ERGÜN DİLER

Mesaj h'at'tı

GELİN 'magazin'den başlayıp ilerleyelim bugün...
23 Şubat'ta Buckingham Sarayı'nın önünden geçenler, orada bulunanlar şaşkınlıktan küçük dillerini yutacaktı. İKİ SİYAH ve bir de BEYAZ AT, siyah kılıf ve sancakla sarayın kapısına doğru ilerliyorlardı.
Bilenlerin anlattıklarına göre BEYAZ AT KRAL ya da KRALİÇE'nin bulunmadığı alanlarda kullanılmazdı. Bir de örtülen sancak meselesi vardı. Bir gösteri olmadığı ortadaydı. Bir tören ya da karışılama da söz konusu değildi.
İKİ SİYAH atın karşılığı KARA HABER'di. Peki Kraliçe ölmüş, yerine geçen Prens Charles da üç günlük KRALLIK serüvenini tamamlamış mıydı? Buckingham kimi kaybetmişti? Neler oluyordu?
Bu sorunun cevabı, gariptir üç gün sonra ortaya çıkıyordu. ÖLEN JACOB ROTHSCHILD'ti. İyi de Jacob Rothschlid çok önemli bir ailenin, çok önemli finans dehası bir ismiydi. Kraliyet ailesinin bir üyesi değildi. Ancak sancak taşıyan siyah atların yanında BEYAZ AT'a görev verilecek kadar sıra dışı bir isimdi. Önemli bir şahsiyetti...
Devam...
Jacob Rothschild'e döneceğiz fakat şimdi birkaç hatırlatma...
Buckingham ve Windsor Şatosu arasında iyi haber alınamıyordu.
Garip bir şekilde kara bulutlar KRALİYET AİLESİ'NİN üzerinde dolaşıyordu.
-Kraliçe Elizabeth'in ölümünden sonra tahta çıkan Charles, Kral olduktan sonra sağlığını kaybetti, kanser oldu.
-Kraliçe Camilla, tüm halka açık gösterileri iptal etti.
-Veliaht Prens William, ortadan kayboldu.
- Kate Middleton, ameliyat geçirdi. Detay verilmedi. Aralık ayından bu yana görülmedi.
- York Düşesi Sarah'a cilt kanseri teşhisi konuldu.
- Prens Edward, bıraktığını açıkladığı KRALİYET görevlerinden bile geri adım atıyordu.
-İngiliz Kraliyet Ailesi'nden kız alan Thomas Kingston, aniden öldü. Lady Gabriella Windsor Kingston'ın 2019 yılında evlendiği kocası Thomas Kingston, 45 yaşında ve görünürde hiçbir hastalığı olmadığı halde aniden hayata veda etti.
- Jacob Rothschild öldü.
-Norveç Kralı, MALEZYA'da enfeksiyon kaptığı için hastaneye kaldırıldı.
-Papa Francis, hastanede gözetim altına alındı.
- Danimarka Kraliçesi, şok açıklamayla tahttan çekildiğini duyurdu.
İngiltere Kraliyet Ailesi ve akrabalarının kötü günler geçirdiği ortadaydı. Hepsi üst üste geliyordu.
Bu arada ABD'de Trump, emin adımlarla bir sürprizle karşılaşmadan yoluna devam ediyordu. Trump'ın SARAY ile olan iletişimi de sorunluydu!
Eskiden bu yana...
Kate Middleton, eşi Prens William ile Fransa'da tatil yaparken üstsüz bir şekilde görüntülenmişti.
Özel mülkte çekilen bu görüntüler uzun süre uluslararası basında gündem olmuştu. Kraliyet Ailesi de Fransız tabloid gazetesi Closer'a dava açmıştı. Trump, o gün bu olayı "Kate Middleton harika. Ama çıplak bir şekilde güneşlenmemeli.
Eğer üstsüz güneşleniyorsa kim Kate'in fotoğraflarını çekip inanılmaz paralar kazanmak istemez ki? Haydi ama Kate!" sözleriyle paylaşmıştı! Kral Charles ve çocuklarının bu yoruma küfürlü cevaplar verdiği yazılan biyografilerde ortaya çıkıyordu.
Trump'ın Charles ile arası hiç iyi değildi! İKİLİNİN arasındaki SORUNUN ne olduğu bilinmese de Trump, Galler Prensi (Prince of Wales) olan Charles'tan "balinalar prensi" (Prince of Whales) olarak söz ediyordu.
