ERGÜN DİLER

Kurgu war

OLAYLARA bakışımızın analiz etme biçimimizin doğru ve sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Sıradan insanlar bilmeyebilir ancak buralarda sanılandan çok daha fazla kişi yabancılara çalışır.
Aklınızın alacağının dışında bir sayıdır bu. Haliyle yaşananlar karşısında estirilen rüzgarların pek çoğu kontrollü ve kasıtlıdır!
Yönlendirme amaçlıdır. TV'lerde gazetelerde sosyal medyada bunu anlamak öyle kolay da değildir. Kamuflajın en iyi kullanıldığı ülkeler listesinde üst sıralarda olduğumuzu bilin!
Devam...
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra yerel seçimlere gelindi.
AK PARTİ düşüş yaşadı. CHP de yükseliş. Sağlıklı analizler yapılamadan bölgede tansiyon yükseldi. Ayın hemen başında İsrail hava saldırısıyla, İran'ın Suriye'deki konsolosluğunu vurdu.
8 kişinin hayatını kaybettiği söylendi. Ölenler arasında İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü'nde üst düzey komutan olan Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi de bulunuyordu. İran olayı "Zahedi'yi hedef alan bir suikast girişimi" etiketiyle açıkladı. Kasım Süleymani'nin Ocak 2020'de öldürülmesinden sonra yaşanan en büyük ikinci operasyondu bu.
Nereden bakarsanız bakın SAVAŞ NEDENİ bir adım! İran'ın cevap vermesi hatta çok sert bir karşılıkla İsrail'in canını yakması beklenir.
Kağıt üzerinde böyle olmakla beraber gerçek hayatta işler de ilişkiler de farklıdır. Görünenle gerçekte olan farklıdır... Açalım...
İran'da ŞAH döneminde Tahran'ın en iyi ilişki kurduğu merkez Washington'du. Halkın da ABD'ye hiç tepkisi yoktu. Tersine büyük sempati ile bakılmaktaydı.
Yaşı yetenler hatırlayacaktır o dönemde ABD sadece kendisinin kullandığı F-14'leri bir tek İRAN'a veriyordu. Ne Suudlar'a ne İsrail'e!
Sadece İran'a. Derken Türkiye'nin anlaması zor işler gelişti. Humeyni buralara kadar geldi. Biz oyunda yer alamadık. Fransızlar aldı, Paris'e götürdü. ABD ile arasından su sızmayan İRAN'a İSLAM DEVRİMİ yaptırdılar!
İSTİHBARAT BUDUR! Bir rakibinin elinden büyük bir oyuncuyu almak ve yanına park ettirmektir. Başardılar... Hem de İSLAM DEVRİMİ ile...
Fransa, ABD ile mücadelesine pek çok yerde olduğu gibi ORTADOĞU'da da devam ediyordu. İran artık ABD'nin karşısındaydı. Zaten anlaşılmayan da buydu. Etrafımızdaki savaş temel olarak ABD ile AVRUPA arasındaydı. Anlamıyorduk. Pas geçtiklerimiz çoktu!
İstiklal Savaşı'nda da bugüne taşıyabileceğimiz detaylar vardı.
Yunan karşımıza dikiliyordu.
Yani çıkartılıyordu. İzmir'den giriyorlar EGE ve ANADOLU'nun içlerine kadar ilerliyorlardı.
Buraları kontrol edecek ne güçleri ne akılları ne yetenekleri ne stratejileri vardı. Geldiler.
Dağılmaları kaçınılmazdı. Öyle de oldu. Savaşı kazandık. Tehlikeyi bertaraf ettik. Yeni bir DEVLET MODELİYLE yolumuza devam ettik, etmekteyiz. Ancak OSMANLI'yı yıkan YUNAN değildi ki! İNGİLİZLER yıkıyor, Yunan'ı da karşımıza onlar yolluyordu. Zaten Kraliçe Elizabeth'in eşi Edinburgh dükü Prens Philip'in ailesiydi bunu yapan! Bunu görmüyor bilmiyor DÜŞMAN olarak YUNANİSTAN'ı karşımıza alıyorduk! İngiltere'yi görmeden ilerliyor hatta dostlukta sınır tanımıyorduk. Aynı senaryo aynı akıl tarafından, KIBRIS'ta da karşımıza çıkıyordu.
OYUNU KURANI değil figüranla uğraşıyorduk. Maalesef...
Böylece sağlıklı olarak TEHDİT ve DÜŞMAN tanımı yapamıyorduk.
Konum belirleyemiyorduk.
İlk düğme yanlış olunca gerisi zaten kaos'tu. Türkiye bunu yaşıyordu. Bugün de değişen bir şey yoktu... İngilizler'in bıraktığı yerden oyunu götüren ABD de ORTADOĞU'da "DÜŞMAN" olarak tanımlanacak bir unsur arıyordu. Bu nedenle şu anda bulundukları topraklarda nüfusu olmayan Yahudiler'e DEVLET kurduruluyordu. Ortadoğu enerji deposuydu. ABD "Benimle değil İsrail'le uğraşsınlar" diyerek İngiltere'nin açtığı yolu bitirdi.
