş gibi gelmiyor bana...
Önemli adımlar önemli işaretler olsa da gelişmelerin çok doğru okunduğunu düşünmüyorum.
Durduğum yer belli. Türkiye bölgenin en güçlü aktörüdür ve kimse ANKARA'ya rağmen oyun kuramaz.
Bu net. Bunu saptadıktan sonra TÜRKİYE'nin de içinde bulunduğu KURGU ne olabilir sorusunu soruyorum.
Peşinden koştuğum bu. Gelin cevaba birlikte yolculuk edelim...
Bölgesel tektonik hareketleri, partilerin tepkilerinden, bazı isimlere yüklenmelerinden anlamak zor değil. ONAY ya da ENGEL isimler üzerinden gelir asıl muhataplarına yollanır.
Birkaç kez yazdığım gibi Başkan Erdoğan'ın ABD gezisi ve dönüşü çok önemlidir. Eğer ziyaret gerçekleşirse sonrasında pek çok kulvarda değişiklik kaçınılmaz olarak karşımıza gelecektir....
Bir süre önce bir gazeteci çok doğal olarak AK PARTİ'de "REFORM"a işaret etti. Kendi köşesinden AK PARTİ'nin reformcu çizgiye döneceğini yazdı. "Osman Kavala'nın hapiste tutulmasının, Gezicilerin yıllarca hapis yatacak olmasının Türkiye'ye ne yararı var? AK Parti'ye ne fayda sağlıyor" diye de sordu. EN doğal hakkı bu.
Ancak bu satırlar AK PARTİ'nin dünya üzerindeki konumunu ilgilendiriyordu. İçeride de dışarıda da muhatapları vardı.
İçerideki adres MHP'ydi ve tepkiyi gizlemedi. "Yok hükmündedir. Çöptür. Kalem ve Kılıç artığıdır!" sözleriyle gazeteciye ağır hakaret etti.
Aslında kavga MHP ile gazeteci arasında değildi. Türkiye'nin konumunu değiştirmek için harekete geçen odaklara MHP'nin uyarısıydı. Tepkisiydi. Bunun hem KÜRESEL hem bölgesel hem yerel karşılığı vardı.
Devam...
Daha önce de yazdığım gibi ABD, IRAK'a iki kez askerini yolladı. Geldi rejimi devirdi. İstediği sistemi inşa etti. Burada KÜRTLER ÖZNE'ydi.
Ayrı tutuldu. Korundu.
Araplar da bundan dolayı İŞBİRLİKÇİ olarak gördüler ve husumet başladı.
Hesaplar içinde bu vardı. Peki KÜRTLER ne olacaktı? PKK olarak yola devam etmeleri mümkün değildi. Bölge değişmeli oyun değişmeli oyuncu değişmeliydi.
ABD işgaliyle alt üst olan ülkeye Başkan Erdoğan 13 yıl sonra gitti.
20'den fazla imza atıldı. Enerji de su da Kalkınma Yolu da masadaki ağırlıklı dosyalardandı. Bunlar önemli olmakla birlikte ilgimi çeken bu parantezler değildi!
PKK'NIN BİTİRİLECEK OLMASI, İKİ ÜLKENİN ORTAK OPERASYON YAPACAK OLMASI üzerinde fazlasıyla durulması gereken bir hamleydi. Erdoğan IRAK'lı muhataplarından sonra KÜRT BÖLGESİNİN ileri gelen isimleriyle de oturuyordu. Türkiye düne kadar içerideki KÜRT'e "KÜRT" demiyordu. Şimdi diyor.
Peki içerideki KÜRT'e "KÜRT" denirse sınırların dışındakine ne denecekti? Elbette KÜRT... Yani "KİMLİK" olarak tanındı... Diğer dinler ve mezheplere karşı aynı mesafedeki tutum da ortadaydı.
Bölgesel iddia ve genişleme söz konusuysa öncelikle atılacak adımlar bunlar olmalıydı. Atıldı da... Başkan Erdoğan ABD gezisi öncesi IRAK'a gidiyor SU'dan enerji'ye oradan da PKK'ya ortak operasyona kadar geniş bir yelpazedeki konuları görüşüyordu.
KANDİL'in temizlenmesi oradaki terörün kökünün kazınması öndeki talepti! Erdoğan IRAK'a giderken terör örgütünün elebaşları ve yönetici kadroları bölgedeki TÜRK ASKERİNİN durumunu anlatıyorlardı.