Ayrıca Trump'ın Jeffrey Epstein ile yakın olduğu yıllarda 'Diana'yı istesem ayarlayabilirdim. Ama sadece HIV testini geçtiği sürece" dediği de iddialar arasında yer alıyordu.
Neyse... Bir şekilde dünya yeni dengesine hazırlanıyor, bir ODAK, engel gördükleri alanlarda operasyon yapıyor gibiydi... Trump, gelir mi gelmez mi bilinmez ancak BAŞKANLIK dönemlerinde en kararlı duruşu garip bir şekilde SURİYE-IRAK ve KÜRT KARTI meselesinde gösteriyordu.
Askerlerini çekmekten söz eden TRUMP, Başkan Erdoğan'a mektup yolluyor ve çözüm için ricacı oluyordu.
ABD, Öcalan'ı KENYA'da alıp Türkiye'ye veriyordu. Kandil buna rağmen, ABD'ye rağmen durmuyor eline silahı alıyor siyasetin göbeğinde bulunmaktan çekinmiyordu. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın IRAK'a gittikleri, Ba��dat ve Erbil'e indikleri SIR değildi. Barzani ailesinin de Başkan Erdoğan'a geldiği... HDP ya da DEM, AVRUPA'ya yakın duran o ritme sahip çıkan siyasi oluşumlardı.
Bölgeye AB'nin çerçevesinden bakıyorlardı. Demirtaş'ın eşi Başak Hanım üzerinden oyun kurması, ABD tarafından İLK TERCİH OLARAK
GÖRÜLMEK İSTENMESE de AB merkezlerinin karşı çıkma ihtimali çok fazla ve sertti. Bunu da KANDİL'in tepkisinden çözmek zor olmuyordu.
Arkadaşlar, "Bildiklerini açık yaz" diye rica ediyorlar.
Bildiğim bir şey yok. Sadece ABD ile RUSYA'nın ittifak halinde AVRUPA'ya çullandığını ve Türkiye'nin de bu eksene yaklaştığını görüyorum. Bu ÜÇGEN, her ne olursa olsun Türkiye'nin merkezde olduğu bölgeyi tekrar inşa edecekti. NET!
CHP-DEM-YENİDEN REFAH ve diğerleri, yani AVRUPA'ya yakın duranlar bunu engellemek isteyecekti. Bu da doğal. Zaten mücadele BLOKLAR arası değil BATI BLOK'unun içindeydi.
Anlaşılmayan, ıskalanan, bilinmeyen de bu.
Magazin'e dönelim yine...
Amerikalı gazeteci ve araştırmacı Benjamin Fulford, ilginç bir iddia ortaya attı: Polonya İstihbarat Servisi, "Prens William, 4. Baron Jacob Rothschild'in oğlu" olduğu gerçeğini hükümete sundu.
Benjamin Fulford, Polonya İstihbarat Teşkilatı içinde iyi konumdaki birkaç kaynağıyla görüştüğünü belirterek, "Prens William'ın, Jacob Rothschild'in oğlu olduğunu kabul ettiler. Hatta ellerinde belgelerin de olduğunu söylediler" dedi. Prenses Diana yaşarken gerçekten de Rothschild'e çok yakındı. Ancak bu bir ilişkinin kanıtı olamazdı. Polonya İstihbaratı'nı da ABD'ye yakın olarak görmekte fayda vardı!
Biden gider mi Trump gelir mi bilinmez ancak İNGİLTERE'de olan biten pek sıradan olaylar gibi değil. KÜRESEL DENGEDE Londra'nın önemini bilince "Kavga tüm hızıyla devam ediyor" yorumunu yapmak abartı olmuyordu. Yerel seçimlerden sonra içeride tasfiyeler yaşanacaktı.
Bölge yeni dinamiğine hazırlanacaktı. Trump'ın MAZLUM ABDİ mektubunu hatırlayın. Israrını unutmayın.
"Rusya seçimlere hile karıştırdı.
Başkan oldun" diyenlerle bile, kendisine soruşturma başlatanlarla bile bu kadar kararlı temas kurmuyordu.
ABD, IRAK'a girdiğinde fatura ödemeyen sadece KÜRTLER'di.
ABD çıkıp giderse ARAPLAR'ın hesap soracağını bilmek için gazeteci olmaya gerek yoktu.
Türkiye'nin de gelişen olaylar karşısında KÜRTLER'i korumak zorunda kalacağı SIR değildi...
Nasıl olacağı tartışılır! Ne olacağı değil! Bakalım görelim...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.