Araplar, Müslümanlar İSRAİL'LE çatışıyor, onlarla savaşıyorlardı.
Gerçekte olan başka sahne önündeki bambaşkaydı...
Nasıl bize YUNANI düşman bellettilerse ARAPLAR'a da İSRAİL'İ...
Neyse...
İran içinde özel ve etkili kimlikler üzerinden ABD'ye VATİKAN'a bağlı aileler vardı.
Bizde olduğu gibi...
KRİPTO kısmı pek bilinmezdi.
Bizde de... Özel iletiler bu kulvarlarda ilerlerdi. Bilmezdik. Bu şartlarda İRAN'ın TEL AVİV'i vurması gerekiyordu. Çünkü İsrail, KONSOLOSLUĞUNU çekinmeden yerle bir etmişti.
İsrail'in Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahedi'yi vuracağı acaba İRAN'a iletilmiş miydi? Önceden bilgi verilmiş miydi? İran'ın kurgusal tepkisi bu soruyu zorunlu hale getirmekteydi. Hangi devlet operasyon başlattığını ve DRONE'ların 4 saat sonra hedefe ulaşacağını açıklar? NEDEN? Git sende vur dön gel. Ya da hiç adım atma sus otur.
HAMAS saldırısından sonra bölgeye gelen ABD DONANMASI, İNGİLTERE'ye karşı adım atıyordu. Sürpriz adımlara karşı herkese ayar veriyorlardı. Çin dahil kimse de çıkıp tek söz edemiyordu. İran'ın arkasındaki önemli bir kol Çin'e oradan da İngiltere'ye uzanırdı.
Çin, İsrail'in etrafındaki bölgede çok etkiliydi. İran'ın bu ittifak getirisiyle Tel Aviv'e haddini bildireceği pek çok şık vardı.
Hiç biri denenmedi. Çünkü hiçbiri "ÖTEKİ" olarak bölgede yeşertilen İSRAİL'in sahadan alınmasını istemiyordu. Şu an için ABD dışında bunu yapabilecek bir odak da yoktu. ABD'nin İSRAİL'i yerinden ettiği zaman, rolleri değiştirdiği zaman AB ile ÇİN'in buralarda birleşmesini engellemek için hayata geçireceği iki hamlesi vardı! Ya MEZHEPSEL kökenleri kaşıyacak ARAPLAR ile İRAN'ı savaştıracaktı ya da bölgedeki tehdit görüntüsünü artıran Tahran'ı ANKARA ile karşı karşıya getirecekti. Kendisi asla ve kat'a gidip İRAN'la topyekun savaşmazdı. MÜSLÜMANLARI toptan karşısına almazdı. Bu şık masada hiç yoktu, olmamıştı.
Bu nedenle İsrail-İran gerginliği husumeti sahici değildi! İsrail, İran'ı değil de içinde başka koordinatlara çalışan ve çıkarlarına zarar veren isimleri hedef alırdı! İran'ın küresel ölçekte silinmesi ve etkisiz hale gelmesi ancak ve ancak ABD'nin müdahalesiyle olabilirdi. Bu da hiç gerçekleşmeyecekti! Eğer İSRAİL'e 1948'de verilen rol geri alınıp yeni bir denge kurulacaksa bu TÜRKİYE'nin öne çıkartılmasıyla ya da ARAPLAR'ın İRAN'ı tehdit olarak görüp hep birlikte çullanmasıyla hayata geçirilebilirdi.
İRAN ŞU AN İÇİN İSRAİL
ÜZERİNDEN KURULAN
"DÜŞMAN DENGESİ" İÇİN
EN UCUZ EN ANLAYIŞLI
EN TEPKİSİZ ortak... Eğer İsrail'in görevi bitti ve yerine yeni "DÜŞMAN" bulunacaksa bu İRAN'dı kuşkusuz. Bölgenin tüm hücreleriyle uğraşacağı tek makul adres yani. O aşamaya gelindiğini sanmıyorum. ABD'de öyle bir ışık yok. Şimdilik...
Dengeyi ve mücadeleyi "İsrail-İran diye" değil arkasındaki güçlerin isimleriyle okumakta fayda vardı. Hatta 17-25 Aralık Operasyonları'nın bir ana amacı Türkiye-İran yakınlaşmasıydı.
Kurulu dengeyi bozacak bir hamle olarak görüldüğü için burada düğmeye basılıyor operasyon başlıyor tansiyon yükseliyordu. Ve bu yazdıklarım da önümüzdeki günlerde karşımıza içerideki kapışmalar olarak çıkacaktı.
Sürpriz gelişmeler olacaktı.
Hem de çok...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.