Mehmetçiğin DÜZ OVALARDA DA şehirlerde de önemli alanları kontrol ettiğini belirtiyor ve "Kimse Türkiye'yi artık buralardan çıkaramaz" diye dert yanıyorlardı.
Gelelim asıl meseleye...
Türk askeri GÜVENLİK gerekçesiyle önemli alanı kontrol ediyordu. Bu nedenle de zaman zaman saldırıya uğruyordu. Saldıranlar DENKLEMİ değiştirmek isteyenlerdi. GENİŞ DÜZ ALANLARDA da şehirlerde de etkisini her geçen gün artıran TÜRKİYE'nin IRAK'ın destek vereceği ortak operasyona ihtiyacı var mıydı? Kesinlikle yoktu! Ancak olacakların sağlığı açısından bu gerekliydi. Türkiye göstermelik de olsa IRAK SİLAHLI KUVVETLERİNİ yanına alacak kendi göbeğini kendisi kesecekti. Sonrasında ise ABD'nin boşalttığı bölgeleri kontrol eden güç olarak yoluna orada devam edecekti.
Yani ortak operasyon TÜRKİYE'nin bölgede net ve kesin olarak yerleşmesinin ilk adımıydı! Bunun pek çok anlamı vardı. KÜRTLER'i koruyacak gücün yine Türkiye olması en başa yazılması gerekenlerdendi.
ABD çıkacak Türkiye gelecek KÜRTLER üzerinden bölge tekrar inşa edilecekti.
Türkiye'nin patronluğunda tabii... Bu bölgedeki büyük figür olan KÜRTLER'in de sahipsiz kalıp hedef olmalarının önüne geçecekti. DEM içinden AVRUPA yanlısı sesler yükselecek DEMOKRASİ ve SİYASET parantezi içinden yükleneceklerdi. KÜRT KARTININ ELLERİNDEN kayıp gitmesinden duydukları rahatsızlığı böyle dile getireceklerdi.
KALKINMA YOLU da hem bölgenin hem Türkiye'nin ekonomik parametrelerine yansıyacaktı. Petrol önemli enstrümandı. Ankara yönetecekti.
Yani EKONOMİK verilerin toplanmasından önce terör bitirilecek Türkiye bölgenin kontrolünü ele geçirecekti.
Müslüman ülke olarak ağırlığı artıracak kağıt üzerinde İSRAİL ile çatışma sürecekti. Bu iki başkentin de işine gelecekti. Dün de yazdığım gibi bu denkleme en güçlü itiraz İRAN'dan gelecekti. İran'ın taşıdığı misyon bu kurguyu onaylamasına izin vermezdi. "ONE MINUTE" olayından sonra CIA'nın bölgedeki yaptırdığı anketlerde Erdoğan tüm liderlerden daha fazla oy alıyordu. DAVOS'tan sonra İSRAİLLE kurumsal düşmanlığı olmayan Türkiye'nin yükselmesi, MÜSLÜMAN COĞRAFYADA önder olması İRAN'ı geri itmişti.
Bu söylenmez ancak TEL AVİV buna dünden razıydı. İRAN gibi bir devletle husumet ve düşmanlık içinde olacağına geçmişe dayanan sağlam dostluk tohumlarının bulunduğu Türkiye ile karşı karşı gelmek ilk tercihleriydi. Şimdi yine öyle olacaktı. İran'ın geri itilmesi şarttı.
Türkiye'nin bölgesel etkisinin önündeki en büyük engel TAHRAN'dı.
KÜRT KARTI çok yönlüydü!
MHP de Ankara'daki bazı odaklar da olaylara böyle bakmıyordu.
ROTA OLUŞTURULMASI açısından kişiler üzerinden çatışmaların yaşanması mesaj yollanması sıkça görülen metotlardandı. Binlerce kez yazdığım gibi DIŞARISI İÇERİSİNİN TONUNU BELİRLER! İç siyasetteki DESİBEL'i de bölgedeki tektonik siyasi hareketler saptayacaktı!
"REFORM" diyerek MHP'nin hedefi olan gazeteci Irak dönüşünde uçakta Başkan Erdoğan'ın hemen yanında oturuyordu... İletişim sürüyordu yani... Mesajlar karşılıklı veriliyordu...
Dönelim yazının başına...
Benim olan bitenden anladığım buydu... HAKLI çıkar mıyım?
Bakalım izleyelim..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.